"Kronik hastalıklarla mücadeleyle erken ölümler önlenecek"
Sağlık Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe:- "Ülkemizdeki ölümlerin yüzde 87,5'i kronik hastalıklardan kaynaklanmaktadır"- "Alınacak önlemlerle 15 yılda, 1 milyondan fazla vatandaşımızın erken ölümünü önlemeyi hedefliyoruz"- DSÖ Türkiye Temsilcisi Pavel Ursu:
ANKARA (AA) - Sağlık Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe, Türkiye'deki ölümlerin yüzde 87,5'inin kronik hastalıklardan kaynaklandığını belirterek, "Alınacak önlemlerle 15 yılda, 1 milyondan fazla vatandaşımızın erken ölümünü önlemeyi hedefliyoruz." dedi.
Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı ve BM Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü Ortak Görev Gücünün iş birliğinde, "Türkiye'de Bulaşıcı Olmayan (Kronik) Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü için Yatırım Gerekçeleri Raporu" tanıtım toplantısı düzenlendi.
Bakanlığın Bilkent Yerleşkesi'ndeki Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya, Sağlık Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe'nin yanı sıra ilgili kuruluşların temsilcileri katıldı.
Bakan Yardımcısı Meşe, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de teşhis sonrası uzun yıllar tedavi gerektiren, kalp krizi ve felç ile seyredebilen kalp ve damar hastalıkları, çeşitli kanserler, bazı solunum yolu rahatsızlıkları ve diyabet olmak üzere, dört temel bulaşıcı olmayan hastalık türünün giderek daha sık görüldüğüne dikkati çekti.
Bugün gerçekleşen toplantıda ele alınan raporda da bu hastalıkların etraflıca incelendiğini belirten Meşe, Türkiye'de kronik hastalıkların neden olduğu engellilik ve erken ölümler sonucunda, işgücü ve üretkenlikte ciddi kayıplar ortaya çıktığını ve bunun sosyoekonomik kalkınma üzerinde kısıtlayıcı bir etki doğurduğunu söyledi.
Meşe, DSÖ ve Bakanlığın iş birliğinde yapılan bu çalışmayla kronik hastalıkların önlenmesi ve bunun sosyal ve ekonomik hayata katkısının incelenmesinin amaçlandığını bildirdi.
Bakan Yardımcısı Meşe, şunları kaydetti:
"Ülkemizdeki ölümlerin yüzde 87,5'i belirtilen kronik hastalıklardan kaynaklanmaktadır. Bu hastalıklar sadece hastalığa maruz kalan kişileri değil, bakıma muhtaçlık da oluşturması nedeniyle aileleri ve yakın çevreleri açısından da benzer kayıplara yol açabilmektedir. Asıl hedefimiz insanlarımızın sağlıklı yaşam sürelerini uzatarak, kimseye muhtaç olmadan, keyifli bir hayat sürerek, güzel zamanları evlerinde aileleri ile paylaşarak, torunları ile oynayarak yaş almalarını sağlamaktır."
Meşe, bu çerçevede alınacak önlemlere işaret ederek, "Sağlık Bakanlığı olarak vatandaşımızın yaşam kalitesini düşüren, ağrı ve acıya sebep olan, hareket kabiliyetini azaltan, konuşma ve düşünce yetilerinde bozulmaya yol açabilen bu kronik hastalıkların önlenebilmesi için doğru beslenme, fiziksel aktivitenin artırılması, tuz kullanımının azaltılması, hastalıkların erken tanı ve doğru tedavisi ile bu hastalıkların ana sebeplerinden olan tütün ve alkol kullanımının azaltılması gibi önlemleri alacağız." vurgusu yaptı.
Söz konusu önlemlerin paydaş bakanlıklar, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içinde ve halkın desteğiyle uygulanacağına değinen Meşe, "Alınacak önlemlerle 15 yılda 1 milyondan fazla vatandaşımızın erken ölümünü önlemeyi hedefliyoruz. İnsanlarımızın ileri yaşlarını da sağlıklı bir şekilde geçirmelerini sağlamış olacağız." şeklinde konuştu.
- "Kişi başı günlük tuz tüketimi 5 grama düşürülecek"
Yüksek tansiyon başta olmak üzere birçok hastalığa neden olan aşırı tuz tüketimin azaltılması kapsamında alınan önlemler sonucu, 2012'de 14,8 gram olan kişi başı günlük tuz tüketiminin, 9,2 grama kadar düşürüldüğünü aktaran Meşe, 2023 yılında bunun 5 grama düşürülmesinin öngörüldüğünü ifade etti.
Meşe, toplumda yüzde 27,9 olan hipertansiyon görülme sıklığı oranının ise yüzde 22,9'a indirilmesinin hedeflendiğini anlattı.
Sağlık Bakan Yardımcısı Meşe, "Türkiye'de Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü için Yatırım Gerekçeleri Raporu da tuz kullanımıyla mücadelede harcadığımız her 1 TL'nin ülkemiz ekonomisine 15 yılda 88 TL katkı sağlayacağını göstermiştir." bilgisini paylaştı.
Bireylerde fiziksel aktivitenin artırılmasının önemine de işaret eden Meşe, buna yönelik çalışmalar yapılacağını dile getirdi.
Meşe, fiziksel aktivite düzeyinin ileri yaş gruplarında ve kentsel yaşamda azaldığına dikkati çekerek, "15 yaş üstü bireylerde günlük faaliyet durumlarına göre çoğunlukla oturan veya duranların oranı yüzde 41,7'dir. Bu, yüksek bir oran. Sporun, fiziksel hareketliliğin desteklenmesi, halkın ve tüm kamu kurumlarının bu konuya gereken önemi vermesinin sağlanmasıyla ülkemizdeki fiziksel hareketsizlik oranını en az yüzde 32'lere düşürmeyi hedefliyoruz." dedi.
Tütün kullanımının önlenmesine yönelik çalışmaların aralıksız devam edeceğini belirten Meşe, "Ulusal Tütün Kontrol ve Eylem Planlarını sıkı bir şekilde uygulayarak, şu anda 15 yaş üstü bireylerde yüzde 30,9 olan tütün kullanma sıklığını 2023 yılında yüzde 19'a indirmeyi planlıyoruz." ifadesini kullandı.
Okul kantinlerine yönelik hayata geçirilen "Beslenme Dostu Okul Programı" hakkında da bilgi veren Meşe, bu kapsamda okul kantinlerinde doğal maden suları hariç enerji içeceklerinin, gazlı ya da aromalı içeceklerin, kızartma ve cipslerin satışlarının yasaklandığını hatırlattı.
Meşe, bunların yerine süt, ayran, taze sıkılmış meyve suyu ve tane ile satılan meyvelerin tüketilmesine izin verildiğini belirterek, sağlığın korunması için iş birliği içinde hareket etmeyi sürdüreceklerinin altını çizdi.
- "Türkiye, iyi bir rapor sunacak bir ülkedir"
DSÖ Türkiye Temsilcisi Pavel Ursu da bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadelenin halk sağlığının korunmasında büyük önem taşıdığına işaret etti.
Ursu, bu konuda yapılan yatırımların bir yandan halk sağlığını korurken diğer yandan da ülkelerin sağlık ekonomisine katkı verdiğini bildirdi.
Bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadelede Türkiye'nin önemli çalışmalar yaptığını vurgulayan Ursu, "Bu kapsamda Türkiye, iyi rapor sunacak bir ülkedir. Hatta Türkiye, bulaşıcı olmayan hastalıkların kontrolünü de hedeflemiş bir ülkedir." diye konuştu.
AA
Kaynak: