Türkiye’deki futbol hastalığını bilmeyen yoktur. Oysaki İngiltere’de maç seyirci ortalaması premier liginde 80 bin, bir alt ligi olan şampiyonlar liginde ise 74 bin seyirci ortalaması ile oynanıyor. Türkiye’de ise 40 bin ortalama ile Fenerbahçe spor klubü ve 35 bin civarında seyirci ortalaması ile Galatasaray kulübü geliyor. Zaten Türkiye’de 40 bin seyircinin üzerinde olan futbol stadı bir elin parmaklarını geçmez, nasıl ortalaması 50-60 bin olsun ki. Her neyse...

Gelelim bu hafta sizlerle paylaşmak istediğim asıl meseleye. Haftalardır süper lig maçlarını seyrederken yazımın başlangıcı olan ‘Kim girsin Kim çıksın’ diye maç esnasında bir araştırma yapılmakta. Bu araştırma sizlerin cep telefonuyla gönderdiği mesajlar ile belirlenmekte... Ne enteresandır ki ne değişecek futbolcunun haberi var, ne teknik direktör yardımcısının, ne de teknik direktörün haberi var. Siz kendi kendinize gelin güvey oluyorsunuz, mesaj paraları bir yerlere giriyor, anca kendinizi tatmin ediyorsunuz…

Ve muhtemelen de şunu bile düşünen vardır, ‘bak bak ben şu futbolcu çıksın, şu futbolcu girsin diye mesaj attım ya, işte ondan değiştirdiler’ Konyalı tabiriyle ‘vay guzum vay’ sen kiiiiim futbolcu değiştirmek kiiim, diyesim geliyor…

Sayın okurlar, Allah aşkına bu para tuzaklarından insanların ceplerindeki beş kuruşu bile almak için yarış içinde olan GSM operatörleri kadar dilenci başka bir kurum var mı? TV’lerdeki reklamlara bir bakın, en çok hangi firmaların reklamları var… Allah rızası için söyleyin, nar kampanyası, limon kampanyası, armut kampanyası, 1000 dk bedava, 1000 sms bedava vs vs vs bu kampanyaları uzatmak, hatta çok uzatmak mümkün…

Lütfen sayın okurlar; ben 1995 yılında bir hat aldım, Allah gecinden versin, ben öldükten sonra da herhalde ev halkından birisi hattımı kullanır. Evet kampanyadan yararlanılmaz diye bir şey yok, ama sokağa atacak kadar da param yok diye düşünün…

***

Hırsız vaar! Cumhuriyet Polis Karakolu.

Yıllardır araç kullanıyorum. Hep söylerlerdi, ‘aman abi koltuğun üstünde el çantanı bırakma, aman abi aracın koltuğunun üstünde bir şey bırakma’ diye. Geçtiğimiz günlerde aracımın arka sağ kapı camını kırarak arka koltuğun üstünde duran el çantamı (Ruhsat çantamı) çalmışlar. Araçtan sadece 5 dakika kadar ayrıldığım halde, üstelik araç kilitli, kedi gözü ve dörtlü flaşörleri yanık vaziyette iken çantamı çalıp kaçmışlar. Siz siz olun bence gözlüğünüzden telefonunuza kadar hiç bir şeyinizi arabanın görünen bir yerlerinde bırakmayın.

Olay yerine gelen polis memurlarına, ayrıca Cumhuriyet polis karakolunda çalışan tüm memurlara, güler yüzlülüklerine, gelen tüm mağdur vatandaşlara göstermiş oldukları ilgi ve alakalarından dolayı canı gönülden teşekkür ederim.

Hoşça, sağlıcakla kalın, ama en önemlisi kampanyalara kanmayan ve Allah’tan korkan adam gibi adam kalın…