Kanser hastalarına "dondurulmuş hücreyle" bebek umudu

Kanser hastalarına "dondurulmuş hücreyle" bebek umudu

Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği ile Kanser Savaşçıları Derneği, kanser tedavisi gören bireylerin üreme hücrelerinin dondurulması yöntemiyle, tedavi sırasında oluşabilecek infertilitenin engellenmesi ve bireyin gelecekte ebeveyn olma şansını artırmak

İSTANBUL (AA) - ZEHRA MELEK ÇAT - Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM) ile Kanser Savaşçıları Derneği, kanser tedavisi gören bireylerin üreme hücrelerinin dondurulması yöntemiyle, tedavi sırasında oluşabilecek infertilitenin engellenmesi ve bireyin gelecekte ebeveyn olma şansını artırmak için birlikte hareket etmeyi kararlaştırdı.

Koç Üniversitesi Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Direktörü ve Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM) 2. Başkanı Prof. Dr. Barış Ata, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TSRM olarak üremenin korunmasıyla ilgili projeler sürdürdüklerini anlattı.

Öncelikle onkoloji hastaları olmak üzere üreme potansiyelini tehdit edecek hastalığı olan insanların üreme koruyucu yöntemler konusunda bilgilendirilmesi ve erişimlerinin arttırılmasını amaçladıklarını dile getiren Ata, "Kanser Savaşçıları Derneği ile bir araya geldiğimizde bu hedef kitleye daha kolay ulaşabileceğimizi, onları birlikte daha iyi bilgilendirebileceğimizi düşündüğümüz için bu yıldan itibaren çalışmalarımızı beraber sürdürmeye karar verdik. İki hedef kitlemiz var, birincisi kanser olan hastalar ya da üreme potansiyelini tehdit edici başka hastalıkları olan hastalar, ikincisi de bu hastaların bakımını sağlayan diğer sağlık profesyonelleri." diye konuştu.

Önceden üreme koruması için yumurta dondurmanın başarısı belli olmadığı için deneysel sayıldığına işaret eden Ata, "Ama son 5-6 yıldır, bugünkü ulaşılan teknolojiyle yumurta dondurulup, çözülerek tüp bebek yapıldığında gebelik oranları, doğum oranları neredeyse taze embriyoyla birebir aynı. Yani verimi artmış durumda. Yumurta değil de yumurtalık dokusu dondurulup geri transfer edildiğinde dünyada doğan 80'den fazla bebek olduğu için o iş de artık çok fazla deneysel kabul edilmiyor. Dolasıyla verimi ispatlanmış teknolojiler haline geldi." dedi.

- "Amaç, yöntemin etkinliği hakkında bilgilendirmek"

İnsanları bu yöntemin etkinliği hakkında bilgilendirmeyi amaçladıklarını dile getiren Ata, hem hastalar hem onlara bakan sağlık profesyonelleri hem de kendileri için en önemli şeyin hastaların hayatta kalmaları ve sağlıklı olarak hayatlarına devam etmeleri olduğunu belirtti.

Başarıyı artıran bu yöntemle üremenin önemli hale geldiğini ifade eden Ata, kanser hastalarının çoğunun aldığı kemoterapi ve radyoterapi yüzünden bebek sahibi olamama endişesi taşıdıklarını söyledi.

Bazen güncel olmayan bilgiyle üreme koruyucu girişimlerde çok vakit alındığına, 4 ila 6 hafta kemoterapi, radyoterapiyi geciktirebileceğinin düşünüldüğüne dikkati çeken Ata, "Halbuki bugünkü yumurtalık uyarma yöntemlerimizle biz, bir onkoloji hastasını gördüğümüzde 1 hafta-10 gün içinde neredeyse yumurta toplayacak hale getirebiliyoruz, adet döneminin neresinde gördüğümüze bakmaksızın. Meme kanseri, lupus gibi östrojene duyarlı, yani yumurta gelişiminde salgılanan hormona duyarlı hastalıkları olanlarda özel birtakım uyarma sistemleriyle doğru ilaçları kullanarak, hiç östrojen hormonunu yükseltmeden, altta yatan hastalığın seyrini etkilemeden yumurta büyütüp, toplamak mümkün." diye konuştu.

- "Üreme koruyucu yöntemler kanser tedavisi kapsamına alınmalı"

Prof. Dr. Ata, bunların hızla yapılabilen, yüksek verimi olan, altta yatan hastalığın seyrini olumsuz etkilemeyen ve aslında belki madden de büyük yük getirmeyen yöntemler olduğu hakkında hastaları ve profesyonelleri bilgilendirmek istediklerini söyledi.

SGK ve özel sağlık sigortasının üreme koruyucu yöntemlerini kanser tedavisi kapsamına almasını sağlamayı amaçladıklarını aktaran Ata, "Zaten o stres ve o maddi yükün altına girmiş olan hastaların ve ailelerinin bir de bunun maddi yönüyle sıkıntı çekmemelerini sağlamak istiyoruz." diye konuştu.

Ata, "uremenikoru.org" adında bir site kurduklarını hatırlatarak, yönteme ilişkin gerekli bilgileri paylaştıklarını söyledi.

Sosyal medya içeriği hazırladıklarını, Sağlık Bakanlığı ve SGK ile de görüşmeler yaptıklarını da anlatan Ata, "Daha yolun başındayız ama üç tane yolumuz var. Sosyal medya ve internet sitesiyle hastaları bilgilendirmek, mesleki toplantılarla, üreme kongrelerinde biz bunu hep yapıyoruz ama onkoloji, romotoloji gibi kongrelerin içine kanser Savaşçıları Derneği, Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği olarak beraber gidip o profesyonellere o bilgiyi vermek ve üçüncü amacımız da bakanlık ve SGK nezdindeki girişimler." dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı