İstanbul'un Fethi Truva'nın intikamı mı?

İstanbul'un Fethi Truva'nın intikamı mı?

İstanbul'un Fethi'nin Truva'nın intikamı görenler kimlerdi, kimler bundan rahatsız oldu? Fatih bu fikri savunuyor muydu? Doç. Dr. Erhan Afyoncu konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı:

Türklerin Truvalıların soyundan geldiği ve İstanbul'un Fethi'nin Truva'nın intikamı olduğuna dair tezleri ve tartışmaları duymuş ya da kısmen bir kısmını okumuşsunuzdur.  Ancak bu tartışmanın nasıl doğduğu ve hangi tarihi belgelere dayandığı konusunda bilgileriniz ne kadar yeterli?

Akademisyen bir tarihçi olmasına rağmen, tarihi gerçekleri popüler bir dille herkesin anlayacağı şekilde anlatmayı başaran nadir isimlerden Doç. Dr. Erhan Afyoncu'nun son eseri bu konuyu ele alıyor.. Afyoncu'nun Yeditepe yayınlarından neşredilen Truva'nın İntikamı adlı kitabı, "Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un Fethinin bilinmeyen yönleri adını taşıyor...  

"Fatih'in ağabeyinin esrarengiz ölümü", "savaş sebenin koyun kavgası olması", "açık kapı iddiası" gibi Fetih'le ilgili tartışmaya açılmış pek çok konuda tarihi bulguların gerçek yüzünü göstermeye gayret eden Afyoncu'nun kitabında "Fatih'in oğlunu kimin öldürdüğü", "alimlerin Fatih'i neden protesto ettiği", "Sezar, İskender ve Keykavus'u aşma hayaleri", "Fatih ve Hıristiyanlık", "Fatih'in annesi ve eşleri" ile "ölümünden sonra naaşının ortada kalması" konularına da yer veriyor.

Esere adını veren Truva'nın intikamı konusuna gelince kitapta özetle şu bilgiler yer alıyor:

"Türkler, Avrupa’da Truvalı veya Priamos’un atası Teucer’den mülhem olarak Latince Teucri olarak zikrediliyor.."

"Rönesans döneminde Türkler’e, Franklar’a ve İtalyanlar’a müşterek bir ata soyundan geliş sağlayan hayalî Truva şeceresi oldukça hayli popülermiş... Avrupalılar, Türkler’in atası olarak Truvalılar’ı gösterip, çeşitli vesilelerle Fatih’in Truva ile ilgisini kurarlardı. II. Mehmed Truva soyundan olduğu iddiasında bulunan Avrupalı hükümdarlar arasında sayılırdı."

"Avrupa’da Truva’dan kurtulan Aenas’ın Roma’yı kurup, daha sonra Yunanlılar’ı yenerek Truva’nın intikamını aldığı, ancak İstanbul’un başkent olmasından sonra Roma’nın Yunanlılaşmasıyla iktidarın tekrar Yunanlılar’a geçtiği anlayışı yaygın..."

Rönesans döneminde Asya’ya giden Truvalı bir grubun, yani Türkler’in geri dönerek Yunanlılar’dan tekrar intikam aldığı rivayeti ortaya çıkar... " notlarını düşen Erhan Afyoncu daha sonra  Avrupa Tarihinde Truva'yı anlatıyor.

Truvalılık neden önemli

Eserde, "Truvalılık bütün Avrupa milletleri tarihinin bir yerinde zikredilir" denilerek, şu bilgilere yer veriliyor: " 8. yüzyıla ait Historia Francorum Regum’da Franklar’ın Truvalı kahraman Antenorum önderliğinde Simbria’ya vardıkları yazılıydı. Truva ile irtibatlandırılma Fransızlar için önemliydi, zira bu bağ onları soylulaştırıp, Antikçağ ile bağ kurmalarını sağlamıştı. Godfrey’e göre Truvalılık Almanlar’ı ve İtalyanlar’ı birleştirmekteydi. Yazara göre her iki millet de Truva’dan kaçan gruplara mensuplardı. İngiltere’de ise Britonlar’ın ve Romalılar’ın Truva sürgünü oldukları söylenmekteydiBütün Avrupa ulusları Truva kökenlidir diyen Milanolu Galvano Fiarma ise Franklar’ı Truva sürgünlerinin İtalyanlar’a bağlı küçük kolu göstermekteydi.  Hikâyede Türkler’den bahsedilmiyordu" deniliyor.

Türkler Truvalı fikrinin ortaya çıkışı

Eserde yer alan bilgilere göre, Truvalı Türkler düşüncesinin kaynağı 7. yüzyılda yazılmış olan Fredegar Kroniği ve 12. yüzyılda Gesta Francorum adlı eserdi. Fredgar Kroniği’ne göre Türkler ve Franklar Truva’nın istilasından sonra bölgeden kaçmışlar, Franklar Pannoia’ya (Macaristan’da) ve Ren bölgesine göç ederlerken, Türkler İskit topraklarına yerleşmişlerdi.

Daha sonra bu konuyla ilgili görüşlerin yer aldığı diğer tarihi kitapların zikredildiği kitapta, Floransa Şansölyesi Salutati'nin 1389’da Bosna Kralı Tvrtko’yu Türkler’e karşı edindiği başarılardan ötürü tebrik ederken Türkler için “Frig” ve Truvalı dediği ve sekiz yıl sonra da Morava Margrafı ile mektuplaşırken Türkler’in Truva bölgesine hakim olduklarını ima ettiğine dikkat çekiliyor.

Alman Felix Fabri'nin ise Türkler’in nesebinin izini Truva Kralı Priamos’un babası Laomedan’ın zamanına kadar sürdürmüş olmasının altı çiziliyor. Felix, kendi dönemindeki birçok kişinin Türkler’in Yunanlı Telamon ile Truvalı Prenses Hesione’nin oğlu Teucer’in soyundan gelmiş olduklarına inandıklarını söylüyor.

Buna göre, Herkül’ün dostu olan Telamon, Truva surlarına çıkan ilk kişiydi. Ganimet olarak Kral Laomedan’ın kızı Hesione’yi kazanmıştı ve kadın ona Ajax ile Teucer’i doğurmuştu. Truva savaşlarından sonra Teucer, Kıbrıs’a gitmiş, orada Salamis Şehri’ni kurmuş ve ömrünün sonuna kadar orada yaşamıştı. Felix, bazı otoritelere göre Teucriler, yani Türkler’in bu Teucer’in soyundan geldiğini anlatır. Fakat kendisi Teucer’i Türkler’in menşei olarak kabul etmeyerek, Türkler’in Truva kökenini Priamos’un oğlu Troilos’un (Troyas) oğlu Turcos’dan sürdürür.

Felix’e göre, Truva düştüğü zaman Hector’un oğlu Franco’nun idaresindeki grup önce Almanya’ya, Franconia yöresine adlarını verdiklerini düşünüyordu. Sonra birçoğu Ren Nehri’ni geçmişler ve Fransa diyerek bugün hâlâ bulun-dukları bölgeye yerleşmişlerdi. Truvalı mültecilerin Turcos’un yönettiği geri kalan kısmı Asya İskityası’na yer-leşmişti. Orada ibtidai bir hayat yaşayıp silâh kullanmayı unutmuşlar, koyun ve sığır beslemeye başlamışlardı. Hayat tarzlarından dolayı Makedonyalı İskender onları Yahudiler’le birlikte dağlara sürmüştü...."

Velhasıl hikaye böyle uzayıp gdiyor.... Neticeye gelirsek Türkler neden sonra titreyip kendilerine geliyor ve İranlılar’ı yenip boyun eğdirdikten sonra Medler’e ve Araplar’a saldırışorlar. Suriye ve Mısır’a inip, Doğu’nun bütün krallıklarını fethetttikten sonra Kapadokya’yı, Pontus’u, Kilikya’yı, Yunanistan’ı ve nihayet de İstanbul’u hâkimiyetlerine alıyorlar,,,  

Felix, Türkler’in Müslüman olmuş gerçek Truvalılar ve o sırada Hristiyan âlemini tehdit eden hakikî düşmanlar ol-dukları sonucuna varıyor...

Truva’nın İntikamı

Truva'nın intikamı söyleminin tarihine de ışık tutan Doç. Dr. Erhan Afyoncu, Fetih'ten çok önce bu söylentinin tarih sahnnesine çıktığına dikkat çekiyor.  Örneğin, İspanyol Pero Tafur, 1437’de İstanbul’a uğradığında halkın ağzında “Türkler Truva’nın intikamını alacaklar” sözünün dolaştığını söylüyor. 

İstanbul’un fethi sırasında “Zaferiyle övünen Büyük Türk’ün Pallas Mabedi’nde tecavüze uğrayan Truva bakiresinin intikamını aldığını” söylediği anlatılmakta. 

Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’un fethinden sonra “Hektor’un ve diğer Truvalılar’ın halefi ve intikamcısı” olarak yazdığı iddia edilen ve papayı aşağılayan sahte mektuplarının birçok yerde okunup durduğu konusu da hayli ilginç bilglier arasında.

Bazı yazarlar Truva efsanesine dayanarak Türkler’in Yu-nanistan’ı fethini haklı göstermişler: Bunların adı ve içerikleri de eserin sayfaları arasında yer alıyor.

Türkler Truvalı tezinden rahatsız olanlar

Truva rivayetine karşı çıkanlar da vardı. Sör Richard Guylforde’un rahibine göre Türkler’in Truva Savaşı’nı sürdürmeye hakları olmadığı gibi, Yunanistan’ı ele geçirmeye yetkileri de yok mesela.

Tarihçi Halkondil ise Türkler’in Truvalılıklar’ını kabul etmiyor ama Türkler Truva’nın cezasını kesmek üzere gönderildiğine inanıyor.

Rönesans döneminde Fatih’e yazıldığı ve Fatih’in yazdığı idida edilen birçok sahte mektup ortaya çıkmış. Bunlardan birisinde Fatih, Papa Pius’a yazdığı şiirde Türk olmadığını ve Truvalı olduğunu söyler ve sonra sözde mektubunda meselesinin Hristiyanlar’ı sıkıntı da bırakmaktan çok Truva’yı yeniden ihya etmek olduğunu belirtiyor...

Papalık, Venedik, Macarlar, Aragon, St. Jean Şövalyeleri yazışmalarında Teucri ifadesini kullanmakla birlikte, bu kullanımda coğrafî ve tarihî bir iddia yok.

''II. Mehmed Manisa sarayında şehzade iken yanında İtalyan nedimleri ve İstanbul’un fethi sırasında yanında olan Anconalı Ciriaco vardı. Onlar kendisine eski Roma'yı, İskender'i ve Truva'yı anlatıyorlardı''

Papa, Haçlı seferi yanlılarının başını çekmekteydi ve bu bağlamda Türkler’in Truva kökenli olduğu efsanesini yok etmek istiyormuş ki bunda da hatırı sayılır ölçüde başarılı olmuş. İstanbul’un fethinden sonra Haçlı seferi taraftarları Truva tezine karşı çıkıp, Türkler’i özellikle acımasız ve barbar bir kavim olarak telâkki edilen Eskiçağ’daki İskitler ile özdeşleştirmişler...

Cenevizli Fiesch ise efsanenin tam tersi şekilde 1470’de Eğriboz’un fethinde Eğriboz’un Venedikli Valisi’ni Truva Kralı Priam olarak gösterirken, Fatih’i Aşil’e benzetir. Tarihin garip cilvelerinden birisi de ilginçtir Fatih Sultan Mehmed'in Aşil'in mezarını araştırması...

Eserde ilgi ile okununacak başlıklardan biri de "Venüs ile Bellona Fatih İçin Yarışıyor" kısmı. Sizce bu söylenceye göre Fatih, Romalılar’ın savaş tanrıçası Bellona’yı mı yoksa güzellik tanrıçası Venüs'ü mü seçer? Eserde bunun cevabını da bulabiliyorsunuz...

Afyoncu: "Fatih, Truva’nın İntikamını Aldım" dedi

 

> Son yıllarda  yeniden taraftar bulan Türklerin Truvalı oluşu tartışmaların kökeni nedir?

> Bu Batıların başlangıçta yenilgiye uydurduğu bir kılıf. Bizi Truvalı yaptıkları zaman zaten kendileri mağlubiyete uğramamış oluyorlar. Yani otomatik olarak kendilerini psikolojik olarak rahatlatıyorlar. Aynı zamanda Fatih'in  İstanbul'u fethini de kendi mantıklarınca izah ediyorlar.  Bu fikir 15. yüzyılda Avrupa'da çok meşhur ama Türklere meşruiyet sağladığı için zamanla reddediliyor...

