Lübnan tezkeresi Genel Kurulda kabul edildi
AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık:- "Barış Pınarı Harekatı'na Türk milletinin verdiği büyük destek, aslında Türkiye'nin, milli meselelerde her türlü tartışmayı bir kenara bırakıp nasıl bir araya geldiğinin de güzel bir göstergesidir"- MHP Grup Başk
TBMM (AA) - AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, Barış Pınarı Harekatı'na Türk milletinin verdiği büyük desteğin, Türkiye'nin, milli meselelerde her türlü tartışmayı bir kenara bırakıp nasıl bir araya geldiğinin güzel bir göstergesi olduğunu bildirdi.
TBMM Genel Kurulunda, Türkiye'nin Lübnan'da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü'ne (UNIFIL) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarıyla verdiği desteğin süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi üzerinde milletvekilleri değerlendirmelerde bulundu.
İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, tezkereyi İYİ Parti olarak desteklediklerini belirtti.
Lübnan'ın bazı Arap ülkeleri gibi ciddi bir toplumsal gerginlik sürecinden geçtiğini ifade eden Sezgin, Arap dünyasında yeniden ortaya çıkmaya başlayan ve esas olarak ilgili ülkelerin rejiminden, kötü yönetiminden, sosyolojisinden, iç dinamiklerinden kaynaklanan bu son gelişmelerin yanlış okunmaması gerektiğini vurguladı.
Suriye'den Türkiye'ye yönelen tehditler karşısında İYİ Parti olarak Barış Pınarı Harekatı'nı desteklediklerini, ordunun yanında yer aldıklarını belirten Sezgin, şunları söyledi:
"Gelinen noktada, ulusal güvenliğimizi tehdit eden gelişmelere karşı Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerekli görevi üstlenmesinin önemini vurgulayarak, 'Bu koşullarda şu ya da bu parti yoktur; tek bir parti vardır, o da al bayrak partisidir.' dedik. Bugün yeni bir aşamadayız. Net olan şu ki siyaset görevini yaptı, milletimiz görevini yaptı, Mehmetçik de görevini başarıyla yerine getirdi ve getiriyor. Şimdi iş masada ve hükümettedir. Ortada ABD'yle bir mutabakat vardır. Türkiye ve ABD heyetleri arasında yapılan görüşmenin ardından yayınlanan ortak bildiri metni ve resmi açıklamalar birçok belirsizlikle beraber bazı olumlu ilerlemelere de işaret ediyor. Önümüzde bizi oldukça hassas bir süreç beklemekte. Bu süreçte, iktidarın hatasız bir çizgi izlemesi gerekir. Temennimiz, yeni bir hatalar zincirinin başlamaması, yanlış hesaplardan dönülmesi, akla ve ulusal çıkar kavramına uygun bir tutum izlenmesidir."
- Suriye Milli Ordusu eleştirisi
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz, Türkiye'nin Suriye politikasını eleştirerek, sahadaki duruma bakıldığında, Suriye yönetimiyle bu kadar yakın ve bu kadar karşı karşıya gelinmediğini ifade etti.
Dış politikada taraf tutmanın bir ilkesizlik olduğunu söyleyen Çeviköz, Suriye'nin bir yönetimi varken, bu yönetimin bir ordusu varken, "etraftan toplanmış, düzensiz ve uluslararası kamuoyu tarafından 'Türkiye'nin başı bozuk grubu' diye adlandırılan bir grubun" Suriye Milli Ordusu diye adlandırılmasının iyi komşuluk ilişkileri ve ilkesiyle bağdaşmayacağını savundu. Çeviköz, "Sahada Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrol edemeyeceği sayıda Suriye Milli Ordusu mensubu var. Bugün Türkiye aleyhine çıkan haberlerin çoğunu bu grupların eylemleri oluşturuyor. İktidar, Kuvayımilliye ile benzeştirme gafletine düştüğü bu grupların ülkemizi uluslararası hukukun ihlali gibi bir ithamla karşı karşıya bırakmasına karşı gereken tedbiri almalıdır. Türkiye'nin güvenli bölgeye girerken bu grupları bölgeden uzak tutmak konusunda ABD'ye herhangi bir güvence verip vermediğini sormak isteriz." diye konuştu.
Lübnan iç siyasetinin kırılgan bir dönemden geçtiğini anımsatan Çeviköz, "Orta Doğu'ya yönelik Türkiye politikasının hakim tonu olan mezhepçi bakış açısının" Lübnan'la ilişkilerde uygulamaması gerektiğini, Lübnan'ın iç işlerine karışılmamasını, bu ülkedeki bütün kesimlere eşit mesafede durulması gerektiğini ifade etti.
-"Yakın ve öngörülebilir bir tehdit"
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, uluslararası kuruluşlar aracılığıyla barış ve güvenlik alanında en kuvvetli katkıyı sunan Türkiye'nin, yine uluslararası hukuk bağlamında kendi güvenliğini korumak için sınır ötesi harekatlar gerçekleştirmesinin hiçbir yanlış ya da gayri hukuki yanı olmadığını söyledi.
Türkiye'nin haklı, hukuki ve meşru bir zeminde faaliyet yürüttüğünü belirten Akçay, "Barış Pınarı Harekatı bir terörle mücadeledir, Türkiye’nin güney sınırlarında güvenliği tesis etme faaliyetidir. Bu harekatla Türkiye uluslararası barış ve güvenliğe karşı yükümlülüğünü de yerine getirmektedir." dedi.
"Sınırımızın hemen ötesinde silahlandırılmış on binlerce terör örgütü mensubu Türkiye için büyük, yakın ve öngörülebilir bir tehdittir." ifadesini kullanan Akçay, şunları kaydetti:
"Bir taraftan ABD ile varılan 120 saatlik mutabakatın sona ermesi, diğer tarafından sayın Cumhurbaşkanımızın Soçi'de Rusya Devlet Başkanı ile görüşmesi bugüne takvimdeki herhangi bir günden ayrı bir önem yüklüyor. Bu nedenle TBMM'den yükselecek sesin Türkiye'nin milli politikalarına, terörle mücadelesine, sınır güvenliğine, komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne ve istikrarına uygun olması temennimizdir. Bu yeni dönemde Türkiye hem sahada hem masada bu sürecin kurucu unsurudur. Bugün ortaya çıkabilecek iki önemli sonuç bölgesel ve uluslararası gelişmeleri derinden etkileyebilecektir. Birincisi, sadece Resulayn ile Tel Abyad arasındaki 120 kilometre değil, PYD/YPG kontrolündeki 444 kilometrenin terörden temizlenmesi. İkincisi, Suriye'nin toprak bütünlüğü, bölgesel güvenlik ve istikrarın inşası için Fırat'ın doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi fark etmeksizin adı ne olursa olsun tüm terör örgütleriyle mücadele kararlılığı."
ABD ile varılan mutabakata göre bugün saat 22.00 itibariyle 120 saatlik sürenin dolduğuna işaret eden Akçay, "ABD, Rusya ve İran başta olmak üzere bugün Suriye hakkında bir çift söz söylemeyi dahi kendisine hak gören ülkeler Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve terör örgütlerini yok etmeye yönelik tutumlar almalıdır. İlk adım ise en büyük tehdidi, yani terör örgütlerini yok etmektir. Türkiye'nin sınır ötesi harekatlarını da bu çerçevede görmeleri ve desteklemeleri gerekir. Suriye'deki güçler terör örgütlerini kullanmak yerine onlarla mücadele etseydi ne Fırat Kalkanı ne Zeytin Dalı ne de Barış Pınarı olurdu." değerlendirmesini yaptı.
MHP olarak; terörle mücadeledeki kararlılığı, Türkiye'nin haklı duruşunu, meşru pozisyonunu dünyaya defalarca haykıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetini yürekten kutladıklarını vurgulayan Akçay, "Bu akşam saat 22.00’den itibaren bölgenin terörden tamamen temizlenmemesi halinde uluslararası meşruiyetle perçinlenen irademiz sahaya yansıyacaktır. Her türlü gelişmeye karşı uyanık olacağız. Su uyur düşman uyumaz." dedi.
- "Tehdit bertaraf edilene kadar..."
AK Parti Grubu adına söz alan Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, Lübnan'ın coğrafi açıdan küçük olmakla birlikte bölge istikrarı bakımından anahtar öneme sahip bir ülke olduğunu söyledi.
Böyle bir dönemde Lübnan'da toplumsal uyumun korunmasının her zamankinden daha da fazla önem kazandığını belirten Işık, Türkiye'nin Lübnan'ın iç siyasetine müdahil olmadığını kaydetti.
Suriye'deki gelişmelere değinen Işık, Suriye'den kaynaklı tehdit bertaraf edilene kadar kararlılıkla yürümeye devam edileceğini ama bunu yaparken, Türkiye'ye haksız eleştiride bulunmanın doğru olmayacağını belirtti.
Fikri Işık, şu görüşlerini paylaştı:
"Türkiye bugüne kadar DEAŞ ile PKK'yı hiçbir zaman ayırmadı, PYD-YPG ile DEAŞ'ı da ayırmadı. Ben, Fırat Kalkanı Harekatı döneminde Milli Savunma Bakanı olarak çok iyi biliyorum, olayların içerisindeyim ki dünyada DEAŞ'a yönelik en güçlü operasyonları yapan ülke Türkiye'dir. 3 binin üzerinde DEAŞ militanını Türkiye etkisiz hale getirmiştir. Aynı şekilde, PKK'yla 40 yılı aşkın şekilde mücadele eden, PKK terör örgütünü ortadan kaldırmak için gece gündüz mücadele eden de Türkiye'dir. 'DEAŞ'a tamam, PKK'ya tamam ama YPG'ye dokunmayın.' anlayışı dürüst bir anlayış değildir, ilkeli bir anlayış değildir. Terör örgütü terör örgütüdür. Senin terör örgütün, benim terör örgütüm kesinlikle kabul edilemez. Bu noktada, Türkiye bugüne kadar ilkeli duruşunu muhafaza etmiştir. Türkiye bundan sonra da ilkeli duruşunu muhafaza edecektir. Türkiye'nin en önemli önceliği kendi güvenliğidir, bölgenin güvenliğidir. Bölgenin huzuru ve güvenliği olmadan bu bölgede ne Türkler ne Kürtler ne Araplar ne diğer unsurlar huzur içerisinde yaşayamaz."
Işık, Barış Pınarı Harekatı'na Türk milletinin verdiği büyük desteğin, Türkiye'nin, milli meselelerde her türlü tartışmayı bir kenara bırakıp nasıl bir araya geldiğinin de güzel bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Kaynak: