Dr. Faik Özdengül
Kış Baharın Müjdecisidir
Zor zamanlar faydalıdır.
Hayat zıtların ahengidir der Hz Mevlana. Zorluklar ve sıkıntılar rahatlığın müjdecisidir. Kış geldiğinde bütün zorluklarına rağmen insanlar şunu da bilir ki, kışın ardı bahardır.
Sıkıntılı günler dostlarınızın ve arkadaşlıklarınızın gerçeği ile sahtesini de ayıran zamanlardır. Devletler için de böyledir. Evet ama ile başlayan sözlerden sonra konuşanlar, olan bitenden sizi sorumlu tutan sizi suçlayan cümleler. Benden sana fayda yok demenin kibarcasıdır.
Ben senden değilim, yanında olmayacağım diyemeyenler seninle arasına mesafe koyar.
Böyle zamanlarda gizli düşmanlar da açığa çıkar. Başlar seni eleştirmeye, zayıf düşürmek için elinden geleni yapar. Düşmanın en bilindik, yüzyıllardır değişmeyen taktiği bölmektir. Kim sizi ayrıştırıyorsa düşmandır. Dost birdir, birleştirir ve bir araya getirmeye bir arada tutmaya çalışır.
Sarı öküz hikayesini bilirsiniz:
Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş.
Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.
Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."
Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz''ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk''u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar.
Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküz''ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli "Biz" demiş, "Sarı Öküz''ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı.."
Ne olursa olsun bir arada kalmak zorundayız.
Hz Pir dedi ki:
Biz birleştirmek için geldik ayırmak için değil.
Ayıran ve bölenlere dikkat.