Arif Köse /ey kavmim
İSLAM MANTIK DİNİYMİŞ!
Benim gibi kırklı yaşlarda olanlar iyi hatırlar: “İslam mantık dinidir, İslam akıl dinidir, İslam akla yatkındır” gibi söylemler ve bunlar üzerine kurulu tezler, alıp başını gitmişti gençliğimizde.
Muhtemelen iyi niyetli söylemlerdi bunlar ama bir o kadar da düşünülmeden yapılmış ve arkası hesaplanmamış amellerdi.
Oysa İslam ne mantık diniydi ne de akla yatkındı. Ardından ne mi oldu bu tür söylemlerin?
İnsanların zihinlerine öyle bir kazıdılar ki İslam-Mantık bağlantısını, günümüzde hadis inkarcıları, ateistler, deistler, dinsizler aldı başını gitti.
Nasıl türemesin ki bu tür saçma düşünce tarzları? Kapitalist ve materyalist bir dünyada yaşıyoruz ve mantığa sığdırılamayan her söylem, bu ilişkiyi kurmaya çalışanları dışarı dışarı itiyordu. Yaşamın her alanında kapitalist ve materyalist olacaksınız, ardından da Allah’ın Müslümanları tarif ettiği daha Kur’an-ı Kerim’in başındaki “Onlar gayba iman ederler” ayetine eyvallah diyeceksiniz. Saçmalık ve mantıksızlık zaten burada başlıyor. Kapitalist ve materyalist yaşantıya tabi olmuş, bu düşünce sistemini benimsemiş birine gaybı kabul ettiremezsiniz ki. Görülmeyen, duyulmayan, dokunulmayan, ölçülemeyen, tamamen imani bir konudur gayb.
Bu konu tek başına yetebilecekken, bir de mantığa sığmayacak ayet ve hadislerle bu dini insanlara süsleyeceksiniz: Buyurun size birkaç hadis örneği:
“Sadaka malı eksiltmez” (Hadis – Müslim)
Cebinde 100 lirası olan bir kişi, 20 lira sadaka verince elbette malını eksilmiş bulacaktır. Siz hangi mantıkla açıklayabilirsiniz bu adama malının eksilmediğini? İslam mantık dinidir söylemi ile yola çıkarsanız, daha başlangıçta bu hadiste tökezlersiniz. Adam size direkt, sadaka olarak verdiği miktarın azaldığını söyleyecek ve bu hadisi kabul etmeyecek, ardından aşağıdaki hadislere veya benzerlerine rastlayınca da en azından hadis inkarcısı olacaktır. Devam edelim:
“Hastalarınızı sadakayla tedavi edin.” (Hadis – Beyhaki)
“Sadaka, 70 çeşit belayı önler. Bunların en hafifi cüzam ve barastır (alaca hastalığıdır)” (Hadis – Hatib)
Hadislerden biri, evde-hastahanede yatan hastamızı, dışarıda bir insana vereceğimiz sadakayla iyileştirebileceğimizi, diğeri ise birilerine sadaka vererek hastalıkları daha başımıza gelmeden engelleyebileceğimizi söylüyor.
Haydi o mantıkçılar akılcılar neredeler? Açıklasınlar mantık dairesinde bu hadisleri bizlere.
“Rızkının çoğalmasını ve ömrünü uzamasını isteyen, sıla-ı rahim (akraba ziyareti) yapsın” (Hadis – Buhari, Müslim)
Hala, dayı, amca, teyze… yani bir akrabanızı ziyaret edeceksiniz, halini hatırını soracaksınız ve fabrikanızdaki, dükkanınızdaki kazancınızda veya maaşınızda artış, yetip artma yani bereket yaşayacaksınız. Allah aşkına, nasıl bir mantıksal izahı var akraba ziyareti ile rızkın çoğalmasının? Hangi akıl ve mantıkla açıklayabilirsiniz bunu? Devam:
“Zina çoğalınca (yayılınca) depremler çoğalır” (Hadis – Deylemi)
Bir kadın ve bir erkeğin yaşadığı gayrimeşru ilişki ile yeraltındaki fay hatlarını bağlantılandırabilen birine gerçekten hayranlık duyacağımı şimdiden belirtmek isterim. Ne üzücüdür ki, bu dünya mantığıyla bu hadise de mantıklı, akılcı bir izahat getiremeyiz. Devam:
“Bir millet, mallarının zekâtını vermeyecek olursa, gökten yağmurları kesilir de hayvanları olmasa kendilerine hiç yağmur yağdırılmaz.” (Hadis – İbn Mace, Kitabu’l Fiten)
Haydiiii, ne ilgisi var zekât ile yağmur bulutları, rüzgâr, soğuk hava dalgası ve yağmur yağışının? Devam:
“Günah işlemek, rızıktan mahrum kalmaya sebep olur” (Hadis İbn-i Mace)
Tutup ailenizden olmayan açık ve dar giyinmiş bir kadına özellikle bakacaksınız ve bu davranışınız sonucunda maaşınız veya kazancınızda bir eksiklik, sıkıntı, mahrumiyet olacak. Sizce mantıklı mı? Kim inanır bu hadise?
Adamın hadis inkarcısı olası geliyor değil mi?
Evet evet, şayet gayba imanım olmamış olsaydı galiba ben direkt hadis inkarcısı olurdum çünkü “İslam mantık dinidir, akla yatkındır” söylemi ile yukarıdaki ve bunlara benzer pek çok ilahi haberi bağdaştırmak mümkün değildir.
O halde daha başlangıçta yaptığımız hatayı yapmayacağız. İslam akıl-mantık dini değildir, gayba iman dinidir. Allah’ın Bakara Suresi’nin başında belirttiği gibi “Onlar gayba iman ederler”.
Biz, Müslümanlar olarak göremediğimiz, duyamadığımız, dokunamadığımız bir Allah’a iman ediyoruz, O’nun meleklerine, cinlere, cennet ve cehenneme inanıyoruz ve bu dünyanın kapitalist-materyalist mantık terazisine dinimizin emirlerini asla vurmayız.
Bu sıkıntılı durumdan çıkmak için boz-yap’ın göremediğimiz bazı parçalarının da olduğunu ve onların en geç ahirette tamamlanacağını bilmeliyiz.
Bu sıkıntılı durumdan çıkmak için sebep ve sonuçların bu dünyada bizim gördüğümüz maddi sebep ve sonuçlar olmadığını, sebep-sonuç ilişkisini kuranın Rabbimiz olduğunu ve O’nun istediği sonucu, istediği sebebe bağlamış olduğunu kabul etmeliyiz.
İşte o zaman kabullenebiliriz akraba ziyaretinin rızkı çoğalttığını-bereketlendirdiğini, sadaka ile hastalarımızı iyileştirebildiğimizi.
Yoksa, dini akıl ve mantık ile izah etmeye kalkarsak büsbütün çuvallar, bol bol da hadis inkarcısı, ateist, deist üretiriz.
Hz. Ali (r.a.)’nın dediği gibi: “Eğer din, akıl ve mantık ile olsaydı ben, mestlerin üstünü değil, altını meshederdim”
Bu arada şunu da burada belirtmek lazım: “İslam akıl ve mantık dini değildir, teslimiyet, iman dinidir” gibi bir söylem şunu getirmesin:
“Falanca hocanın rüyalarına, falanca şeyhin mana alemlerindeki maceralarına inanmak, o kişilere uymak gerekir”
Sakın ha!
İslam teslimiyet ve iman ve nakil dinidir ama Kur’an’a ve Sünnete.
Kur’an ve sünnet ölçüsüne uymayan saçma zihinlere değil.
Allah’a emanet olun.