Kalbi dışarıda atan "mucize kız"
Dünyada çok nadir görülen "ectopia cordis" hastalığı nedeniyle kalbi ve bağırsakları dışarıda doğan Suriyeli küçük kız, yaşama şansı az görülmesine rağmen 7 yıldır hayata tutunuyor- Sevimli kızın kalbinin, göğsünün ortasındaki ince bir deriyle kaplı görün
HATAY (AA) - LALE KÖKLÜ / HÜSEYİN YILDIZ - Dünyada 5-8 milyonda bir canlı doğumda rastlanan "ectopia cordis" hastalığı nedeniyle kalbi ve bağırsakları dışarıda doğan ve 7 yıldır bu şekilde yaşayan Ahlam Alasad, yaşama şansı düşük hastalığına rağmen hayata tutunması sebebiyle "mucize çocuk" olarak adlandırılıyor.
Suriye'deki iç savaşta, Halep'te yaşadıkları evleri bombalanan, saldırılarda babasını kaybeden 7 yaşındaki Ahlam, annesi ve 4 kardeşiyle ülkesinden kaçarak Türkiye'ye sığındı.
Hatay'ın Kırıkhan ilçesine gelerek Hatay Yardımlaşma Derneğinin (HAYAD) yardımlarıyla kiraladıkları evde yaşamlarını sürdürmeye başlayan aile, küçük Ahlam'ın adını dahi bilmedikleri rahatsızlığına çare bulmak için arayışa girdi.
Suriye'de dünyaya gözlerini açtığında doktorların kalbinin delik olduğunu ve tedavi edilmesi gerektiğini söylediği Ahlam, ailesinin maddi imkansızlığı ve devam eden iç savaş yüzünden tedavi olamadı.
Türkiye'de gittikleri ilk doktordan Ahlam'ın kalbinin delik olmadığını ve dünyada çok nadir görülen bir hastalığa sahip bulunduğunu öğrenen anne, evladının sağlığına kavuşması için Türk hekimlerinden yardım istiyor.
- Kalp atışları gözle görülüyor
Sevimli hareketleriyle kendisini çevresindekilere sevdiren küçük kızın kalbinin, göğsünün ortasındaki ince bir deriyle kaplı görüntüsü ve kalp atışlarının görülür olması şaşırtıyor.
En ufak bir darbede kalbinin zarar görmesinden korkan annesi ve kardeşleri, küçük Ahlam'ın sağlığına kavuşacağı günü bekliyor.
Anne Meymune El Halas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1,5 ay önce geldikleri Türkiye'de kızının bir mucize olarak yaşadığını öğrendiğini söyledi.
Türkiye'de hem hayat mücadelesi verdiklerini hem de kızının rahatsızlığına çare aradıklarını belirten anne El Halas, şöyle devam etti:
"Kızım ilk doğduğunda 15 gün kuvözde kaldı, doktorlar ameliyat olması gerektiğini söyledi ancak orada yeterince tıbbi malzeme yoktu, ameliyat olamadan taburcu ettiler bizi. Doktorlar çok dikkatli olmamız gerektiği konusunda bizi çok tembihlediler. Kalbi dışarı olduğu için herhangi bir düşme veya çarpmada sıkıntı yaşayabileceğimizi söylediler. O günden bu yana herhangi bir tedavi göremedik. Türkiye'ye geldiğimizde derneğin sağlık bölümünde çocuğumu muayene ettiler. Oradaki yetkililer bize yardımcı oldular hastaneye gittik ve ne olduğunu öğrendik."
Gözünün sürekli kızının üzerinde olduğunu ve kalbinin zarar görmemesi için tedirgin bir yaşam sürdüğünü anlatan anne El Halas, "Çok şükür şimdiye kadar da kötü bir şey olmadı. Türkiye'de doktorlar kontrol ettiler, onlar da şaşırdılar bizi başka bir yere sevk ettiler. Türkiye'den tek isteğim kızımın tedavi olması. En büyük oğlum ile ben günlük işlerde çalışıyoruz. Maddi sıkıntılarım var. Sadece tedavi için değil yol gidiş gelişleri için bile maddi durumumuz yok." dedi.
Küçük Ahlam ise kalbinin dış görüntüsünden korkmadığını ancak oyun oynarken zarar göreceği endişesini taşıdığını ifade ederek, sağlığına kavuşmak istediğini paylaştı.
- "Kesinlikle onu mucize olarak görebiliriz"
Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Tülin Durgun Yetim de hastalığın nadir görülen bir vaka olduğunu söyledi.
Küçük kızın rahatsızlığının dünyada 5-8 milyonda bir canlı doğumda rastlanan bir hastalık türü olduğunu aktaran Yetim, şöyle devam etti:
"Özellikle kız çocuklarında görülüyor. Hastalığın 5 tipi var. Öncelikle eğer kalp kızımızda olduğu gibi dışarıdaysa ve iman tahtası yoksa hastada öncelikle kalbin üzerini bir deri ile kapatmamız lazım. Kızımızda bir deri var ve derinin altında hemen kalp var. 2 yaştan sonra genellikle cerrahi operasyon öneriyoruz. En son tedavimizde ise göğüs duvarındaki bütünlüğün sağlanması, bunun için de yapay olarak kemik üretiyoruz, karın duvarını da aynı zamanda meşlerle kapatıp hem göğüs bölgesinde hem de karın bölgesindeki zarları kapatacak yapıları sonradan oluşturabiliyoruz."
Yetim, Ahlam'ın kalbinin bir deriyle örtülü olması ve yapılan tetkikler sonrasında organda herhangi bir deformite bulunmamasını "büyük bir şans" diye niteledi.
Küçük kızın yaşamasının mucize olduğuna dikkati çeken Yetim, şunları aktardı:
"Hem bir darbe ile karşılaşılmamış hem de başka ek anomalilerin olmaması büyük şans olmuş. Normalde daha anne karnındayken bu çocukların ölümünü bekleriz veya anne karnında tespit edildiğinde çocuğun alınmasını öneririz çünkü yaşamla bağdaşması çok nadirdir. İki yaşından sonra özellikle ameliyat edildikten sonra bile yaşama şansı düşüktür. Bu hastamızı bu yüzden kesinlikle 'mucize' olarak görebiliriz. Allah'ın şanslı kulu. İyi ki burada ve Türk hekimlerine emanet."
Küçük kızın darbelere ve çarpmalara karşı çok dikkatli olması gerektiğini yineleyen Yetim, "Kalp sadece bir deriyle örtülü. En ufak bir darbe, düşme veya çarpma kalbin her an yaralanma riskini ortaya koyar. Aynı şekilde bağırsakların ve mide de sadece bir zarla örtülü olduğu için onun da yaralanma riski çok fazla o yüzden bu süreçte ameliyat oluncaya kadar dikkat etmesi gerekiyor." diye konuştu.
AA
Kaynak: