Onları ağustos, eylül ayında tanıdım. O zaman şampiyon değillerdi. Konya atletizm pistinde diğer atletler ile koşuyorlar, antrenman yapıyorlardı. Kapsayıcı eğitim açısından ne kadar güzel bir örnek diye düşünmüştüm. Herhangi bir iddiadan daha çok sağlıklı yaşam, spor, akranları ile bir arada spor yapma gibi eğitsel açıdan faydalı bir spor aktivitesi diye düşünüyordum. Antrenörleri Savaş Bağhan’ı Sobe günlerinden tanıyorum. Oradan ayrıldıktan sonra atletizme tutku ile bağlanmış ve çeşitli okulların atletizm takımlarını çalıştırarak dereceler elde etmiş, gayretli, tutkulu bir antrenör/sporcuydu. Özel sporcularla da çalışıyordu. Onun sayesinde tanıştım Down Sendromlu iki şampiyonla.

Dediğim gibi o zaman kendilerinden derece beklenen sporcular olduğunu düşünmüyordum. Atletizm pistinin içinde Savaş hocanın ve özel sporcuların anne/babalarının, moral motivasyon, tempo yüklenmesi için yüksek sesle verilen komutlarını, motivasyon konuşmalarını, uyarıılarını, haydi yapacaksın, yapabilirsin, yaptın, aferin, bravo, kafanı kaldır, kolları aç, hızlan, beş tur daha, hadi bir jog yap, sonra devam, harika vs. sesleri yankılanıyordu diğer atletizm hocalarının seslerinin yanında. Bu özel sporcuların aileleri de iş güç zaman her şeyi bırakıp, bazen yanlarında kek pasta böreklerini de alarak günlerini saha kenarında yapıyor, dertleşiyor, konuşuyor, çocuklarının antrenmanlarını, gelişimlerini destekliyor, takip ediyorlardı. Onların, diğer birçok özel gereksinimli birey sahibi ailenin yaşadıklarına benzer, dışlanma, zorlukla eğitim alma, pes etmeme, mücadele azimlerini dinledim bu süreçte. Bu şampiyonlarla tanıştıktan sonra bir baktım ben de kendimi saha kenarında onlara motivasyon, destek konuşması yaparken, yüksek sesle, haydi, harikasın diye bağırırken buldum… O zamanlar Türkiye ve Dünya Şampiyonasına hazırlandıklarını söylemişlerdi de şaşırmıştım. Sonra bu down sendromlu şampiyonların antrenman derecelerini gösterdiler ve bu şekilde koşarlar ise Türkiye şampiyonu olabileceklerini söylediler. Kendi oğlumun antrenmanını takip ederken bir yandan da onları takip ediyordum, aileleri ile konuşuyordum. Ve sıkı disiplinli çalışma sonunda sonucunu gösterdi.

Özel Sporcular Atletizm Türkiye Şampiyonası

Muhammet Eren UYSAL (Down-Mozaik)
800 Metre: Türkiye Şampiyonu (Dünya Rekoru Geçti)
1500 Metre: Türkiye Şampiyonu (Dünya Rekorunu Geçti)

Berfin YILMAZ (Down-Regüler)
100 Metre: Türkiye Şampiyonu
200 Metre: Türkiye Şampiyonu

Emirhan GÜLERYÜZ (Down-Regüler)
400 metre: Türkiye 2.si oldu.

Birisi on yıldır milli takım sporcusu olan ve yenilmez olan sporcuyu yenerek Türkiye şampiyonu olmuştu. Eren ise Türkiye şampiyonasında yaptığı derece ile hem şampiyon oldu hem dünya şampiyonası rekoru kırdı. Bir yıllık sıkı disiplinli bir çalışma ile elde edilen inanılmaz bir sonuç. Ailerin ve gençlerin gözlerindeki o gurur, ışıltı, enerji görülmeye değerdi. Şimdi daha sıkı bir şekilde mart ayındaki dünya şampiyonasına hazırlanıyorlar. Eren aynı performansı sergiler ve daha da geliştirebilirse dünya rekorunu kırarak dünya şampiyonu olacak. Engelliler haftasında sınırlarını zorlayarak, kendi imkanları ile hazırlanan bu şampiyonları anmak gerekiyor… Sessiz sedasız, kendi hallerinde, kendi imkanları ile çalışan, hazırlanan, yetişen Konya’nın şampiyonlarını tebrik ediyorum. Bu şampiyonların gayreti bilinmeli. Konya, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın temelini atıp kurmasıyla Türkiye çapında Otizm alanında Sobe gibi bir marka oluşturdu. Kurumsallaştı. Bu Eylül ayında Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş’un özel gayreti ile DOSD Down Yaşam merkezinin açılması ile Down Sendromulu bireylerin eğitimi alanında iddialı bir merkez kuruldu. Eğitime başladı. Bunlar Türkiye içinde, sosyal sorumluluk projeleri içinde Konya için prestij sağlayan kurumlar. Bu yazı önce Konya bu şampiyonlarını da tanısın bu vesile ile aileler ve gençler için bir moral olsun dileği ile yazılmıştır. İkinci olarak Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Sayın Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş’un 3 Aralık Engelliler haftasında Down Sendromlu şampiyonları anması, hatırlayıp destek olmasına vesile olması için yazılmıştır. Duyurmak bizden gereği ilgililerden, en azından ENDEM’den…