Konyalı işadamlarına Estonya kapıları açıldı
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Estonya İş Konseyi Başkanı Engin Tumbaz, Estonya’nın Türkiye ile 400 milyon dolar civarında seyreden bir ticaret hacminin bulunduğunu belirtti.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Estonya İş Konseyi Başkanı Engin Tumbaz, Estonya’nın Türkiye ile 400 milyon dolar civarında seyreden bir ticaret hacminin bulunduğunu belirterek, "Elektrik ekipmanları, ulaştırma araçları, tarım ürünleri, elektronik devreler, petrol ve yağ ürünleri, ilaç ve medikal ürünler, makineler gibi kalemler ithalatlarında öne çıkıyor." dedi.
Tumbaz, yaptığı açıklamada, Estonya’nın salgın döneminde yüzde 4’ün üzerinde daralma kaydetmiş olsa da bu yıl için yüzde 3,4 büyüme öngörülen bir ülke olduğunu dile getirdi.
Estonya’nın en önemli ticari partnerlerinin Almanya, Rusya, Finlandiya, İsveç ve Çin Halk Cumhuriyeti olduğunu aktaran Tumbaz, “İhracatlarında bu listeye ABD de giriyor. Diğer iki Baltık ülkesi Litvanya ve Letonya ile hareketli bir ticari ilişkisi var.” dedi
Tumbaz, Estonya’nın Türkiye ile 400 milyon dolar civarında seyreden bir ticaret hacminin bulunduğunu anımsatarak, “Elektrik ekipmanları, ulaştırma araçları, tarım ürünleri, elektronik devreler, petrol ve yağ ürünleri, ilaç ve medikal ürünler, makineler gibi kalemler ithalatlarında öne çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
Estonya bugün dünyanın önde gelen girişimcilik merkezlerinden biri haline geldiğinin altını çizen Tumbaz, “Lojistik olarak Kuzey Avrupa, İskandinav ülkeleri ve Rusya’ya erişim için önemli bir konumda ve güçlü lojistik hatlara sahiptir. Firmalarımız bu çerçevede antrepo, depo hizmetleri gibi imkanları değerlendirerek bu pazarlara erişim sağlayabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Tumbaz, “Türkiye-Estonya İş Konseyi olarak, artık gelenekselleşmiş bir faaliyetimiz olan girişimcilik ve teknoloji alanında Türk firmalarının Estonya’nın üretken ekosisteminden faydalanması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu bölgenin en büyük girişimcilik etkinliği olan Latitude 59’a da katılımları sürdürmeyi hedefliyoruz. Bu noktada gerek geleneksel sektörlerde gerekse de yenilikçi sektörlerde en önemli unsur olarak farkındalık eksikliğini görüyoruz.” açıklamasını yaptı.
"Tekstil yine güçlü bir şekilde girebileceğimiz bir sektör"
Estonya’daki fırsatları İstanbul dışındaki ticaret odaları ve yerel iş dünyası kuruluşlarının destekleriyle birlikte yerel firmalara tanıtmaya gayret ettiklerinin altını çizen Engin Tumbaz, “Yerel firmalarımıza bu ülkelerdeki ticari ve yatırım anlamında fırsatları çok boyutlu olarak aktarmaya çalışıyoruz.” dedi.
Tumbaz, Türkiye-Estonya İş Konseyi olarak, faaliyetlerde Enterprise Estonia’nın da iş birliğinin önemli destek sağladığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Estonya ile iş yapmak isteyen firmaların mutlaka Enterprise Estonia ve Estonya Ticaret ve Sanayi Odaları ile irtibata geçmelerini faydalı görüyorum. Tallinn, Pärnu, Tartu gibi şehirler ile Samsun, Sakarya, Mersin, Gaziantep, Konya gibi şehirlerimizin iş dünyalarını daha sık bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Kalifiye bir iş gücü bulunmakla beraber geleneksel ve geniş bir iş gücüne dayalı yatırımlardan ziyade yazılım ve girişimcilik gibi yüksek katma değer yaratılabilecek veya hammadde ithalatı açısından sorun olmayacak ve otomasyon odaklı üretim gerçekleştirilebilecek yatırım imkânları bulunuyor.”
Mobilya sektörünün, bilhassa İskandinav yaklaşımıyla tasarımın öne çıktığına işaret eden Tumbaz, “Demonte mobilya sektörü değerlendirilebilir, otomotiv yazılımları, siber hizmetler gibi alanlarda güçlü iş birlikleri tesis edilebilir. Tekstil yine güçlü bir şekilde girebileceğimiz bir sektör.” değerlendirmesinde bulundu.
"Estonya’da geliştirilecek projeler daha büyük bir coğrafyaya erişimi kolaylaştırabilir"
Engin Tumbaz, Türk firmalarının burada düzenlenen fuarlara katılımının önemli olduğunu aktararak, “Salgın sonrasında mutlaka fuarlara katılımın artması gerekiyor. Sağlık hizmetleri ve sağlık turizmi de yine aynı şekilde öne çıkacağımız alanlar olacaktır. Hizmet ihracatımızda da bir değer yaratabileceğimizi düşünüyorum. Gıda ve tarım konusunda da ciddi bir atılım gerçekleştirebiliriz. Hemen her sektörde marka ve tanınırlık açısından biraz eksiklik var ve bu rahatlıkla giderilebilir. İskandinav ülkeleri ile Estonya’daki firmaların ilişkileri göz önünde bulundurulursa, Estonya’da geliştirilecek projeler daha büyük bir coğrafyaya erişimi kolaylaştırabilir.” ifadelerini kullandı.
Estonya’nın başarıyla sunduğu önemli bir diğer hizmetin ise E-Residency programı olduğuna dikkati çeken Tumbaz, “Böylelikle Estonya’da firma kurulumu konusunda süreci kolaylaştıran bir çevrim içi hizmet sunuyorlar. Estonya’nın geleneklerine iyice yerleşmiş yenilikçi bakış açısı, burada iş yapan firmalara uluslararası rekabetçilik açısından da katkı yapıyor.” dedi.
Tumbaz, Estonya düzenli olarak Doing Business Index gibi endekslerde yüksek puan alabilen, insan kaynağı, dijital yetkinlik gibi konularda küresel lider olabilen bir ülke olduğunu kaydederek, “Araştırma-geliştirme, yazılım, girişimcilik gibi alanlarda başarılı yatırımlar çekebilen, inovasyona dayalı bir kalkınma politikası uygulayan bir ülke. Türk firmalarının bu ekosistemi Avrupa’ya Kuzey Avrupa tarafından açılım için daha verimli kullanabileceğini düşünüyorum.” açıklamasını yaptı.
Kaynak: