Kitaplarda yeniden keşfedildi

Kitaplarda yeniden keşfedildi

Yeni Dünya'ya değişik pencerelerden bakan bu kitaplar, hem Amerika'yı hem de kaçınılmaz olarak küreselleşen dünyayı anlamaya yarayacaktır. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, derler.

11 Eylül 2001'de Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan intihar saldırılarının ardından Batı'nın gözü İslam dünyasına çevrilmişti.
Korkunç olayın faturası Müslümanların üzerine kalınca, özellikle Amerika'da, İslam üzerine hiç olmadığı kadar kitap yayınlandı, belgeseller hazırlandı. Bu ilgi azalmaya yüz tutsa da, herhangi bir tatil günü bir Amerikan televizyonunda hâlâ Üsame bin Ladin'i ya da İslamiyet'i konu alan bir programa veya önde gelen dergilerden birinde konuya ilişkin bir makaleye rastlayabilirsiniz. Sonuçta, Amerika'nın bu ilgisi karşılıksız kalmadı ve öte yakada yankı buldu. İslam dünyası da, kendisini dikkatle izleyen gözlere kayıtsız duramadı ve Amerika fenomenini daha iyi anlamak için her zamankinden daha çok çaba sarf etmeye başladı. İslam coğrafyasının Batı kapısı olan Türkiye'de de son aylarda yayınlanan çok sayıdaki 'Amerika kitabı'göze çarpıyor. Düşsel bir Türkiye-Amerikan savaşını anlatan Metal Fırtına romanı, bu furyanın ilk habercisiydi. Ardından bu kitabın kötü kopyaları ortaya çıktı. Neyse ki, Amerika'yı entelektüel düzeyde irdeleyen nitelikli kitaplar da yayınlanıyor. Bunların en yenisi ve kuşkusuz en çok ses getirmesi beklenen, Gore Vidal'in, resmî olmayan Amerikan tarihini romanlaştırdığı yapıtı 'Düello.'Gabriel Garcia Marquez, yedi ciltlik bir dizinin ilk kitabı olan 'Düello'yu, "muhteşem" diye niteliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin kuruluş hikayesinin anlatıldığı romanın baş karakterleri ise ülkenin tarihine yön vermiş olan Washington, Jefferson ve Hamilton gibi isimler. Literatür Yayıncılık, gayri resmî Amerikan tarihini yayınlamayı, aynı yazarın 'Lincoln', '1876', 'İmparatorluk', 'Hollywood', 'Washington D.C.'ve 'Altın Çağ'adlı yapıtlarıyla sürdürecek. Son aylarda yayınlanan 'iddialı'Amerika kitaplarının bir başkası ise resmî bir tarih sunuyor okuyucuya: "ABD Tarihi" (Doğu Batı Yay.). Allan Nevins ve Henry Steele Commager tarafından kaleme alınan kitabı Halil İnalcık Türkçeye kazandırmış. Siyasi tarih üzerine tanınmış bir otorite sayılan Nevins ve Amerikan düşünce tarihi üzerine tezleriyle tanınan Commager, bu ortak çalışmalarında, Amerika 'destanının'kahramanlarını, gelişme aşamalarını, mücadelelerini ve hayal kırıklıklarını anlatıyor. Son haftaların popüler Amerika kitaplarından olan "Bush'ların Savaşları" (Elips Kitap) ise önceki iki çalışma kadar iyimser değil. Amerika Birleşik Devletleri'nin son dönem politikalarını konu alan kitabın yazarı Stephen Tanner baba Bush'un Amerikan halkına sağladığı itibarın oğlu George W. Bush yüzünden kaybedildiğini savunuyor. Tanner'ın oğul Bush hakkındaki yargısı oldukça acımasız: "... Bir başkan olarak hatırlanacak en sıradan adam." 'Amerika'nın İnsan Haklarına Karşı Savaşı'alt başlığını taşıyan 'Guantanamo'da son çıkan Amerika karşıtı kitaplardan. Guantanamo körfezindeki 600 Kübalı tutsağa yapılanları konu alan yazar, eleştirilerini pervasızca ortaya koyuyor. Metal Fırtına'dan sonra en çok ses getiren Amerika romanı ise Clinton döneminin ABD Savunma Bakanı William S. Cohen'in kaleme aldığı 'Abluka'(Timaş Yay.) oldu. Cohen, politik-kurgu romanında, Amerika'nın Rusya'yı ve Çin'i ablukaya alma çabalarını anlatıyor. Bob Woodward'ın yeni yayınlanan kitabı 'Bush Savaşta'(Arkadaş Yay.) ise, Amerika'nın 11 Eylül'den sonraki Afganistan politikalarının perde arkasını anlatıyor. George Soros'un 'Amerikan Üstünlüğü Hayali', Francis Fukuyama'nın 'Devlet İnşası', Gore Vidal'in 'Son İmparatorluk'adlı kitapları da Amerika'yı daha iyi anlamak için okunabilir.

Kafka'nın, Lorca'nın, Twain'in kitapları hâlâ Amerikan ruhunu kavramamıza yardım edebilir; fakat bugünün yorgun Amerika'sını tam anlamıyla açıklayamaz. Bunun için yeni okumalara ihtiyaç var. 'Yeni Dünya'ya değişik pencerelerden bakan bu kitaplar, hem Amerika'yı hem de kaçınılmaz olarak küreselleşen dünyayı anlamaya yarayacaktır. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, derler. Fakat belki, şimdilerde buna ihtiyaç vardır.