İslam medeniyetinin on şehri
Bugünlerde herkesin gündeminde tatil planları var. Kimi kararını çoktan verip yol aldı, kimileriyse hâlâ senenin yorgunluğunu atacağı bir mekân arayışında…
Bugünlerde herkesin gündeminde tatil planları var. Kimi kararını çoktan verip yol aldı, kimileriyse hâlâ senenin yorgunluğunu atacağı bir mekân arayışında…
Zaman Gazetesi, Ramazan ayında gidilip görülesi 10 İslam şehrini yazdı. Dinlenmek, yazın tadını güzel bir ortamda, denizin mavisinin huzurunda geçirmek elbette herkes için cazip bir seçenek. Ancak, belki de tatil rehavetinden olsa gerek göz ardı edilen güzel bir seçenek de kültür gezileri. Eğer tatil planlarınız arasında yoksa bu yaz değişiklik yapıp vaktinizin bir kısmını kültür gezilerine ayırabilirsiniz. Hatta rotayı İslam medeniyetinin yüzyıllar boyunca iz bıraktığı şehirlere çevirebilirsiniz. Birbirinden değerli İslam eserlerinin bulunduğu, peygamberlerin, sahabelerin, İslam âlimlerinin, padişahların eserlerinin, kendileri ve yakınlarının kabirlerinin olduğu Mekke, Medine, Kudüs, Şam, Kahire, Semerkant, Bağdat görülebilecek yerlerden bazıları. Uzayıp giden listeyi on şehirle sınırlamak elbette zor iş. Hepsi zengin İslam kültürünün önemli birer parçası.
KAHİRE'NİN MEZAR EVLERİ
Talha Uğurluel, Kahire'yi neden görmemiz gerektiğini anlatırken şöyle bir örnek veriyor: "Okuduğumuz masal kitaplarında şehir silüeti vardır. Soğan kubbeler, boğum boğum minareler. İşte o siluet Kahire ve Bağdat'tadır. Bağdat şimdi eski Bağdat değil maalesef. Kahire hâlâ pırıl pırıl duruyor." Kahire'ye girdiğinizde şehrin tam ortasında Selahaddin Eyyubi'nin yaptırdığı tarihi Kahire Kalesi var. Burası pek çok hanedana ait izler barındırıyor. Şehrin en dikkat çeken özelliklerinden biri de mezar evler. Eski Mezarlık diye adlandırılan bölgedeki evlerde şimdi insanlar yaşıyor. Ayrıca bunların içi harika sanatlarla dolu. Külliyeler, hanları, medreseler... Mısır sultanlarından Kayıtbay, Endülüs hükümdarlarından Muhammed Nasır, yedinci Memluk hükümdarı Kalavun'un mezarları da burada. Talha Uğurluel'in, Kahire'yi gezmek isteyenlere bir tavsiyesi de Hüseyin Camii'yle başlayan caddeyi diğer ucuna kadar yürümek. Gerekçesini şöyle açıklıyor: "Bu cadde Kahire şehrini kuran Fatımilerin yönetim merkeziydi. Onun için o caddeyi gezdiği anda Fatımiler, onlardan sonra gelen Selahaddin Eyyubi, Memluklu, ardından gelen Osmanlı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa hepsinin eserleri cadde üzerinde görünüyor."
ARAYI ARAYI BULSAM İZİNİ...
Dünya üzerindeki en eski şehirlerden biri Kudüs. Üç İbrahim'î din için kutsal olduğu da bilinir. Emeviler döneminde yapılan Kubbet-üs Sahra ve Efendimiz'in (sas)miraca yükseldiği Mescid-i Aksa elbette her Müslüman'ın görmesi gereken mescitlerden. Talha Uğurluel Kubbetü's Sahra'nın yer yüzünde yapılmış ve hiç bozulmadan günümüze gelmiş ilk İslam eseri olduğunu hatırlatıyor. Şehirde ayrıca birçok sahabenin kabirleri var. İ Rabiatü'l Adeviye bunlardan biri. Başka peygamberlerin izlerinin bulunması bakımından da değerli ve gezilmesi gereken bir şehir Kudüs. Kudüs'de, Selahaddin Eyyubiler, Nureddin Zengi'ler, Memlükler, Baybarslar, Kayıtbaylar, Osmanlılar'ın bıraktığı çok önemli eserler var. Hz. İsa'nın izleri olduğu gibi, Davut Peygamber'in mezarı, Hz. Süleyman'ın yaptırdığı eserler bulunuyor. Hz. İbrahim, İshak, Yakup, ve Yusuf'un kabirleri ise El Halil şehrinde. Kuranda üç meleğin Hz. İbrahim'i ziyaret ettiği, onların da eşi Sare ile yemek hazırladığı anlatılan evleri de yine El Halil şehrinin içinde.
ULEMALAR DİYARI SEMERKANT
Müslümanlar için özellikle Timur döneminde önem kazanmış bir yer Özbekistan'ın Semerkant şehri. İlim, sanat ve kültür hepsine ait izleri bir arada bulabilirsiniz. Bölgede özellikle Timurlar döneminde bir çok İslam alimi yetişmiş ve bölge zamanla zenginleşmiş. Timur'un mezarı Semerkant'a giden birinin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerden. Çinilerle süslü medreseler, rasathaneler Avrupa ortaçağ karanlığını yaşarken İslam sanatının ilminin ne kadar ilerlediğinin göstergesi Talha Uğurluel'e göre. Semerkant'ta en önemli yerlerden biri de Timur'un torunu Uluğ Bey tarafından 1417-1420 yıllarında yaptırılan medrese. Uluğ Bey Medresesi'nin yanında Timur'un torunu Uluğ Bey'in kurduğu rasathane de mevcut. Dönemin astrolojisine şekil veren rasathane ve medrese görülmesi gereken yerler arasında.
ŞAM'DA EMEVİ İZLERİ
Diplomatik kriz yaşadığımız bugünlerde Suriye'ye gitmek pek mümkün olmasa da ülkenin en büyük şehri olan Şam, Emeviler döneminde de başkent olduğundan çok iyi donatılmış bir şehir. Hatta Şam Emeviye Camii bazı Müslümanlara göre, Mescid-i Aksa'dan sonra Müslümanların dördüncü önemli camisi kabul ediliyor. Emeviye Camii'ni önemli kılan, caminin olduğu yerde Yahya Peygamber'in kabrinin bulunması. Hz. Hızır ve Hz. Hud'un makamları da burada bulunuyor. Talha Uğurluel, hemen dibinde Selahaddin Eyyubi'nin bir medresesi ve mezarı olduğunu anlatıyor. Memlük sultanı Baybars'ın da kabri burada. Ayrıca, Hz. Adem'in oğlu, kardeş cinayetine kurban giden Habil'in yaklaşık on metrelik mezarı da Şam yakınlarında. Bölgenin bir diğer kutsiyeti de Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (sas) 23 yaşında iken Hz. Hatice'nin kervanıyla Şam'a gelmiş olması. Bu yüzden bu bölge "Kadem" (ayak)diye adlandırılmış. Efendimiz'in ayağının değdiği yer olması bakımından böyle bir isim verilmiş. Ayrıca Şam'ın eski mezarlığı, Bilal Habeşi ve Kerbela şehitlerinin de mezarlarının olduğu önemli ve eski bir mezarlık.
URFA DİYARBAKIR ARASI HZ. EYYUB'UN KABRİ...
