Kanser hastası eşi için "sevgi çemberi" kurdu

Kanser hastası eşi için "sevgi çemberi" kurdu

Bodrum'da eğitimci yazar Halis Açacak, 4 kez yakalandığı kanseri yenen 72 yaşındaki eşini, doktorların "3-5 ay ömrü kaldı" demesine rağmen "sevgi çemberi" ile hayatta tutmayı başardı- Halis Açacak:- "Eşimin doktoru bana 'Sen al, eşini evine götür, çocukla

MUĞLA (AA) - ALİ BALLI - Muğla'nın Bodrum ilçesinde, eğitimci yazar Halis Açacak, dört kez yakalandığı kanseri yenen 50 yıllık eşi emekli öğretmen Güldane Açacak'ı "sevgi çemberi" ile yaşama bağladı.

Ortakent-Yahşi Mahallesi'nde yaşayan üç çocuk yedi torun sahibi 74 yaşındaki Halis Açacak ve eşi 72 yaşındaki Güldane Açacak'ın yaşam hikayesi, kanser hastalarına güç veriyor.

Halis Açacak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin 23 yıl önce ilk olarak meme kanseri hastalığına yakalandığını belirterek "Bu hastalık eşime musallat oldu. İlk olarak memede başladı. Acılar içinde kıvranıyordu. İlk öğrendiğimizde birkaç saat şok geçirdik. Bu hastalığa yakalandığını öğrendiğim andan itibaren onu bir an olsun yalnız bırakmadım." dedi.

Telaşa kapılmadan çözüm yolu aradıklarını ifade eden Açacak, çok geçmeden eşinin ameliyat edildiğini anlattı.

- "Etrafına insanlardan oluşan sevgi çemberi kurdum"

O süreçte yaşadıkları İskenderun'da gittikleri hastanede eşinin yanında yedi kanser hastası kadının daha olduğunu dile getiren Açacak şöyle konuştu:

"Bu kadınlar eşleriyle bekliyordu ama bu adamlar eşlerinden çabuk vazgeçtiler. Ancak ben eşimden hiç vazgeçmedim. Hatta onlarla kavgalarım bile oldu. Eşimin doktoru bana 'Sen al eşini evine götür, çocuklarının arasında mutlu yaşasın.' dedi. 'Ne kadar ömrü var?' dediğimde, 3-5 ay ömrü kaldı dediler. Eşimi eve götürdükten sonra, etrafında insanlardan oluşan sevgi çemberi kurdum. Kan değerlerini düşürmeyen ve yüksek tutan yiyeceklerle besledim. Bu sayede kemoterapi ilaçlarını çok rahat aldı. Eşim vasiyetini bile yazmıştı. Ama çok şükür onu kurtardık ama bu hastalığa yakalanan diğer yedi kadından altısı ise eşleri ilgi göstermediği ve tedavi olmadıkları için yaşamlarını yitirdiler."

Halis Açacak, hastalığı atlattıktan bir yıl sonra beyin tümörü teşhisi konulan eşinin bunu duyunca "Hastalığa yenildim." diyerek ağladığını ve çok üzüldüğünü ifade etti. Umudunu hiç kaybetmediğini aktaran Açacak, "Eşimin beyninden yumurta büyüklüğünde tümör çıkardılar. Bir dizi tedaviden sonra kanseri ikinci kez yendik. Bundan bir yıl sonra da karaciğerlerinde ve böbrek üstü bezlerinde üçüncü kez kanser teşhisi konuldu. Osmaniye'deki köyümüze göçtük, çiçekçilik yetiştiriciliği yaptık ve eşim toprakla uğraştı. İğnesiz, ilaçsız, tedavisiz bunu da atlattık." dedi.

- Komşularından da destek almışlar

Eşinin bu kez iki yıl önce Bodrum'da dördüncü kez kansere yakalandığını aktaran Açacak, şunları söyledi:

"Bu kez eşimin sağ göğsünde kitleler çıktı. Acılar içinde bağırıyordu. Hastaneye gittik ve 'Altı kez kemoterapi yapılması gerekiyor' denildi. Dördüncü kemoterapi yeterli oldu ve bu hastalığı da bir şekilde atlattık. 120 gün süren hastalığı yenmemizdeki sebeplerden birisi, eşime sağlıklı ve ihtiyacı olan besinleri yedirmem, bir diğeri de komşularımızın bize desteği oldu. Evimizin temizliğini bile zaman zaman komşularımız yaptı, yemeklerimizi bile onlar verdi."

Eşinin yaşadıklarından çok etkilediğini belirten Açacak, çevresindekilerin de destek vermesiyle roman yazmaya karar verdiğini ifade etti. Açacak, kitapta eşinin kanseri yenme serüvenini anlattığına değindi.

"Ellerimi tut" adlı romanının ikici baskısının çıktığını ve İngilizceye de çevrildiğine işaret eden Açacak, "Bu kitabımın 36 ülkede yayınlanması planlanıyor. Afrika'daki hemşire okullarında yardımcı ders kitabı olarak da okunacak. Kitabı İngilizler de inceliyor. Balkan ülkelerinden de bir yayıncı inceliyor. Macaristan'dan bir mail geldi, oradan da talep var." dedi.

- "Eşim sayesinde bugünleri gördüm"

Dört ayrı kanseri yenen Güldane Açacak da eşi olmasaydı bugünlere gelemeyeceğini vurguladı. Eşinin her an elinden tuttuğuna ve hiç yalnız bırakmadığına dikkati çeken Açacak, "Eşim sayesinde bugünleri gördüm. Çocuklarımı evlendirdim, torunlarımı gördüm. Geçtiğimiz ay düşüp kaburgalarımı kırdım ama eşim yine bana destek oldu. Bana bir kuş gibi bakıyor." dedi.

Güldane Açacak, 23 yıl önce ilk kez kanser teşhisi konulduğunda doktorların eşi ve kendisine "Boşa zaman harcıyorsunuz, yapacak bir şey yok, evinde yaşasın" dediğini ancak eşinin hep kendisini teskin ederek destek olduğunu belirtti. Açacak, halen hayatta olmasına çok sevindiğini ve bunu da eşine borçlu olduğunu kaydetti.

Kaynak:Haber Kaynağı