Nihayet aylar sonra Konya'mızda, büyük Konyaspor taraftarının önünde, coşkuyu hissederek bir maç izledik. Federasyon denen zararlı teşkilat, iyi ki UEFA maçlarına karışmıyor. 

Akhisar maçıyla moral bulan Konyaspor, yaklaşık 30 bin taraftarından mustafa güreşen bir elektrik aldı. Akçay'ın maç öncesi dediği gibi oyuncular elektriği ışığa dönüştürüp maçın başından itibaren hem arzuluydu hem de oyununu rakibe kabul ettirme adına çok iyi bir mücadele sergiledi. 

Hala bazı bağlantı kopuklukları göze çarpsa da takım topu ileriye taşımada çok daha başarılıydı. İki haftadır sol bek oynayan Ömer Ali, çok akıllı bir taç atışı ile yoktan pozisyon oluşturdu. Takıma giderek oturan Eze ve Musa Konya'yı ayağa kaldıran golü attı. 

İlk yarı Konyaspor'un istediği gibi gitti ama ikinci yarı Vitoria'nın risk alacağı belliydi. Neyse ki atağa çıktıkları bir pozisyonda topu kaptırdılar ve Skubiç-Miloseviç ikilisi aldıkları riski pahalıya ödetti. Maç 2-0 olunca taraftar çok rahatladı. Tezahürat sesleri bile kesildi ama takımın buna uymaması gerekiyordu. Son 15 dakikaya girerken gelen Vitoria golü, Portekiz ekibini yeniden maça bağladı. Aslında kaliteli ve hızlı oyuncuları var fakat Konyaspor o kadar istekliydi ki adam adama savunmayı harfiyen uygulayıp fazla açık vermedi. 

Sonra daha güzelini yapıp geri çekilmek yerine rakibin üzerine kontrollü akınlar gerçekleştiren Konyaspor, tarihinin ilk Avrupa galibiyetini hem de rahat bir şekilde aldı. 

Reşit Hoca, takıma daha hızlı oyuncu adapte ederse Konyaspor hem gruptan çıkar hem de ligde daha iyi sonuçlar alır. Güzel düşünelim, güzel olsun. Tebrikler Konyaspor.