Fahri Kubilay
Kanalizasyon suyuna hücum
Bu hafta küçük esnafın değişen iktisadi koşullardaki yansımalarını konusunu işleyecektim. Bu arada haber amaçlı araziye çıktım…
Habere konu olayı köşeme taşımak hem farz hem vacip oldu. Gördüğüm şeylerle nutkum tutuldu… Kanalizasyon suyunun bu kadar kıymetli olacağını hayal bile etmemiştim.
Temmuz ayının ortası yılın en sıcak günleri. Tüm arazilerde fiğler, arpalar işlenmiş sararan ekinleri hasat yapmak için biçerdöverler son kontrolleri yapmak için park halinde bekliyorlar. Saat akşamüzeri 18 civarı güneş kavuruyor. Böyle bir günde arazideyiz. Sararmış ekin tarlalarını aşarak vardığımız yeşil alanlarda pancar ve karpuzlar susuzluktan boynunu bükmüş arazi kupkuru..
Vatandaş dertli hem de ne dert. Temmuz sıcağından daha ateşli…
Bin bir hayalle tarlasını ekmiş ekerdenken ona göre kendini hazırlamış dönümünden “şu kadar pancar olursa şu kadar ürün alırım”… Hesaplar yapılmış ona göre gübre, mazot şeker ve borçlanma yapılmış ama evde ki hesap çarşıya uymamış…
Baharla pancar ekimi yapılmış. Seydişehir in en verimli arazilerine pancar ekimi yapıldıktan sonra çıkan pancar çapalanarak tam sulama zamanı gelmiş bir sefer iyi kötü sulanmış tekrara çapalanmış ve ikinci sulama zamanı gelmiş
Beyşehir kanalını etrafındaki arazileri iki kısıma ayırmışlar sağ taraf sol taraf… sol tarafta beş sefer sulama yapılmış sağ tarafa daha damla su verilmemiş taraşçı barajından çok az su veriliyor ve yüzlerce su motorunun hazır beklediği yerde nöbetleşe su sulanması gerekiyormuş ama bir haftadan buyana nöbet bekliyor su gelmemiş.
Ve üçer saat sulama yapacaksın bir hafta su vereceklermiş bir haftadır üç saat sulamak için beklemiş sıra gelmemiş ve su kesilmiş çaresizlik tarlada pancar sararmış hesaplar bozulmuş heyecanlanma başlamış… Sinirler bozulmaya başlamış hayaller yıkılmaya başlamış.
Kış aylarında sille dolu akan su arkından damla su akmamaya başlamış ve aktığı yerden tersine su akıtmaya başlamış vatandaş o da olmamış Seydişehir’in kanalizasyonuna umut bağlanmış o da ne çare ki kapanın elinde kalıyor ona da ulaşmak çok zor…
Hayatımda hiç görmemiştim kanalizasyonun bu kadar kıymetli olduğunu
Hayatımda hiç görmemiştim suyun tersine akıtıldığını…
Türkiye’nin en verimli arazilerini baraj yapılması için vermişsin… Baraj suyundan istifade edeceğiz. Daha çok ürün alacağız. Sulu tarıma gececeğiz diye ama netice bağlar gazeli…
Hem en verimli arazilerin gitmiş hem de suyun. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olunmuş… Bu nasıl bir alış veriş bu nasıl bir adalet.
Arazini ver…
Suyunu ver…
Yağ balığını ver… Geriye ne kaldı ki…