Konya Terziler ve Konfeksiyoncular Odası Başkanı Aziz Güleç mesleğe nasıl başladığını anlattı
Konya Terziler ve Konfeksiyoncular Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Aziz Güleç, terzilik mesleğine nasıl adım attığını ve İstanbul'da geçirdiği 7 yıllık deneyimini paylaşıyor. Ayrıca, gençlere mesleği seçme ve çalışma konusunda tavsiyelerde bulunuyor.
Konya Terziler ve Konfeksiyoncular Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Aziz Güleç, 1960'lı yıllarda gazete satarken terzi bir esnafa gazete verdiği sırada terzilik mesleği ile tanıştı. Terzilik mesleğine adım atan Güleç, ustasının yanında çalışmaya başladı ve daha sonra İstanbul'a giderek 7 sene terzilik yaptı. Bu deneyimiyle ilgili konuşan Güleç, o dönemlerin iş yoğunluğunu da vurguladı.
Güleç, "1960 yıllarında terziliğe başladım. Terzilikten önce gazete satardım. Yengem beni gazete satmaya gönderirdi. Bir gün Yusuf Arısoy adında bir terzi vardı. Ona da gazete götürürdüm. 'Gel seni de terzi yapayım' dedi, 'olur usta' dedim. Dayıma sordum 'Konya'nın en iyi ustası; git oğlum, sen terzi olursun, iyi olur' dedi. Babama da sordum ‘dayın bilir' dedi. Sonrasında dükkana giderek terzilik mesleğine başladım. Bir süre çalıştıktan sonra ustam kurs görmeye Fransa'ya gitti. Beni de İstanbul'a götürdü. 1961-1968 yılları arasında 7 sene İstanbul'da terzilik yaptım. İstiklal Caddesi'nde Galatasaray Lisesinin tam karşısında orada terzilik yaptık. Sonrasında tekrar Konya'ya geldim, dükkan açmaya karar verdim. Bir yer bulduk, yerimizi açtık, mesleğimizi devam ettirmeye başladık" dedi.
O dönemde iş yoğunluğunun şimdiki gibi olmadığını belirten Güleç, "O zamanlar çok kalabalık olurdu dükkanlarımız, şimdiki gibi değildi. 800-900 takım iş olurdu. Yetiştirmek için 15-20 kişi, hatta 24 saat çalışırdık. En iyi müşterilerimden biri çıktı geldi. Bayrama da 3-4 gün kalmıştı. Benden 1 tane pantolon dikmemi istedi. Ben de 'yoğun olduğu için dikemeyeceğimi' söyledim. Müşterim de ısrar etti dikmem için, ben de pantolon 100 liraysa 200 liraya derim diktirmekten o zaman vazgeçer dedim. O da direkt 200 lirayı verdi bana. Sonrasında diktik, pantolonu verdik. 3-4 gün huzursuz oldum, namaza giderim namazda rahatım yok, yemek yerim rahatım yok, su içerim rahatım yok. Bir türlü kafamdan çıkmadı. Bayram bittikten sonra hemen adamın yanına gittim. Durumu adama anlattım, adamsa 'pazarlık yaptık aldım senden ne olacak bundan' dedi. Ben de 'yok benim hakkım değil bu para' dedim. Ben sonrasında parayı vermek istedim ama almadı. O zaman birine hayra verelim bu parayı, para seninse hayır senin, benimse benim olsun, Allah bilir bunu dedik" şeklinde anılarını paylaştı.
Gençlere de meslek seçimi ve çalışma konusunda tavsiyelerde bulunan Aziz Güleç, birçok gencin iş bulmak yerine boş gezip dolaştığını ve terzilik gibi geleneksel mesleklerin gençler arasında ilgi görmediğini ifade etti. Ayrıca, terzilikte kalfa bulmanın da zor olduğunu belirterek, odalarına kayıtlı bin 300 üye olduğunu ve bunların 50'sinin yanında kalfasının bulunmadığını dile getirdi.
Güleç, gençlerin daha fazla çalışmaları ve geleneksel meslekleri sürdürmeleri gerektiğini belirtti.