Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, bu haftaki Salı Kültür Sohbetleri’nde, ölümünün 200. yıl dönümü (5 Mayıs 1821) dolayısıyla Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart’ın askeri kişiliği ile hayatını anlattı.

Tarihî Türk-Fransız ilişkileri, Fransız Devrimi ve Napolyon merkezli sohbetine, Nuh tufanı ve kavimler göçüyle başlayan Dr. Mustafa Güçlü, İndo-German milletlerin arasında Frank’ların da olduğunu belirterek ilk haçlı kuvvetlerinin Fransız keşiş ve vaiz Piyer Lermit’in gayretleriyle oluşturulduğunu, ilk Haçlı Konseyi’nin Fransa’da toplandığını ve 750 bin kişiden oluşan ilk Haçlı Ordusu’nun da, Selçuklu Hükümdarı Melikşah tarafından 1096’da Anadolu’da durdurulduğunu söyledi.

NAPOLYON’DA TÜRK HAYRANLIĞI VARDI

Fransız İhtilâli’nin (1787-1799) on iki yıl sürdüğünü ve devrimin kendi liderlerini doğurduğunu belirten Dr. Güçlü, Fransız Devrimi’nde Yahudilerin büyük rolü olduğunu söyledi.

15 Ağustos 1769 Korsika’da dünyaya gelen ve ana dili Korsikaca olan Napolyon Bonapart’ın, adını Fransızca “Napoléon de Bonaparte” olarak değiştirdiğini ifade eden Güçlü, bu devrim sırasında Napolyon’un topçu birliğinde subay olarak yükseldiğini ifade ederek şunları dile getirdi: “Osmanlı, ilk defa 1797’de Fransa’ya Seyit Ali Efendi’yi elçi olarak gönderiyor. O devirde Fransa’da Türk evi (şark odası), Türk kahvesi, Türk mutfağı ve Türk kıyafetleri hayranlığı vardı. Bu hayranlık Napolyon’da da var. Haritaya bakıyor; “Dünya tek devlet olsaydı, bunun merkezi Anadolu ve başkenti de İstanbul olurdu” diyor.

NAPOLYON, AKKA’DA OSMANLI’YA YENİLİYOR

Napolyon, güneş ülke büyük Fransa’yı hayal ediyor. Dolayısıyla Anadolu, İran ve Hindistan’a kadar olan bölgeyi Fransa’ya katarak sömürmek düşüncesinde. Bu arada İngiltere, Almanya ve Hollanda, Napolyon’un başında olduğu Fransa rejimini tanımıyor. Napolyon, İngiltere yerine İtalya üzerine yürüyor ve burayı alıyor. Sonra gözünü Mısır’a dikiyor. Donanması, 40 bin askeri ve yanında 200 bilginle Mısır’a giriyor. Anadolu ve İstanbul’u işgal edip güneş ülke Fransa’yı kurmak isteyen Napolyon, Filistin’e saldırıyor ve Akkâ Kalesi’ni muhasara altına alıyor. Napolyon kaleyi savunan Cezzar Ahmed Paşa’ya, destek için gönderilen Konyalı Koç Bekir Ağa’nın kumandasındaki kuvvetlerin de yer aldığı Türk ordusuna yeniliyor. İngilizler tarafından Mısır’da donanması batırılan ve Osmanlılara yenilen Napolyon, Fransa’ya geri dönüyor. Bu sefer Almanya ve Polonya’dan sonra İtalya’ya tekrar saldırıyor. İtalyan direnişçileri duvarlara “Kahrolsun Fransa, Yaşasın İtalya” sloganını yazıyor. İtalyanca olarak bu sloganın baş harfleri okununca ortaya MAFIA çıkıyor. Modern mafyacılık adını da buradan alıyor. 1805’te İmparator olan Napolyon, 1811’de İspanya ile birlikte bütün Avrupa’yı işgal ediyor ve daha sonra 1812’de Rusya’ya saldırıyor. Moskova’ya giriyor fakat Rusya’nın her zaman kurtarıcısı olan ‘General Wınter - Genel Kış’a yeniliyor. Fransa’da tutuklanıp yargılanıyor ve Elba adasında hapse atılıyor. Elba adasından kaçıp ordunun başına geçmeyi başardıysa da Waterloo Savaşı’nda koalisyon güçlerine yeniliyor. İngilizlere teslim olan Napolyon, Saint Helena adasında hapis hayatı yaşamaya başlıyor. 51 yaşında 1821 yılında mide kanserinden ölüyor.

NAPOLYON: “FATİH’İN ÇIRAĞI BİLE OLAMAM”

Burada kendisine sorulan “Fatih Sultan Mehmed mi büyük, yoksa siz mi daha büyüksünüz?” sorusuna Napolyon, şu cevabı veriyor: “Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam, çünkü ben, kılıçla zapt ettiğim yerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım. Fatih ise fethettiği yerleri nesilden nesle intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır.”