MAZLUMDER Konya Şube Başkanı Abdullah Şehid Huca, Gaziantep'te yaşanan olay hakkında basın açıklaması yaptı.

Abdullah Şehid Huca, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Gaziantep'te 3 Mayıs tarihinde itikaf amacıyla orada bulunduklarını iddia eden bir grup vatandaşın, kolluk kuvvetleri tarafından zor kullanılarak camiden çıkarmaya çalışıldığı görüntüler medyaya yansımıştır. Bu görüntülerde kolluk güçlerinin özensiz ve orantısız güç kullandığı, biber gazı sıkarak vatandaşları etkisiz hâle getirmeye çalıştığı alenen görünmektedir.

Camide bulunan topluluğun orada ibadet maksadıyla mı yoksa iddia edildiği gibi provokasyon amacıyla mı bulunduğundan bağımsız olarak, kolluk güçlerinin bir ibadethanede böylesi görüntülerin oluşmasına sebebiyet vermesi, izah edilir bir durum değildir.

Tam kapanma kararı çerçevesinde sokağa çıkmanın yasaklandığı şu günlerde medyaya, otellerden eğlence görüntüleri arka arkaya düşerken, içinde bulunduğumuz Ramazan ayında camide bulunan bir topluluğun bu şekilde derdest edilmesi, kolluk personelinin, muhatap oldukları halkın, sosyal ve dinî refleksleriyle ilgili psikolojik eğitimden ve iletişim becerisinden mahrum olduğunu göstermektedir.

Polisin, devletin halka bakan bir yüzü olduğunu, emniyet ve asayişi temin etmekle görevli bir uzvu olduğunu unutmaması gerekir. Terör örgütü militanlarının tahriklerine karşı bile sakinliğini bozmayan kolluk kuvvetlerinin, her ne olursa olsun, Müslüman bir ülkede Müslümanların ibadethanesinde böyle bir manzaraya sebebiyet vermesi, devlet aklından uzak, zorba bir görüntü çizmektedir. İster mülkî-idarî amirler, isterse kararı kendinden menkul kolluk kuvvetleri olsun, hiç kimsenin Türkiye’ye bu utancı yaşatma hakkı yoktur. Hükümet bu olayın müsebbipleri hakkında alınması gereken acil ve caydırıcı kararları almalı, bundan sonra yaşanabilecek bu kabil toplumsal olaylar karşısında gereken özeni göstermelidir.

MAZLUMDER Konya Şubesi olarak, kolluk güçlerinin olaylara müdahalesinde “ses ve görüntü kayıtlarının alınmasının yasaklanması” kararının bu ve benzeri olaylara birlikte ele alındığında nelere sebebiyet vereceği hususunda kaygılıyız. Emniyet ve asayişi temin etmekle yükümlü olan kolluk kuvvetlerinin “sakin güç” olmayı terk ettiğinde zorbalığın devlet eliyle gerçekleşmesine hizmet ettiklerini hatırlatırız.