İSTANBUL (AA) - Türkiye Baş Boyun Kanserleri Derneği ve Avrupa Baş ve Boyun Derneği (EHNS) Genel Sekreteri Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şefik Hoşal, "Dünyada yaklaşık 700 bin kişi bir yıl içinde baş ve boyun kanserine yakalanıyor. Avrupa'da da 4-5 yıl önce 140 bin olan hasta sayısı 2020'de 150 bin olacağı tahmin ediliyor. Artış olduğu görülüyor." dedi.

EHNS ve Türkiye Baş Boyun Kanserleri Derneği katkılarıyla bu yıl 7. kez düzenlenen, Baş ve Boyun Kanserleri Bilinçlendirme Haftası'nda hastalığın tanı ve tedavi yöntemleri ele alındı.

Hastalığa dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için, baş ve boyun kanseri hastaları, hekimler, beslenme uzmanları ve konuşma terapistlerinin iş birliği ile geliştirilen "Baş ve Boyun Kanseri Tedavisi Gören Hastalar İçin Yemek Kitabı ve Beslenme Rehberi" isimli kitabın da tanıtıldığı basın toplantısında Hoşal, Acıbadem Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Er ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Ömer Uzel hastalığın tanı ve tedavisi ile ilgili bilgiler paylaştı. Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli ise hastalıkta doğru beslenme yöntemlerini anlattı.

Ağız içi yaralar, ses kısıklığı ve boyunda şişliğin dikkate alınması gerektiğini belirten Şefik Hoşal, sigara, alkol ve HPV virüsünün baş ve boyun kanserlerinde önde gelen risk faktörleri arasında olduğunu, 3 haftadan uzun süren ses kısıklığı, ağız içi yaralar ve boyunda şişliğin ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.

Hastalıkta multi-disipliner yaklaşımın önemine dikkati çeken Prof. Dr. Hoşal, "Dünyada yaklaşık 700 bin kişi bir yıl içinde baş ve boyun kanserine yakalanıyor. Avrupa'da da 4-5 yıl önce 140 bin olan hasta sayısının 2020'de 150 bin olacağı tahmin ediliyor. Artış olduğu görülüyor. Genelde baş ve boyun kanseri 50-60 yaş üzeri hastalığıdır. Virüslere bağlı hastalıklar ise 25-60 yaş arasında seyrediyor."

İstanbul'da da baş ve boyun kanserinde farkındalık yaratmak için çeşitli etkinlikler düzenleneceğini dile getiren Hoşal, "Cuma akşamı köprüler mavi pembe ve mor renkte ışıklandırılacak. Farkındalığın ortaya çıkması için o akşam Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim köprülerinde mavi, mor, pembe renkte ışıklandırmamız olacak. Bu noktada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına katkılarından dolayı teşekkür ederim." diye konuştu.

- "HPV aşısı yaygınlaştırılmalı"

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Ömer Uzel de baş boyun kanserlerinin gelişmesinde etkili olan risk faktörlerine değindi. Özellikle gençlerin sigara, alkol ve HPV'ye karşı bilinçlendirilmesini gerektiğini vurgulayan Uzel, "Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun Kanser Dairesi verilerine göre Türkiye'de, yılda her 100 bin kişide erkeklerin 16'sında, kadınların yaklaşık 4'ünde baş boyun kanseri görülüyor. Koruyucu olarak HPV aşısının yaygınlaştırılması kanserin önlenmesinde etkili olabilir. Rahim ve boyun kanserinde de etkili. Erkeklerin de aşılanması ile baş ve boyun kanserlerinin azaltılması söz konusu." değerlendirmesini yaptı.

Hastalığın tedavi yöntemleri ve erken teşhisin öneminden bahseden Acıbadem Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Er ise, şunları kaydetti:

"Baş boyun kanserleri çok sık görülmese de erken teşhis edilmezse tehlikeli sonuçlar doğuran tümörler. Kansere bağlı ölüm nedenleri arasında 6. sırada yer alan baş boyun kanserleri, erkeklerde kadınlara göre yaklaşık 2 ila 4 kat daha fazla görülüyor. Dünyada yılda ortalama 700 bin kişi baş boyun kanserlerine yakalanıyor ve 5 yıl içerisinde bu rakamın yaklaşık yarısı ölümle sonuçlanıyor. Erken evrede tedavide başarı yüzde 80'lere ulaşırken, ileri evrede bu oran yüzde 40'lara düşmekte, yani yarı yarıya azalmaktadır."

- Kanserde beslenme tedavisi çok önemli

Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli de şunları söyledi:

"Başlangıcında yutma zorluğu, iştahsızlık olabiliyor. Teşhis konulup tedavisine geçildiği andan itibaren kemoterapi ve radyoterapi esnasında da beslenmesinin yakından izlenmesi lazım. Kanserle ilgili danışanlara şöyle yaklaşıyorum. Mutlaka doktoruyla bağlantı halinde olmamız lazım. O kişinin beslenme alışkanlığı o hastalığa gelene kadar çok iyi irdelenmeli. Multi-disipliner sistem içinde tedavi edilmeli. Çünkü kemoterapi esnasında kendisinin ağzında oluşan metalik tat, onun iştahsızlığına neden olurken, radyoterapi de bunu daha da artırıyor. Yumuşak, pürüzsüz yapıda olan yoğurt gibi yiyeceklerin püre haline getirilmesi ya da birleştirilmesi bu gıdaların yutulmasını kolaylaştırabilir. Çorbalar ve yoğun kıvamlı meyveli içecekler kalori alımını sağlamak ve bol miktarda taze meyve ve sebze tüketmek için mükemmel bir yoldur. Tam yağlı süt, rendelenmiş peynir, yağlı yoğurt, sızma zeytinyağı gibi yüksek yağlı seçenekler ve meyve suları ek kalori ve besin maddeleri sağlayacaktır. Yeterli beslenmeyi sağlamak amacıyla gerekli gıda takviyelerini düzenli bir diyete eklemek için bir uzmanla çalışınız. Lapa haline getirilmiş balık eti, güveç etleri, yumuşak pişmiş sebzeler ve muz gibi yumuşak yiyecekler kolaylıkla püre haline getirilebilir."

- Yol gösterici bir yemek kitabı

Türkiye Baş Boyun Kanserleri Derneği tarafından Türkçeleştirilen kitap, diyetisyen Kümeli’nin Türk damak tadına uygun tarifleriyle zenginleştirilerek basıldı. Yemek kitabında besleyici tariflerin yanı sıra hastaların deneyimleri ve tedavi sonrasında oluşan fiziksel ve zihinsel güçlüklerin nasıl aşılabileceğine dair öneriler de yer alıyor.

Hastalara tedavi sürecinde destek olma hedefiyle oluşturulan kitapçık, Türkiye Baş Boyun Kanserleri Derneği'nden temin edilebiliyor.