Konya'dan çiçek açan yazar; Bülent Akyürek

Konya'dan çiçek açan yazar; Bülent Akyürek

"İçinizdeki Öküze Oha Deyin" kitabının yazarı Bülent Akyürek ile yazarlığı ve kitapları hakkında konuştuk

-Bülent Akyürek Kimdir?

17 Yaşımdan beri kitaplarım yayınlanıyor. Bu kadar yani...

-Yazmaya nasıl karar verdiniz?

Lise ikideydim. Çok kitap okuyordum ve aslında okuyacak da çok kitap vardı. Sonra şunu keşfettim. Ömrüm bu kitapları okumaya yetmeyecek hele bir de okula devam edersem hiç yetmeyecek. Sonra okulu bırakıp kitap yazmaya karar verdim. Böyle oldu... Sonra zaten kitaplarım yayınlanmaya başladı.

-Neden bu tarzı seçtiniz romanlarınızla?

Uzun dönem romanlar yazdım 14-15 sene... Ben de bu Batı'nın ciğerini bildiğim için bunu yazmaya yöneldim. 11 Eylüllerle bize bakışlarını daha iyi anladım ve öyle davranıyorlardı ki bize herhalde 4. Dünya savaşı bitmiş 5. si başlamak üzere. Şu an 3. dünya savaşını bekliyoruz insanlık olarak, ama onlara göre 5. dünya savaşı bitmek üzere gibi. Ona göre bir şeyler yazayım, çizeyim dedim.

-Kaç kitabınız çıktı bugüne kadar ve en çok okunanı/tutulanı hangisiydi?

26 civarında kitabım yayınlandı. En çok okunan kitaplarım "İçinizdeki öküze oha deyin" ve "Yılgın Türkler"... 'İçinizdeki Öküze Oha Deyin' kitabı 3-5 senemi aldı. Yoksa benim bir gecede yazdığım kitaplarım da var. Bu kitap dünya sinemasının da büyük bir eleştirisiydi. Batının eleştirisi modernizmin zararları ve Kur'anı Kerim'in yıpratılmasına dair bir sektör oluştuğunu ispatlamaya çalıştım bu kitapta.

-En çok hangi kesimden okuyucunuz var?

Hepsinden, her kesimden var. Sevenler zaten okuyor nefret edenler daha çok okuyor.

-Nefret edenler neden daha çok okuyor?

Benim hayatım da öyle geçti nefret ettiğim yazarlar vardır. Nefret ederim ama yine de vazgeçemem. Sonuçta bir adamın tarzını sevdiysen dünya görüşü seninle uyuşmasa bile 'lanet olsun' der yine de okursun.

-'Felsefeselden Acil Çıkış' kitabının esprisi nedir? (Zira kitabın 2-3 sayfalık önsözünden sonrası tamamen boş)

128 sayfalık bir kitap. 2-3 sayfalık bir önsözden sonrası boş. Burada felsefe eleştirirsi yaptım. Felsefeyle uğraşmanın ne kadar boş bir şey olduğunu anlatmaya çalıştım. Antik Yunan ve batı felsefesinin ne kadar boş olduğunu vurgulamaya çalıştım. Ben de böylece gündeme getirmiş oldum. Daha doğrusu İmam Hatip'te, İlahiyat'ta okutulan 'sakat' felsefenin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmaya çalıştım ve bunun için 2-3 aydır uğraş veriyorum aslında. Mümkünse bu felsefe okullardan kaldırılsın. Bu boş kitap için çok fazla konuşma yaptım. Gerek radyolarda gerekse televizyonlarda toplamda 49 saatlik bir konuşma yapmışım bu boş! kitap için.

-Okuyucunun bu kitaba yaklaşımı ne oldu?

Okuyucu önceleri şaka sandı. Sonra iadeler geldi hatalı diye. Ben televizyonlarda bunun hatalı olmadığını anlattım. Alıştı okuyucu. Hatta 'ağabey bunun içini biz mi dolduracağız?' diyen okuyucular oldu. 'Hayır' dedim 'içini siz doldurmayacaksınız kitap zaten dolu'. Boş ve dolu. Ama anlamı derin. Zaten mesaj belli... Bir de yazarı kırık! olunca vardır bunda bir hinlik diye düşünmeleri lazım.

-Nasıl bir okuyucu portföyü isterdiniz?

Benim okuyucum hangi alandan olursa olsun hemen hemen hepsi 'fikir anarşisti'. Mesela müslüman ama ümmeti yok. Tek başına ümmet. Hepsinin bir tarafı yaralı, bir tarafı kırık, bir tarafı dökük... Cidden kitap okuyan insanlar için artık okuyacak kitap kalmamıştır. Ben de öyle düşünüyorum.

-Siz okuyucu olsaydınız nasıl bir yazar profili çizerdiniz?

Onu bilmiyorum. Bana şunu öğütlediler ilk baştan beri; dişlerini fırçala, 3-5 tane diploma al, kravat tak. Kibar ol, dil öğren, kişisel gelişimden geç... Ben bunların hiçbirisini yapmadım. Dişlerimi fırçalamadım mesela. Ben lise ikiyi terk ettim ve yazar oldum. Bakımsız bir adamım ve 7 tane leke var vücudumda. Ben istenilen şeylerin tam tersini yaptım demedim, ben zaten böyleydim. Yazan, çizen adam demek artist demek değildir. Fikir adamının yemeğe içmeye vakti olmaz. Bazen fermuarını açık unutur. Bazen ayakkabısının tekini unutur. Düzenli bir adamın, bilmiyorum ama ben inanmıyorum onun yazar olduğuna.

-Konya'yı nasıl buluyorsunuz?

Ben 1986-1987'lerden beri Konya'ya gelirim. Konya ile özel bir bağım vardır. Dergiler gazeteler, makaleler derken... İlk konferansımı Konya'da verdim. Buradan çiçek açtım ben. Konya aklı başında olduğu, saygın okuyucunun olduğu bir ildir.

-Okuyucularınızla sadece yazarak mı iletişim kuruyorsunuz?

Hayır, kesinlikle değil. Ankara'da sağlığım yerindeyken sürekli çay ocaklarındaydım. Sürekli çay ocağında oturan bir tipim. Cep telefonumun olmadığı hiç kimse yok. Ki hiçbirisine okuyucum demedim. 'Yarenlerim' olarak baktım, hepsiyle yarenlik ettim. Hiçbir şekilde bir derneğin altından geçmedim. Hiçbir partiye üye olmadım. O yüzden herkesle çok çabuk yarenlik edebilirim.

Mehmet Ali Elmacı -Memleket