Son dönemlerde toplumu en çok yaralayan konulardan biri de kadına yönelik işlenen suçlar… Peki kadınların maruz kaldığı suçlar neler? 

Günümüzde en yaygın suçlardan biri ‘hakaret’ suçu. Kadını aşağılayan; kötü, yetersiz veya kusurlu anlamalarına gelen söylemler ‘hakaret’ suçunu oluşturur. İnsanoğlunun ağızdan çıkan sözleri bir süre sonra eyleme dönüşeceğinden dolayı; kadına yönelik şiddet aslında ilk işaretini ‘sözcüklerle’ verir. Hakaret suçu şikâyete bağlı bir suç olup çoğu kadın korkusundan şikâyet edememekte, hatta pek çoğu bunun bir suç olduğunu dahi bilmemektedir.

Kadına yönelik suçlardan biride; (TCK mad.106) ‘tehdit’ suçudur. Tehdit suçu takibi şikâyete bağlı suçlar kategorisinde değildir. “Beni terk etmek ne demekmiş sana göstereceğim, bu şehri sana dar edeceğim, çık dışarı yoksa arabanı çizerim” vb. söylemler tehdit suçunu oluşturur.

Şunu açıkça belirtmek gerekir ki; hakaret ve tehdit suçları herkese karşı işlenebilen suçlardır. Bu yazımda kadınların yaşadığı mağduriyeti ele aldığımdan dolayı, kadınların maruz kaldığı durumlara dikkat çekmek amacıyla değindim. 

Kadınların maruz kaldığı bir diğer durum ise; taciz… Taciz fiziksel olabileceği gibi sözlü de olabilmektedir. Hani halk arasında ‘laf atmak’ tabiri kullanılır ya, işte bu sözlü tacizdir. Sözlü tacize maruz kalan hanımlarımız bunu küçümsememeli mutlaka şikayetçi olmalıdır. Sözlü tacizde bulunan kişi bunun cezasını çekmediğinde bir süre sonra fiziksel tacize de başvurabilmektedir. Bu sebepten ötürü duyarlı olunması gerektiği kanaatindeyim. Peki kadınların mağduriyeti bunlarla bitiyor mu?

Pek çok kadın aile içi şiddete maruz kalıyor. Şiddet deyince insanın aklına ilk olarak her ne kadar dayak gelse de şiddet sadece bununla sınırlı değil. Küfür, aşağılayıcı söz, eve kitleme, çevresiyle olan iletişimini kesmek dahil pek çok eylem şiddeti oluşturuyor. 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile devlet bu şiddetin önüne geçmeye çalışıyor.

6284 sayılı kanunun amacı kısaca; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kişileri korumak, şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişileri de rehabilite etmektir. Türkiye’nin taraf olduğu, uluslararası bir sözleşme olan, Ağustos 2014’te imzalanan, İstanbul Sözleşmesi gereğince 18 yaşından küçükler de kadın olarak kabul edilir. Peki şiddet mağduru hakkında verilebilecek koruyucu tedbirler nelerdir?

Mülki amir tarafından verilebilecek koruyucu tedbirler söz konusu kanunun 3. Maddesinde belirtilmektedir. Bu tedbirler; uygun barınma yeri sağlanması, geçici maddi yardım sağlanması, rehberlik ve danışmanlık hizmeti, geçici koruma altına alınma ve şiddet mağduru kadının çocukları varsa bu çocuklara kreş imkânı sağlanmasından ibarettir.

Hâkim tarafından verilebilecek koruyucu tedbirler ise; kanunun 4. Maddesinde belirtilmiştir. Bu tedbirler; mağdurun iş yerinin değiştirilmesi, ayrı yerleşim yeri belirlenmesi, aile konutuna şerh düşülmesi ve gerektiği takdirde kimlik ve diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi dahi olabilmektedir.

Kadına yönelik şiddet ve 6284 sayılı kanun içeriği bu kadar kısa anlatılacak değil ama; sadece farkındalık oluşturmak amacıyla, nacizane anlatmaya çalıştım. Şiddeti uğrayan ‘bir kadın’ gibi görünse de; şiddete uğrayan TOPLUM’dur! Böyle bir durumda şiddete uğrayan kişi karakola yönlendirilmeli ve derhal koruma talep edilmelidir. Bu duruma sessiz kalmak vahşete göz yummaktır. Sizin hiç kızınız öldü mü? Ölen o şiddet mağduru kadında birilerini kızıydı aslında. Kadına yönelik suçları azalması temennisiyle, haftaya görüşmek üzere…