Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığı Tank Taburu davası
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı tank taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin davada 63 sanığın yargılanmasına devam edildi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı tank taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 63 kişinin yargılandığı davaya, sanıkların cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Sanık eski astsubay Serhat Şahin, savunmasında, darbe girişimi günü terör saldırısı gerekçesiyle Genelkurmay Başkanlığına gideceklerinin bildirildiğini belirterek, tanklarına kendi birliklerinden olmayan yarbay Bayram Kılıç'ın da bindirildiğini söyledi.
Komutanın Bayram Kılıç'ta olduğunu öne süren Şahin, güzergahlarında vatandaşlarla iletişime geçmediğini, kimsenin "Bu darbe, yanlış yapıyorsun." demediğini iddia ederek, Gençlik Caddesi'ndeki araçların zarar görmesinde bir dahlinin bulunmadığını öne sürdü.
Kimsenin şehit edilmesine neden olmadığını, buna şahit de olmadığını savunan Şahin, silahını herhangi bir canlıya doğrultmadığını iddia etti.
Şahin, canlı ya da cansız hiçbir varlığa zarar vermediğini ileri sürerek, şarapnel parçasıyla yaralandığını ve saat 01.48'den sonra Genelkurmay Başkanlığı revirinde kaldığını, sabah olunca da GATA Hastanesine sevk edildiğini söyledi.
"Bir kandırmacının içinde olduğumu anlasaydım ben de vatandaşın yanında olurdum." diyen Şahin, darbeci ya da FETÖ'cü olmadığını ileri sürdü. Şahin, darbe girişimi için değil, terör saldırısı olduğu gerekçesiyle emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini savundu.
Tankı da Bayram Kılıç'ın yönettiğini öne süren Şahin, "Hiçbir tankı emir komuta etmedim, yönlendirmedim. Bilerek ve isteyerek bu işin içinde olmadım." diye konuştu.
Sanık Şahin, beraatini talep etti.
Sanık eski uzman çavuş Mustafa Töker de terör saldırısı emriyle gittikleri Genelkurmay Başkanlığında gerçekleri öğrendikten sonra polise sığındığını savundu.
Töker, "Ben kandırıldım. Tek bildiğim Genelkurmay Başkanı'nın kaçırıldığı, terör saldırısı olduğu ve Genelkurmay'ın güvenlik altına alınması gerektiğidir." dedi.
Sanık Töker, silah kullanmadığını, kamu malına ya da halka zarar vermediğini iddia etti.
Kaynak: