Fahri Kubilay
Kimler geldi, kimler geçmedi ki
Kimler geldi, kimler geçmedi ki buralardan…
İlköğretim birinci sınıfta hayatımıza giren TBMM, belki de her insanın gidip görmek istediği yerlerden biridir. Bana da 40 yaşımda görmek nasip oldu.
Aslında Konya Milletvekili Harun Tüfekçi’yi ziyaret edecektik. O bizi daha önce karşıladığı için kendisiyle birlikte meclisi ziyarete gittik. Yanınızda bilen biri olunca tabiî ki hiç şaşırmadan doğruca istediğiniz adreslere ulaşıyorsunuz.
İçeriye fotoğraf makinesi ve kamera sokulmadığı için bu ziyareti görüntüleme şansımız olmadı. Tabii ki bu arada heyecanlanmadığımı söyleyemem. Televizyonda izlediğimiz o genel kurul salonu en merak ettiğim yerdi ve oraya mutlaka gitmek istiyordum.
Her Türk insanının zihninde mutlaka hatırladığı iyi veya kötü bir anısı olan bu mekanla ilgili olarak benim zihnimde de bir şeylerin hatırlanmaması mümkün degildi. İşte o mekânı görme şansı elde ettiğim için çok sevinçliydim.
Bir de oturuma denk gelmemiz ne kadar şanslı olduğumuzu gösterdi.
İçeride yasa görüşmeleri yapılıyordu ve milletvekillerinin konuşmaları vardı. Locaya oturup beş dakika falan oturumları seyrettik.
Görüşme yeter sayısı kadar milletvekili içerideydi. Mortgage yasası görüşüldüğü için fazla bir hareketlilik yoktu. Şimdiye kadar bizi yöneten, yasaları, hükümleri çıkarmak için yapılan o kavgalı gürültülü tartışmalı oturumlar zihnimden geçti.
Ama bunlardan hiç unutamadığım bir sahne vardı.... Başörtüsü ile meclise giren Merve Kavakçı’nın girişinde Bülent Ecevit’in bu bayana haddini bildirin sözleri kulaklarımı çınlattı. ‘Vay be’ dedim içimden ‘demek ki hiç yer kimseye baki kalmıyor.’
Kimler gelip kimler geçmedi ki kaç parti, kaç milletvekili, kaç Bakan kaç Başbakan, ne şekillerde geldiler ne şekillerde gittiler. Milletin vekili olarak gelinen yer burası ya dedim..
Daha sonra Konya milletvekili Harun Tüfekçi’nin bürosunun bulunduğu yere doğru yürürken karşıdan gelen bayan yabancı gelmemişti. Biraz daha yaklaşınca aileden sorumlu bakanımız olduğunu anladım. Büroya vardığımızda büronun içi bize hiç yabancı gelmedi, her tarafı Seydişehir tabloları ile doluydu ve buna Seydişehir Belediye Başkanı İbrahim Halıcı da bir yenisini ekledi.
Belediye başkanı İbrahim Halıcı
BÜYÜK İNSAN HAYRETTIN DURUSOY
Sabah Seydişehir’den değerli insan Hayrettin Durusoy’un cenaze törenine katılmak için hareket ettik. Öğle namazına yakın namazın kılınacağı camiye vardık.
Karşıyaka mezarlığının yanında bulunan Yenimahalle camisine varınca insanlar toplanmış ve birden çok cenazenin olduğu belliydi. Seydişehir’den ve Ankara’dan cenazeye katılanların yakalarındaki resimlerden bizimle aynı görevi ifa etmek için orada bulunduklarını gördüm.
İçimden Seydişehir’e böyle büyük hizmetler vermiş bir insan neden acaba Seydişehir’de toprağa verilmiyor diye geçti.
Allah rahmet etsin demekten başka da yapacağımız bir şey kalmıyor.
Dönüş âlemlerin rabbi olan Allah’a değil mi? Her canlı eninde sonunda ona dönmüyor mu?
Allah rahmet eylesin, toprağı bol olsun, başta oğlu Profesör Zafer Durusoy olmak üzere ailesine, yakınlarına ve Seydişehir halkına başsağlığı diliyorum
Not: Değerli dostlarım Hakkı ve Yusuf Balcı’nın anneleri ve Abdulkadir Arslan’ın halasının vefatından dolayı merhumeye Allah’tan rahmet, kalanlara sabrı cemil dilerim.