İSTANBUL (AA) - İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, "15 Temmuz’dan sonra yangından mal kaçırır gibi ülkemizin notunu düşürmeye kalkan uluslararası derecelendirme kuruluşlarının art arda yaptığı açıklamalar, darbenin bir de ekonomi ayağı olduğu gerçeğini ortaya koymuştur. Bu yıkım operasyonunda milletimiz ne sokaktaki darbecilere ne de ekonomik tetikçilere geçit vermemiştir." dedi.

İSTİB’in Temmuz ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada 15 Temmuz darbe girişimini lanetleyerek, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Türkiye’nin sivil toplumunu temsil eden Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Türkiye kanadı olan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN), HAK-İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye KAMU-SEN) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) 81 ilde yaptığı ortak basın toplantılarını hatırlatan Kopuz, Türkiye'nin ihanete karşı tek yumruk olmayı başardığını söyledi.

Cumartesi günü Fetullahçı Terör örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişiminin yıl dönümünün yaşanacağını hatırlatan Kopuz, "Türkiye’nin sivil toplum örgütleri olarak 15 Temmuz’u asla unutmayacağımızı, büyük Türkiye için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğimizi en yüksek seviyede ifade ettik. O gece olanları unutmamız mümkün değil. Bu ülke, tarihi boyunca gördüğü darbelerden bile daha büyük bir ihanet ile karşı karşıya kaldı. Kendi vatandaşlarına tanklarla, helikopterlerle saldıran bu zihniyet utanmadan, milletin evi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) de saldırdı. Ancak gereken cevabı çok ağır bir şekilde aldılar ve alıyorlar. Milletimizin, sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir çağrısı ile sokaklara demokrasi aşkıyla koştuğu geceyi unutamayız." ifadelerini kullandı.

15 Temmuz gecesi İSTİB olarak verdikleri tepkiyi de hatırlatan Kopuz, İSTİB'in o gece ilk tepki veren kuruluşlardan biri olduğunu kaydetti.

- "Daha çok ürettik, daha çok çalıştık"

Darbe girişiminin ardından Türkiye ekonomisinin toparlanmayı başardığını ifade eden Kopuz, şöyle konuştu:

"15 Temmuz’dan sonra yangından mal kaçırır gibi ülkemizin notunu düşürmeye kalkan uluslararası derecelendirme kuruluşlarının art arda yaptığı açıklamalar, darbenin bir de ekonomi ayağı olduğu gerçeğini ortaya koymuştur. Bu yıkım operasyonunda milletimiz ne sokaktaki darbecilere ne de ekonomik tetikçilere geçit vermemiştir. O günlerde demiştik ki, Türk halkı hain darbecileri nasıl püskürttü ise ekonomimize yönelik bu darbe teşebbüsü de güçlü Türk ekonomisi tarafından da aynı şekilde püskürtülmüştür. Nitekim, bu bir yıl içerisinde bizler iş dünyası olarak kendi üzerimize düşen görevi layığı ile yerine getirdik. Daha çok ürettik, daha çok çalıştık. Daha çok istihdam sağladık. Büyüme destanımıza devam ettik. 2009'daki bir küresel kriz dönemi hariç son 15 yıldır kesintisiz büyüyoruz.

Sadece darbe girişimi yüzünden 3. çeyrekte 1,8’lik bir küçülme meydana gelmiştir. 4. çeyrekte ise ülkemiz adeta kendine gelmiş ve 3,5'lik bir büyüme oranını yakalamıştır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen geçtiğimiz yılı da 2,9'luk bir büyüme seviyesinde tamamlamıştır. 2017’nin ilk çeyreğinde ise yüzde 5’lik bir büyüme ile başlayarak yine bütün beklentilerin üzerine çıkmayı başardık."

- "Büyümenin sürmesi için bankalara görev düşüyor"

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) batık krediler sebebiyle bankada kalan gayrimenkullerin 3 sene sonra sermaye hesabından indirilmesi düzenlemesi kaldırıldığını anımsatan Kopuz, bu değişiklikle beraber bankaların sermaye yeterlilik rasyolarında önemli düzeyde artışlar meydana geleceğini söyledi.

Kopuz, büyümenin sürdürülebilmesi için tüm ekonomi paydaşlarına görev düştüğüne inandığını belirterek, "Buradan bankalara seslenmek istiyorum. Bu büyümenin sürdürülebilmesi için herkes üzerine düşeni fazlasıyla yapmak mecburiyetindedir. KOBİ’lerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmamız gerekiyor. Gerek TOBB gerekse İstanbul Ticaret Borsası olarak detaylı çalışmalar yaptık. TOBB'un Nefes Kredisi kapsamında üyelerimize yönelik olarak açtığımız 9,9 faiz oranıyla 5 milyar liralık kredi imkanı sağladık. Artık, bankaların da makul olmaları gerekiyor. Faizlerin yüksek kalması yatırımları engeller. İşin sonunda, bankalar da kredi alacak yatırımcı bulamazlar." diye konuştu.

Global ekonomik gelişmelerin olumlu seyrettiğini belirten İSTİB Başkanı Ali Kopuz, bunun iyi değerlendirmesi gerektiğine işaret ederek, "Büyüme oranları tüm dünyada yükselişe geçti. Bu bizim için daha fazla ticaret, daha fazla ihracat ve daha fazla dış yatırım imkanı anlamına geliyor." dedi.

- "Döviz girdimiz yoksa Türk Lirası'yla borçlanmalıyız"

Doların maliyetinin artabileceğine dikkati çeken Kopuz, borçlanma stratejilerini belirlerken dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) geçen ay 25 baz puanlık bir faiz artırımına gittiğini hatırlatan Kopuz, "Beklentilerimiz Fed’in en az bir kez daha faiz artışına gidilebileceği yönünde. İkinci olarak Fed 2022 yılına kadar bilançosunu 1 trilyon 650 milyar dolar küçülteceğini açıkladı. Fed’in bilançosu şu anda 4 trilyon 45 milyar dolar. Bu şu anlama geliyor. 2022 yılına kadar doların yüzde 35’inden fazlası çekilecek. Bu durum bize yabancı para cinsi borçlanmalara dikkat etmemiz gerektiğini gösteriyor. Hep söylüyoruz eğer döviz girdimiz yoksa Türk Lirası'yla borçlanmamız gerekiyor. Yoksa kazandığımız karımız doğrudan döviz kuruna gidiyor." değerlendirmesinde bulundu.

AA