Konya'da köklü değişiklikler çok yakında! MÜSİAD toplantısında konuşuldu
Türkiye'nin imza attığı Paris İklim Anlaşması sonrası yansımalar Konya'da konuşuldu. Şehirde önümüzdeki günlerde olacak değişiklikler ve yapılması planlanan yenilikler MÜSİAD Konya Şubesi'nin düzenlediği toplantıda konuşuldu.
Küresel ısınma nedeniyle dünya ülkelerinin çoğunluğunun mücadele vermek için imza attığı Paris İklim Anlaşması'nın uygulama öngörüleri ve detayları gündeme gelmeye başladı.
Sanayiden toplum yaşamına ve tarımsal üretime kadar birçok alanda yapılacak değişikliklerin ele alındığı ilk toplantı MÜSİAD Konya Şubesi'nde konuşuldu.
MÜSİAD Konya Şubesi Başkanı Hilmi Kağnıcı, Konya Sanayisi'nin ihracatı artırmak için elinden gelen çabayı gösterdiğini belirterek ikili görüşmelerin artacak devam edeceğini, Konya'nın konumunu üst sıralara taşımanın ana amaçları olduğunu söyledi.
Projeyle birlikte Konya'yı yeni ufuklara taşıyacaklarını söyleyen Başkan Mehmet Hilmi Kağnıcı, "MÜSİAD Konya olarak bugünlerde “Model Bir Şehir: Karbon Nötr Konya” konusunun önemine dikkat çekmek istiyoruz. Konuyla ilgili hızlı bir şekilde hareket ederek şehrimizin Avrupa’nın ilk karbon nötr şehri olması için bir proje çalışması acilen yapılmalıdır" dedi.
Konya’nın karbon nötr şehir olması sıradan bir hadise olmadığını hatırlatan Kağnıcı, "Beş yıl önceki çevre deyince ilk akla gelen algıdan tamamen farklıdır. Önümüzdeki yıllarda iklim değişikliği nedeniyle dünyanın büyük bir kuraklık ve kıtlıkla karşı karşıya kalma riski vardır. Türkiye’nin en temiz, gecekondu probleminin olmadığı, şehir planlamasının daha kolay yapılabildiği ve en düzenli organize sanayi bölgelerine sahip şehri olan Konya, kuraklık ve kıtlığa karşıda kendi kendine yetebilen bir şehir olmalıdır. Şehrimiz için konuyla ilgili önemli ve ciddi adımların biran evvel atılması gerekmektedir" diye konuştu.
Koronavirüs salgınının sarsıntılarının ekonomi başta olmak üzere farklı alanlarda hissetmeye devam ettiğini belirten Mehmet Hilmi Kağnıcı, "Artık dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır dedi ve ekledi: Son iki yıla damgasını vuran bu salgın, bireylerin hem kendilerine, hem içinde bulundukları topluma, hem de küresel ölçekte tüm alışılmışları değiştirmiştir. Türkiye, gelişmiş ekonomilerin bile büyük sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, salgının ekonomi üzerindeki etkisini sınırlı tutmayı başarmıştır. Başta ekonomik büyüme olmak üzere, ihracat ve yatırımlarda rekor artışlar elde etmiştir. Özellikle şehrimizdeki ihracat oranlarındaki ciddi artış, bunun en belirgin göstergesidir. Ülkemizin tarım, ticaret ve sanayi başkenti konumundaki Konya, önümüzdeki yıllarda da ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlamaya, ihracat rakamlarını artırmaya, ülkesini büyütmeye devam edecektir.
Başkan Mehmet Hilmi Kağnıcı'nın konuşmasını şöyle sürdürdü:
Sahip olduğu geniş tarım alanları, coğrafi konumu ve ürettiği birçok tarım ürünüyle Türkiye’nin “Tarım Başkenti” olarak da adlandırılan Konya, son yıllarda sanayide yapılan yatırımlarla artık sanayi şehri olarak da adlandırılmaktadır. Ülke ekonomisine, hem tarım üzerinden hem de sanayi üzerinden ciddi oranda katkı sağlayan Konya, sanayi ve ticaret alanında da lokomotif şehirleri arasında yer almaktadır.
Ekonomik, kültürel ve turizm sektörlerinde ülkemize örnek teşkil eden Şehrimiz, ‘Birlikte Konya’yız’ slogan ile hareket ederek, kamu, özel sektör ve Sivil Toplum Kuruluşlarının uyumlu çalışmasıyla başarılarına başarı katmıştır. Bu başarıların hep birlikte hareket ederek daha da artacağına inancımız tamdır.
Şehrimiz, ihracatta yeni bir rekor kırarak, bu yılın ilk 9 ayında yüzde 43,8’lik artışla 2 milyar 189 milyon dolar ihracat gerçekleştirmiştir.
Ülkemizin ve şehrimizin gelecek yıllarda önüne koyduğu hedeflere ulaşabilmesi için, gece gündüz çalışan MÜSİAD Ekonomik İlişkiler Komisyonumuz (MEKİK) oldukça önemli programlar icra etmektedir. Önümüzdeki yıllarda MEKİK ile birlikte birçok iş seyahatleri ve şehrimizde iş görüşmeleri düzenleyeceğiz. Aynı zamanda da yabancı iş insanlarını şehrimizde misafir edeceğiz.
Çalışmalarımıza ilk olarak Kazakistan ile başladık. Kazakistan ile hem var olan ticaretimizi hem de ikili ilişkilerimizi üst seviyelere taşımak ve aynı zamanda da kardeşlik bağlarımızı daha da güçlendirmek için Türkiye – Kazakistan B2B Programı düzenledik. 40’ı aşkın Kazakistanlı iş adamı heyetini şehrimizde misafir ettiğimiz programımız kapsamında Kazakistanlı iş adamlarıyla çalışmak isteyen ve Kazakistan’a yatırım yapmak isteyen tüm Konyalı sanayici ve iş adamlarımıza kapılarımızı açtık.
İki ülke arasındaki ticaret hacminin artırmak için düzenlediğimiz ve 3 gün süren programımız kapsamında 500’e yakın ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. Kazakistanlı heyet, Konya’da bulunmaktan memnun olduklarını ve oldukça verimli iş bağlantıları kurduklarını ifade ettiler.
MÜSİAD Konya olarak, Kazan-kazan politikasını yürüttüğümüz, yakın iş birliğe büyük önem verdiğimiz Afrika Kıtasıyla ilgili de çalışmalarımızı sürdürmekte oldukça kararlıyız.
Bin yıllık tarihi bağlarımızın bulunduğu, ülkemizin en köklü ilişkilere sahip olduğu coğrafyalardan biri olan Afrika kıtası ile ticaret hacmi son yıllarda artmasına rağmen mevcut tablo yeterli değildir.
“Hedef Afrika” sloganıyla hareket ederek, Afrika ülkeleri ile ikili ilişkilerimiz başta olmak üzere ticaret hacmini en üst seviyelere çıkarmak için çalışmalarımıza hız vereceğiz.
Bir konuda dikkatinizi çekmek istiyorum, özellikle yurt dışı iş gezilerimize yerel yönetimler, oda başkanlarımız, kamu kurum ve kuruluşlarımızın temsilcilerinin de katılmalarını arzu ediyoruz. Böylece büyük bir güce sahip olduğumuzun mesajını en güçlü şekilde vereceğiz. Ziyaret ettiğimiz ülkelerde Konya’nın gücünü hep birlikte göstermeliyiz.
MÜSİAD Konya Şube Başkanı ve aynı zaman da Türkiye - Kongo Demokratik Cumhuriyeti İş Konseyi Başkanı olarak Türkiye Afrika 3.Ekonomi ve İş Formu katılım sağladık. 3 gün süren iş formunda Nijer Sanayi ve Ticaret Bakanı Gado Sabo Moctar ile biraraya gelerek Nijer ile Konya arasındaki ekonomik bağların nasıl güçlendirilmesi gerektiği konusunu masaya yatırdık. Ayrıca Demokratik Kongo Cumhuriyeti Ticaret Ateşesi Yusuf Biçer ile birlikte Kongo'dan gelen yatırımcılarla İki ülke ticaret ilişkilerinin geliştirilmesi ve iş birliği alanında atılacak adımlara yönelik fikir alışverişinde bulunduk.
MÜSİAD, yurt içinde 89 şubesi, yurt dışında 95 ülkede 225 irtibat noktası, toplamda 11 bini aşkın üyesi, yaklaşık 60 bin şirketten oluşan ekonomik büyüklüğü ile ülkemizin en büyük destekleyicisi ve paydaşıdır.
MÜSİAD’ın üyesi bakımından en büyük ve en etken şubesi MÜSİAD Konya olarak, şehrimizin ve ülkemizin ekonomisi canlandıracak, şehrimizin vizyonuna değer katacak projeler üretmeye devam edeceğiz.
Geçtiğimiz yıllarda şehrimiz için hayati öneme sahip Mavi Tünel, KOP İdaresi, Endüstri Bölgesi ve Lojistik Merkezin Konya’ya kazandırılması noktasında, raporlar hazırlayıp kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu projelerin gerçekleşmiş olmasının açıkçası haklı gururunu yaşıyoruz.
KARBON NÖTR EKONOMİYE GEÇİŞ
Toplantıda yapılan sunumda özellikle Konya sanayisinin üretimini etkileyecek Karbon Nötr projesi anlatıldı. 9 ana başlıkta ele alınan sunumda dönüşümün hangi aşamalardan oluştuğu üyelere aktarıldı.
KARBON NÖTR DÖNÜŞÜMÜ NELER GETİRECEK?
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı internet sitesinde konuyla ilgili dün yayınlanan bir makalede şu bilgiler yer aldı:
Fransa 2050 Yılındaki Karbon Nötr Hedefine Ulaşmak için Nükleer Reaktörlerin Sayısını Arttırmayı Düşünüyor
Fransa’nın en büyük elektrik dağıtım şirketi RTE tarafından yayınlanan bir raporda, yeni nesil nükleer reaktörlerin 2050 yılındaki karbon nötr hedeflerini yakalama yolunda fosil yakıtların en düşük maliyetli alternatifi olarak değerlendirilebileceği belirtildi.
Ülkenin artan elektrik ihtiyacına çözüm önerileri önermek amacıyla hazırlanan raporda, özellikle 2050 yılına kadar 40 GW kapasiteli bir reaktör filosu yaratmanın mümkün olması nedeniyle yeni nesil nükleer reaktörlerin sayısını arttırma çalışmalarının ekonomik anlamda verimli olacağına vurgu yapıldı.
Sektör ve hükümet kaynaklarından alınan bilgilere göre, söz konusu raporun Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yeni nükleer tesisler kurulması konusunda vereceği karar üzerinde etkili olacağını belirttiler.
Le Figaro gazetesinde geçtiğimiz hafta yayınlanan bir haberde, Macron’un altı adet yeni EPR nükleer reaktör inşa edilmesi konusunda bu yılsonuna kadar bir karara varacağı iddia edilmişti.
RTE’nin raporunda karbon nötr hedeflerine nükleer reaktörler olmaksızın ulaşabilmek için, mevcut yenilenebilir enerji alternatifleri konusundaki projelerin tüm diğer Avrupa ülkelerinden çok daha büyük hızla yürütülmesi ve kapsamlarının da genişletilmesinin zorunlu olacağı belirtildi.
Şu anda Fransa ve diğer bazı Avrupa ülkelerinin nükleer enerjinin yeşil ve temiz olarak adlandırılması için AB’nin sürdürülebilir finans mevzuatı çerçevesine alınması yolunda politik çaba sarf ettikleri öğrenildi.
Karbon nötr hedeflerini bozmadan elektrik arzını arttırmak için sunulan diğer öneriler arasında hidrolik enerji depolama kapasitelerinin arttırılması, ülkelerarası enerji bağlantı noktalarının çoğaltılması ve yenilenebilir enerjilerin batarya sistemlerinde yedeklenmesi gibi çözümler yer aldı.
Yeşil hidrojen gibi karbon atığı olmayan gazların kullanıldığı termal enerji üretim tesislerinin de artan enerji ihtiyacını karşılamakta önemli bir alternatif olabileceği belirtildi.
Yaşanan son enerji krizinin Avrupa’nın petrol ve kömür gibi hidro-karbon kaynaklara ne kadar bağımlı olduğunu ortaya koyduğu belirtilen raporda, bu bağımlılığın yarattığı ekonomik maliyetin yüksekliğine dikkat çekildi ve düşük karbonlu üretimin enerji bağımsızlığını da beraberinde getireceği ifade edildi.
RTE’nin açıkladığı verilere göre, şu anda Fransa’da faal haldeki 57 adet reaktörün toplam 62,4 GW’lik nükleer enerji üretim kapasitesi bulunuyor.
GAP ÖZELİNDE UYGULAMADA ŞU ESASLAR SIRALANMIŞTI
1. Düşük karbonlu üretime yönelik teknolojilerin bölgede üretimi ile önemli seviyede ekonomik gelişme kaydedilecektir.
2. Düşük karbonlu uygulamalar sayesinde yüksek katma değerli ürünlere yönelim artacak, örneğin tekstil sektöründe, organik pamuk esaslı, sürdürülebilir ve organik tekstil ve hazır giyim ürünlerinin arz zincirinde payı artacaktır.
3. Enerjide sağlanacak maliyet düşüşleri; genel olarak hizmetlerde ve sınaî üretimde de maliyetleri azaltacaktır.
4. ‘Yeşil Enerji’ şirketleri bölgede yeni iş ve eğitim imkânları ortaya çıkaracaktır.
5.Hidrolik esaslı yeni yatırımların oluşturacağı yeni sulama imkân ve kapasiteleriyle, büyük ölçekte bakir kurak alanlar YE destekli sistemlerle de sulanabilecek ve böylece organik ve sürdürülebilir bir tarım sektörü gelişecektir.
6. Güney Doğu Anadolu Bölgesinin “Uygarlığın Beşiğinden”, “Sürdürülebilir Uygarlığın Beşiğine “geçişiyle, bölgede faklı ve özgün şehirleşme yaklaşımları ve bu duruma dayalı ekonomik bir dinamizm gelişecektir.
7. Dünyanın net enerji tüketimi bazında ilk “Sıfır Karbon Yükü” bölgesi olarak, bütün sektörler açısından üstünlük sağlayan bir marka tanınırlığı ve gelişimi mümkün olabilecektir