Konya'da aileler Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu'nun öncülüğünde Kılıçarslan Meydanı’nda buluşan aileler 'LGBT Dayatmasına Karşı Büyük Aile Yürüyüşü'nde buluştu. 100 bine yaklaşan kalabalıkla Kayalıpark'a kadar yürüyen Konyalılar, acil tedbir çağrısında bulundu.

Küresel güçlerin aile ve insan geleceğini tehdit eden projelerinden biri olan LGBT sapkınlığına karşı duyarlı insanlar dünyada ve Türkiye’nin dört bir yanında meydanlara inmeye devam ediyor.

Konya’da saat 16.00’da Kılıçarslan Meydanı’nda toplanan vatandaşlar ‘Büyük Aile Yürüyüşü’ ile LGBT dayatmasına karşı çıktı.

Konya'da meydana inen vatandaşlar, "Ailemiz son sığınağımız", "LGBT dayatmasına hayır", "Küresel dayatmaya hayır", "Aileme dokunma" pankartları açarak, "Acilen tedbir alınmasını istiyoruz. Aile kadın ve erkekten oluşmalıdır" çağrısında bulundu.

Küresel bir çeteye dönüşen LGBT lobisinin dayatmasına 'dur' demek için çocukları ile birlikte yürüyüşe katılan aileler "Aileni ve neslini koru, sapkınlığa dur de" sloganları attı.

Konyalı duyarlı aileler, LGBT dayatmasına dur demek için Kılıçarslan Meydanı’ndan Kayalıpark’a kadar yürüdü. Yürüyüşe Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun da katıldı.

Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, yaptığı konuşmada, "En temel değerimiz olan bizi biz yapan aile kurumumuza yönelik olarak çeşitli mahfillerce farklı formatlarda planlanan ve icra edilen saldırılara karşı tutumumuzu tüm dünyaya haykırmak üzere Kılıçarslan Meydanında bir araya geldik. Hepinizden Allah razı olsun, buraya gelerek büyük bir mesaj verdiniz. Ailenize geleceğinize sahip çıktığınızı tüm dünyaya ilan ettiniz. Emin olun bu mesaj yerine ulaştı. Kimler toplum üzerine hesap yapıyorlarsa, o hesaplarını gözden geçirmek zorunda kaldılar ve kalacaklar" dedi.

Önder Kutlu, şunları söyledi: Elhamdülillah 100 bini bulan bir kalabalığa hitap ediyorum. Duygularımı ifade etmem mümkün değil. Böylece uzun soluklu bir yürüyüşün ilk adımını atmış olduk. Bundan sonra da çalışmalarımız devam edecek. Küresel güçlerin orkestra şefliğinde, yerli işbirlikçilerin destek ve katkılarıyla yürütülen süreç hepimizi rahatsız ediyor.

Bugüne kadar sesimiz oldukça düşük bir tonda çıkmış olsa da bu yapılanların farkında olmadığımız anlamına gelmiyor. Kimlerin neleri pişirip bize servis etmekte olduğunu biliyoruz. Ancak bu kadar kısa sürede bu kadar hızlı bir biçimde mesafe alabileceklerini tahmin etmek gerçekten zordu. Maalesef pandemi ile hızlanan dijitalleşme işlerini kolaylaştırdı.

Bugün bizler kendimizi savunmak, nefret söylemi içinde olmadığımızı ifade etmek zorunda bırakılıyoruz. Oysa fıtrata Cenab-ı Allah'ın bizlere uygun gördüğü role, görüntüye aykırı davrananlar başkaları. Yani savunma yapması gerekenler savcı pozisyonunda, bizler ise sanık pozisyonundayız. Yavuz hırsız misali bizi savunma pozisyonuna iterek 'ÖTEKİLEŞTİRMEK' istiyorlar. Hiçbir zaman onların çizdiği sınırlara sıkışıp kalmayacağız.

Üzülerek görüyoruz ki dünyanın her tarafında etkin olan bu anlayış her geçen gün mevzi kazanıyor. En temel haklarımız kollanamaz, haklı düşüncemiz ise ifade edilemez hale getiriliyor. Dışlayarak marjinalleştirmeye çalıştırıyorlar bizi.

Bu taktik ve zorbalık başka topraklarda tutabilir, ama elhamdülillah bu tehdit ve baskılara boyun eğecek değiliz. Hak ve hürriyetlerimizi sonuna kadar savunmaktan geri durmayacağız.