M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

KTO’da barışı sağlamak

Şeb-i Arus törenlerine katılmak üzere Konya’ya gelen İsrail Büyükelçisi Gabby Levy, KTO Başkanı Hüseyin Üzülmez’i de ziyaret etmişti.

Üzülmez’in büyükelçinin yüzüne söyledikleri çok hoşuma gitmişti.

Levy’i herhangi bir misafir gibi karşılamamıştı Üzülmez, Filistin’deki İsrail vahşetine dikkat çekmiş ve bunun sonlandırılmasını istemişti.

 

Demişti ki; “Filistin’de çocukların öldürülmesine rıza gösteremeyiz. Şunu ayrım gözetmeksizin net bir şekilde söylüyoruz ki, terörizmin her türlüsüne karşıyız. Özellikle Konya, Hz. Mevlana'nın hoşgörü şehridir. Siz de bu hoşgörü dolayısıyla buradasınız. İsrail ve Filistin arasındaki barışın gelişmesi için Ankara Forumu’nda görev alan birisi olarak, bu iş için kurulan oluşumların yöneticisi olarak şunu söylemek isterim ki; barışı sağlamanın yolu insanların karnını doyurmaktan geçiyor.”

 

Sahte gülücükler yerine, yeri gelmişken içimizde olanı ortaya koyuvermişti Üzülmez.

İçimizdeki demişken söyleyeyim; Üzülmez içimizden biri

Zamanında yan yana mücadele etmişiz; ‘başkan’ demezden önce ‘abi’ demişiz…

İşte Konya’yı düşünün; ne tür kaygıları varsa pek çoğumuzun Üzülmez’in de kaygıları böyledir…

Çıkmamışsa, mahallenin çocuğudur.

İsrail Büyükelçisi’ne taş atması da bundandır…

Susmaz, söyleyeceği ne varsa söyler.

 

Bugüne kadar yazdıklarımdan biliyorum; insandır, rahatsız olur belki ama söylediklerinizden sonra olağanüstü bir baskı hissetmezsiniz üzerinizde…

‘Mahallenin çocuğu’ demişken mahallenin sorunlarını onunla konuşmak zor olmamalı…

Herkes duydu: KTO’da çalışan personelin başvurusu üzerine Mazlum-Der Konya Şubesi durumu araştırıp bir rapor hazırladı.

İnceleme heyetinde Mazlum-Der Şube Başkanı Mustafa Akmeşe, Adem Seleş ve Mustafa Atılgan yer aldılar… Hazırladıkları raporda, “İddia sahiplerine yapılan uygulamalar yasalara uygun olsa bile adalet ve hakkaniyet ölçülerine uygun değildir. İhtilaflar yasal zeminden çok hukuk ve adalet ekseninde cereyan etmektedir. Dolayısıyla Oda Başkanının hukuk ve adalet ölçülerine göre yapılan itiraz ve şikâyetleri yasalara sığınarak karşılamaya çalışması adil bir yönetici tavrına uygun değildir. Heyetimiz, Oda Başkanının tasarruflarının başvurucularla bir hesaplaşma düşüncesini yansıttığı, başvurucuların da görüşerek sorunların çözülemeyeceği kanaati taşıdıkları, çalışma barışının kalmadığı, diyalog ortamının tamamen kaybolduğu, bu noktaya gelinmesinin idarenin zafiyetinden kaynaklandığı, idarenin, zafiyetini gidermek yerine yasal yetkilerini çalışanlar aleyhine kullanarak hak ihlaline sebebiyet verdiği kanaatine varmıştır” dediler.

İsrail Büyükelçisi’ne barışı sağlamanın yolunu anlatan Üzülmez’in bugün önündeki en önemli konu budur bence…

KTO’da barışı sağlamak…

 

Filistin’deki çocukları düşünüp kalbi sızlayan birisinin Konya’daki çocukları da düşünüp uygulamalarında hassas olması beklenir.

Yarın KTO’da seçim var…

Seçimin sonucu ne olursa olsun, kamu vicdanını rahatlatıcı bir uygulamaya gidilmelidir…

Ne Üzülmez’in de dikkat çektiği ‘hoşgörü’ şehrine bu uygulamalar yakışır ne de Konya ticaretinin kalbine…

Odalara, belediyelere, derneklere…

Her nereye ise…

Başkan seçmek mesele değil…

Mesele hassasiyet gösterilmesi gereken noktaların muhafazasıdır…

Böyle bir muhafazadan yoksun olunacaksa, ha Ahmet olmuş başkan ha Osman, ne fark eder…

Mazlum-Der’in raporunu bu şekilde okuyup değerlendirmekte büyük fayda var…

 

Ceplerimize biriktirip başkalarına atacağımız taşları bugün birbirimize atıyorsak, bu işte bir yanlışlık var demektir…

KTO’daki yeni dönemin, şehrin ticaret hayatına bereket getirmesini temenni ediyorum.

Ne demişti İsrail Büyükelçisine Üzülmez de beni sevindirmişti:

Terörizmin her türlüsüne karşıyız!

Her türlüsüne!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum