İşte FETÖ'nün teşkilat şeması

İşte FETÖ'nün teşkilat şeması

Darbe Araştırma Komisyonu, Fetullahçı Terör Örgütü’nün tüm teşkilat şemasını çizdi. İlk kez çizilen şemada örgütün lideri Fetullah Gülen ‘kâinat imamı’ olarak en tepede yer alıyor. Onun altında ise ‘özel kalem’, ‘mollalar grubu’ ve ‘istişare heyeti’ bulun

 

TBMM 15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu, ön taslak raporunda ilk kez FETÖ’nün teşkilat şemasını çizdi. En tepede örgüt lideri Fetullah Gülen, “kâinat imamı” olarak bulunurken, altında mahrem işleri yapan, “özel kalem”, Gülen’in yetiştirdiği kişilerden oluşan, “mollalar grubu” ve örgüt içi teftiş yapan 16 kişiden oluşan “iştişare heyeti” yer alıyor. 
Resmi çalışma süresi 4 Ocak 2017’de son bulacak olan komisyonun henüz tamamlanmayan ön taslak raporu dört ana bölümden oluşuyor. FETÖ’nün ortaya çıkışı ve gelişiminin anlatıldığı birinci bölümde, örgütsel temellerin 1970’li yıllarda atıldığı, 1983-1980 Turgut Özal döneminde ivme kazanarak siyasete nüfuz ettiği anlatılıyor. 1990’lı yıllarda yurt dışına açılma ve şirketleşme döneminin yaşandığı, 2000’li yıllarda ise “Paralel Devlet Oluşumu”na dönüştüğü, 2010’lu yıllarda da gizli amaçlarının açığa çıktığı vurgulanıyor. 

Gülen kâinat imamı 

Raporun en çarpıcı bölümü FETÖ’nün teşkilat şeması oldu. Bu şemaya göre “kainat imamı” olarak örgütün en üstünde elebaşı Gülen yer alıyor. Gülen, örgüt tarafından Mesih-Mehdi olarak kabul ediliyor. Gülen’in altında “özel kalem”, “mollalar grubu” ve “iştişare heyeti (başyüceler)” olmak üzere üç yapı bulunuyor. Özel kalem, Gülen’e bağlı çalışıyor ve Gülen’in mahrem işlerini yürütüyor. İstişare heyeti, 16 kişiden oluşuyor; talimatlara uyulup uyulmadığını kontrol ediyor, bilgi 
topluyor, rehberlik yapıyor ve teftiş işlerini yürütüyor. Mollalar grubu, doğrudan Gülen’in yetiştirdiği isimlerden oluşuyor. İstişare heyetinin altında ise tayin heyeti, kıta sorumluları örgütlenmesi yer alıyor. 

Türkiye imamı Özcan 

Tayin heyeti kıta imamlarını, ülke imamlarını görevlendirebiliyor. Türkiye imamı dışında diğer ülkelerin imamlarının atamaları, bu yapı kararlaştırıyor. Sözde Türkiye imamı Mustafa Özcan da istişare heyeti içinde ve Gülen’le bu kapsamda doğrudan bağ kurabiliyor. Dünya genelinde sekiz imam kıta sorumluları olarak; Avrupa, Pasifik, Orta Asya, Asya, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Afrika ve Ortadoğu bölgelerinden sorumlu bulunuyor.
 
Şemaya göre, Türkiye sorumlusu olan Türkiye imamı altında örgüt “legal yapılanma”, “illegal yapılanma” ve “illegal özel yapılanma” olmak üzere üç grupta organize oldu. Legal yapılanmalar; finans, medya, eğitim, STK ve sağlık kuruluşları olarak sıralanıyor. İllegal yapılanma başlığında; bölge, il, ilçe, semt ve mahalle sorumluları ile ışık evlerinin bulunduğu “yerleşim yerleri”, bakanlıklar, yerel yönetimler, KİT ve üniversitelerdeki sızmaların olduğu, ayrıca “kamu kurumları”; hukuk büroları, bilişim firmaları ve muhasebe bürolarının olduğu ifade edildi. Örgütün Türkiye’deki illegal özel yapılanması altında ise yargı, emniyet, TSK, MİT ve mülkiye alt kademeleri yer alıyor.

Yedi katlı piramit

Gülen’in mensuplarını İsmailiye mezhebinin yedi katlı piramidal yapılanması gibi 7 tebaya ayırdığı belirtilen raporda, 
şu ifadeler kullanılıyor:

“Örgüt, yedi tabakadan oluşan katı bir hiyerarşik kast sistemine dayanmaktadır. Birinci kat, halk tabakası; ikinci kat, sadık tabaka; üçüncü kat, ideolojik örgütlenme tabakası; dördüncü kat, teftiş kontrol tabakası; beşinci kat, organize eden ve yürüten tabaka; altıncı kat, has tabaka; yedinci kat, kurmay tabaka. Bu tabakalar dışında bir de sempati besleyenlerden oluşan alt tabaka vardır. Bu yapının yedi katmanının en üstünde ‘Fetullah Hoca Arşı’ yer almaktadır.”

Genelkurmay-MİT görüşme trafiği

Raporda, 15 Temmuz’da MİT ile Genelkurmay arasında soru işaretlerine yol açan görüşme trafiği de açıklığa kavuşturuluyor. MİT Müsteşarı’ndan önce yardımcısının Genelkurmay’a gittiği ifade edilen raporda görüşmeler dakika dakika şöyle anlatılıyor:
14.45: Kara Havacılık Okul Komutanlığı’nda görevli bir pilot binbaşının MİT’e gelerek saat 03:00’te üç adet helikopterin MİT Müsteşarı’nın evine saldıracağı ve Müsteşar’ın kaçırılacağı’na dair ihbarda bulunuyor.
15.05: Kara Havacılık Okul Komutanlığı’nda görevli pilot binbaşının ilk sorgusu başlıyor.
16.03: MİT Müsteşar Yardımcısı, Genelkurmay Başkanlığı’na gidiyor.
16.30: MİT Müsteşarı, Genelkurmay Başkanlığı’na gidiyor. Genelkurmay 2. Başkanı’nı ihbar konusunda detaylı olarak bilgilendiriyor.
18.00: Genelkurmay karargâhında; MİT Müsteşarı ile toplantı yapılıyor, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in katılımıyla verilen bilgi değerlendiriliyor ve alınması gereken tedbirler belirleniyor.
18.30: Genelkurmay 
Başkanlığı, tüm birimlere talimat veriyor ve tüm ülke sahasının uçuşa kapatıldığı ve hiçbir askeri uçağın kaldırılmaması, kışlalardan hiçbir askeri aracın çıkmaması yönünde emirler veriliyor.
19.20: Genelkurmay 
Başkanlığı’nın tüm ülke sahasının uçuşa kapatıldığı emri yayınlanıyor.
20.30: MİT Müsteşarı 
Genelkurmay Başkanlığı’ndan ayrılıyor.

Örgütte Yahudi ve Hıristiyan da var

Raporda, örgüte üyelik için kesin bir kriter bulunmadığı, her inanç kesiminden üyeleri olduğu vurgulandı. Raporda “Türk, Müslüman, Sünni, dini bütün, ibadet aşkıyla dolu, dindar insanlar olduğu gibi, örgüt işine gelen ve kullanılması mümkün olan herkesi bünyesine katmaktadır. Alevi, ateist gibi yapıya uzak gibi duran gruplardan, Yahudi ve Hıristiyan dinine inananlardan da paralel yapılanma içinde yer alanlar bulunmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Raporda, FETÖ/PDY’ye üyelik için dindar olmak veya inançlı olmak şartı aramadığı da vurgulanırken “Müslüman olmak da gerekli değildir. Bu örgütün içinde her türlü suça bulaşmış kişiler olduğu gibi içki içen, zina eden, kumarbaz, tefeci türünden işleri yapanlar da vardır” denildi.

Humeyni benzetmesi

Raporda, FETÖ’nün Türkiye başta olmak üzere yayıldığı ülkelerde perde gerisinden devletleri yönetebilecek evrensel emperyal bir güç olmayı hedeflediği belirtilerek, “Örgütün nihai hedefi; kainatı yönetmektir” denildi. Örgütün temel hedefinin devlet kurumlarını ele geçirip egemenliği perde arkasından gizlice kullanmak olduğu belirtilen taslak raporda, “Gülen’in devleti ele geçirme modeli Mussolini ve Hitler’den çok Humeyni’ye benzemektedir. Gülen, siyasi parti olmadan, seçime girmeden, yetiştirdiği kamu görevlilerini kendine bağlayıp itaat ettirerek fedakarlık kültürü altında seçilmişlik 
duygusuna dayanarak devleti teslim almayı ve dışardan alternatif hiyerarşi üzerinden yönetmeyi amaçlamaktadır” denildi.    



‘Haşhaşi’ benzetmesi

Raporda, FETÖ/PDY’nin örgütlenmesi askeri örgütlenmeye benzetilerek en temel idare ilkesinin emir-komuta zinciri olduğu vurgulanıyor. Örgütün alt birimlerinin modüler bir yapı halinde, hücre tipi örgütlenme modelini uyguladığı vurgulanan raporda, “haşhaşi” benzetmesi yapılıyor. Raporda, “haşhaşilere benzer şekilde FETÖ/PDY üyeleri de mutlak itaat ve cennete kavuşacakları saiki ile hareket ederek devlet içinde suikast benzeri hareketlere başvurmaktadırlar” denildi.

Önder Yılmaz-Milliyet