> Türkler arasında da son yıllarda Türklerin Truvalı olduğunu ispatlamaya çalışan isimler olması dikkat çekici:

> Bizim Türk tarihçiler  arasında Truva'dan geldiğimize dair yaygın bir inanış yok. Bu fikre kapılanları destekleyen de aslında Fatih Sultan Mehmed'in sözleridir.  Batı dünyasını şehzâdeliği döneminden itibaren yakından takip eden Sultan Mehmed, Truva’yı biliyordu. Manisa sarayında şehzade iken yanında İtalyan nedimeleri vardı ve İstanbul’un fethi sırasında yanında olan Anconalı Ciriaco, Truva mitolojisinin yardımıyla Türkler’i izah ederek İtalya’daki birçok toplantıya katılmıştı. Ciriaco, sultana Eski Yunan felsefesinin tarihini yazan Yunanlı Diyojen (Diogenes) Laërtius’u, Herodot’u, Romalı tarihçi Titus Livius’u (Livy), Romalı tarihçi Quintus Curtius Rufus’u, Büyük İskender’in, papaların, imparatorların, Fransa krallarının ve Lombardlar’ın vekayinâmelerini okumuştu.  Bunlar arasında Türklerin de Truvadan geldiği yönünde telkinde bulunmuş olanlar olabilir.

Truvalı olduğumuz iddalarını söylem olarak kullanan sadece Fatih Sultan Mehmet'tir. Bunun dışında Osmanlı tarihçilerinde Türklerin kökenin Truvalılar olduğu tezini kullanan bir başka sultan ya da tarihçi bulamazsınız.

> Peki Fatih gerçekten "Ben Truva'nın intikamını aldım" dedi mi?

Fatih Sultan Mehmed, 1462’de Midilli’nin fethi sırasında Çanakkale’de Truva’nın kalıntılarının bulunduğu yere gele-rek şehirden geriye kalanları ve Truva’nın mevkiini inceleyerek, burada Aşil ve diğer kahramanların mezarlarını araştırmıştı. Homeros’un eserinde övgüyle bahsettiği Truva Savaşı kahramanları hakkında takdirkâr hislerini belirterek, onları methetmişti.

Fatih’in tarihçisi Kritovulos Tukidides’in üslubunu esas aldığı eserinde, sultanın Truva harabelerindeyken başını sallayarak, “Allah, beni bu şehrin ve halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Burayı Yunanlılar, Makedonyalılar, Teselyalılar ve Moralılar almışlardı. Bunla-rın biz Asyalılar’a karşı defalarca yaptıkları kötü davranışla-rın intikamını, aradan birçok devirler ve yıllar geçmesine rağmen onların torunlarından aldık” dediğini yazar.

II. Mehmed Manisa'da şehzade iken yanında İtalyan nedimleri var. Onlar kendisine eski Roma'yı, İskender'i ve Truva'yı anlatıyorlar.

Kendisi 1462'de Midilli'yi fethederken, Çanakkale'ye gelip o zaman durmakta olan 3. Truva'nın harabelerine bakarak, "Ben Truva'nın intikamını aldım" demiştir.

Bu, Fatih'in eline aynı zamanda bir koz da veriyor. Çünkü Batı'ya karşı Fethi savunacak bir meşruiyet sağlıyor.  Fatih'in siyaseten kendisini Kayzer-i Rum, Doğu Roma İmparatoru olarak takdim etmesi de zaten Batıların gözünde kendisini meşrulaştıran hamlelerden. Kendisinin sadece Doğu'nun değil Batı'nın da hükümdarı olduğunu batılılara hissettirmek istiyor...

Fatih gibi yönetici bir daha gelmedi

> Fatih'in bu gayreti kendisinden sonrakilerce dikkate alındı mı?

> Fatih, çok zeki ve becerikli bir devlet adamı. Fatih sadece askeri yönüyle değil tüm yönleriyle dört dörtlük bir devlet adamı. Çok geniş ufuklu. Bu tür fikirleri ne yazık ki başka hükümdarlarda göremiyoruz. Sadece Kanuni'nin Batı seferlerinde Doğu Roma İmparatorluğu tacı giymesi fikri vardır ama Fatih'le kıyaslanması mümkün değil.

Bu tabi ki biraz da yetiştirilme ile alakalı. Fatih o tür kitaplar okuyarak ve çok bilgili hocaların elinde yetiştiği için çok geniş ufuklu. Eski Yunan ve Truva'yı bildiği için bu konulara hakim.  Kahraman Aşil'in mezarını aratıyor mesela. Bugün pek çok yönetici Aşil'in kim olduğunu bilmez. Hektor'u Aşil'i bilmek ayrı bir şey. Ama Fatih sadece onları bilmiyor, Astronomi biliyor, Fıkıh biliyor, cografya biliyor, fen biliyor... Bunları bilip bir fıkıhçı gibi, bir astronom gibi bilim adamları ile tartışabilecek bilgide bir yöneticimiz daha sonra malesef yok...