Türkiye'de İslam medeniyeti izleri denildiğinde akla gelen ilk şehirlerden biri Şanlıurfa. Doğduğu yer olması bakımından Hz. İbrahim ile özdeşleşen Şanlıurfa, bu özelliğinden dolayı İslam medeniyeti tarafından sahiplenilmiş, ilim ve irfan merkezi olmuş. Şehrin merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamber'in ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen Balıklıgöl en çok ziyaret edilen yerlerinden. Selahaddin Eyyubi döneminde kilisenin üzerine inşa edilen Selahattin Eyyubi Camii ve yine eski bir kilisenin yerine inşa edilen Ulucamii ziyaret edebileceğiniz mekânlardan. Talha Uğurluel, Urfa-Diyarbakır arasında Hz.Eyyub (as)'un kabrinin bulunduğunu hatırlatıyor. Eyyub Nebi Köyü'nün ziyaret edilebileceğini söylüyor. Hz.Eyyub ve Hz.Elyesa'nın mezarlarının olduğu köyde, ayrıca Hz.Eyyub'un hanımı Hz.Rahme'nin türbesi de bulunuyor.
İSTANBUL'UN MANEVİ SAHİPLERİ...
Tarihi ve kültürel zenginlikleriyle yerli-yabancı tüm turistler için cazibe merkezi olan bir şehir İstanbul. İslam medeniyetinde de önemli bir yere sahip. Talha Uğurluel, İstanbul'a gelen bir Müslüman'ın en önce sahabe kabirlerini ziyaret edebileceğini söylüyor. Eyüp Sultan başta olmak üzere, Sur Dibi'nde, Karaköy'de ve muhtelif yerlerde yirmi sekiz civarında sahabe kabri olduğu tahmin ediliyor. Topkapı Sarayı da bir Müslüman'ın İstanbul'a geldiğinde görmesi gereken yerlerden. Çünkü Efendimiz'e (sas) ait eşyaların yer aldığı Mukaddes Emanetler burada. Ayasofya da fethin sembolü olarak önemli. Yine tarihi yarımadada bulunan Sultanahmet, Süleymaniye gibi camiler de ziyaret edilebilir. Bir de İstanbul'un manevi sahipleri diyebileceğimiz yatırları var. Üsküdar'da Aziz Mahmut Hüdayi, Beşiktaş'ta Yahya Efendi, Zeyrek yokuşunda bulunan Mehmed Emin Tokadi Hz.'nin kabri önceliğiniz olabilir.
SARAYBOSNA'DA OSMANLI ÇARŞISI
Bosna Hersek'in en büyük şehrin olan Saraybosna'da Osmanlı varlığı 14. yüzyılda başlıyor. Şehrin büyümesi de Osmanlı'nın bölgedeki hâkimiyeti ile paralel. 15. yüzyılda İshakoğlu İsa Bey, 16. yüzyılda da Gazi Hüsrev Bey'in önemli eserler yaptığı biliniyor. Bosna Savaşı sırasında uzun kuşatmaya maruz kalan savaş sonrasında kendini yenilemeye ve toparlamaya çalışan şehrin simgesi meşhur Başçarşı Meydanı. Gezinize buradan başlayabilirsiniz. 16. yüzyılda, Osmanlı döneminde kurulan meşhur çarşının dört tarafı Osmanlı camileriyle çevrili. Ayrıca Başçarşı'da Bosna Beylerbeyi Gazi Hüsrev Bey tarafından yaptırılmış bir han, medrese ve çok sayıda imaret bulunuyor. Ayrıca meydanında Saraybosna'nın da simgesi haline gelen çok güzel bir sebil yer alıyor. Bakırcılar Çarşısı, Moriça Han, Kurşunlu Medresesi, Gazi Hüsrevbey Camisi, Selçuk Hatun Medresesi ve Hankahı, Rüstem Paşa Bezistanı ve Çarşısı, Katedral, Ferhatpaşa Camisi, Markale Pazaryeri, Tito Caddesi, Sinagog, Ortodoks Kilisesi, 1.Dünya Savaşı'nın çıktığı Hünkar(Latin) Köprüsü, At Meydanı, Fatih Camisi, İnat Kuça, Kütüphane, Telali Meydanı Saraybosna'da gezebileceğiniz yerlerden...
TOZUNA YÜZ SÜRÜLESİ ŞEHİR
Her Müslüman'ın ziyaret etmesi ve hac vazifesini yerine getirmesi gereken bir yer Mekke-Medine. İslam'ın doğup büyüdüğü topraklara son yıllarda hac dışında umre ziyaretleri de sıkça yapılır oldu. Mekke'ye gelen hacı adaylarının ya da ziyaretçilerinin öncelikli durağı elbette Kabe-i Muazzama. Onun etrafında sonradan yapılan Mescid-i Haram Camii bir diğer önemli ziyaret yeri. Mekke ziyaretinin en güzel duraklarından biri de Peygamberimiz Hz. Muhammed (sas)'in doğduğu ev. Peygamber Efendimiz'in ilk eşi Hz. Hatice validemiz ve bazı Sahabe-i Kiram'ın da bulunduğu Cennet'ül Mualla Mezarlığı da görülmesi gereken yerlerden. Peygamberimiz'e (sas) ilk vahyin geldiği Hira dağı Mekke'ye 9 km. mesafede bulunuyor. Kabe'nin güneyinde bulunan Sevr Dağı ise Peygamber Efendimiz ile Hz. Ebu Bekr'in Mekke'den Medine'ye hicretleri esnasında gizlendikleri mağara. Hac ibadeti esnasında kurbanların kesildiği ve şeytan taşlamak için gidilen Mina, Mekke'nin doğusunda dağların eteğinden Arafat'a giden yol üzerinde bulunuyor. Arafat ile Mina arasında bulunan, Arafat'tan 7 km. uzaklıkta olan bir bölgenin adı ise Müzdelife. Cin Sûresi'nin indiği yerde inşa edilmiş olan Mescid-i Cin de görülecek yerlerden.
YEMEN ELLERİNDE...
Yemen'in başkenti San'a pek çok değişiklik geçirse de en son 1962 yılında başkent olmuş ve günümüze kadar bu özelliğini korumuş. İslam tarihi açısından da önemli biz şehir San'a. İslamiyet henüz Hz. Muhammed (sas)hayattayken şehirde yayılmaya başlamış. Hz. Ali tarafından fethedilen San'a'da, onun tarafından yaptırılan ve hâlâ ibadet edilen Camii Kebir her gün yerli yabancı binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Bunların dışında, Ebrehe'nin Kâbe'ye karşı yaptırmış olduğu yapı ve Yemen'den geri dönememiş Türklerin çocuklarının hâlâ varlığını sürdürdüğü Türk mahallesi gezilebilecek yerler arasında. Mimari eserler bakımından oldukça zengin olan San'a'da bir diğer önemli yer de, surlarla çevrili "Eski Kent". Çok fazla kapısı bulunan Eski Kent'te mimari açıdan en ilginç kapı, 1962'deki devrimden sonra Özgürlük Kapısı adı verilen Yemen Kapısı'dır. Şehre giriş de buradan yapılıyor. Şehir, 1986'da Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınmış, 2004 yılında da Arap Kültür Başkenti ilan edilmiş.
NEBİ'NİN (SAS) ŞEHRİ MEDİNE
Efendimiz'in Mekke'den 622 yılında Hicret ettiği Medine, İslam'da en özel şehirlerden biridir. Efendimiz'in (sas)hicretten sonra sahabe efendilerimizle birlikte inşa ettiği, doğu yönünde Efendimiz'in (sas) kabri şerifinin de bulunduğu, yeryüzündeki en faziletli ve kutsal mescitlerden Mescid-i Nebevi, Medine'dedir. Peygamberimiz'in Medine'ye gelirken durduğu ve Cuma namazı kıldığı Mescid-i Cuma, kıblenin Mescid-i Aksa'dan Kâbe'ye çevrilmesi sırasında Hz. Peygamber'in içinde namaz kıldırmakta olduğu Kıbleteyn Mescidi, Peygamberimiz'in Mekke'den Medine'ye hicret ederken, 14 gün kaldığı Kuba'da inşa ettiği ve namaz kıldığı Kuba Mescidi, Medine'de görülmesi gereken yerlerden.