Meclisin bütçe maratonunda son gün
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz:- "Geçmiş oranla faiz ödeseydik, 2019 bütçesinden 413 milyar lirayı faize ödemiş olacaktık. Bütçedeki rakam bunun çok gerisinde, 300 milyar liralık tasarruf söz konusu"- "Türkiye, 2007'nin son çeyreği ile 201
TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz, "Geçmiş oranla faiz ödeseydik, 2019 bütçesinden 413 milyar lirayı faize ödemiş olacaktık. Bütçedeki rakam bunun çok gerisinde, 300 milyar liralık tasarruf söz konusu." dedi.
Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda, bütçe görüşmelerinin son gününde AK Parti Grubu adına yaptığı konuşmada, kendi dönemlerindeki 17. bütçeyi müzakere etmekten büyük mutluluk ve onur duyduklarını söyledi.
AK Parti yönetimlerinden önce bütçe açıklarının uzun yıllar ülke gündeminde kaldığını, ancak kendi dönemlerinde yüzde 10'ları aşan bütçe açıklarının tarih olduğunu ve makul seviyelere gerilediğini belirten Yılmaz, "2002 yılında yüzde 10,7 olan genel devlet açığının milli gelire oranı, 2017 yılında yüzde 1,8'lere kadar geriledi." dedi.
Cevdet Yılmaz, çeşitli badirelere ve seçimlere rağmen mali disiplini bozmadıklarını söyledi.
Bütçe disiplini ve güven veren yönetimin en önemli sonuçlarından birisinin de faiz harcamalarının dramatik bir şekilde düşmesi olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"2002'de faiz harcamaları, bütçemizin toplam harcamalarının yüzde 43'ünün üzerindeydi. Milli gelire oranla yüzde 14,4, vergi gelirlerimize oranla yüzde 86 faize giden kaynaklar vardı. Yani topladığımız 100 liralık verginin 86 lirası faiz ödemelerine gidiyordu. Vergi gelirlerimizin artık yüzde 90'ına yakını faiz dışındaki harcamalara tahsis edilecek durumdadır.
Bu yıl geçmiş oranlarla faiz ödeseydik ne olurdu? Geçmiş oranla faiz ödeseydik, 2019 bütçesinden 413 milyar lirayı faize ödemiş olacaktık. Oysaki bütçemizdeki rakam bunun çok çok gerisinde. Yaklaşık 300 milyar liralık bir tasarruf söz konusu. Bu tasarruf AK Parti hizmetlerinin de zeminini oluşturmuştur. Bu tasarrufla hızlı trenler inşa ettik, duble yollar yaptık, her ilimize üniversite kazandırdık, 300 binin üzerinde derslik kazandırdık."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, önceki dönemlerde çok küçük müdahalelerle sarsılan ekonomik yapının geçen süreçte; küresel ve finansal krize, 17-25 Aralık, 15 Temmuz ve gezi gibi birçok hadiseye rağmen ayakta kaldığını kaydetti.
- "16 yıllık dönemde kamu tasarrufları arttı"
Kamu borç stokunun gayrisafi yurt içi hasılaya oranının OECD ülkelerinde yüzde 108, Avro Bölgesi'nde yüzde 88, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 42, Türkiye'de ise yüzde 31,6 olarak gerçekleştiğini dile getiren Yılmaz, bu oranın AK Parti'nin iktidara geldiği yıllarda yüzde 72'ler seviyesinde olduğunu bildirdi. Cevdet Yılmaz, 16 yıllık dönemde kamu tasarruflarının arttığını, kamunun kendisine ciddi anlamda çekidüzen verdiğini söyledi.
Yılmaz, yeni yönetim sisteminin sağladığı sürekli istikrarın, bütçe ve ekonomi için çok kıymetli olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçmiş 16 yılda AK Parti'nin gücünden ve liderimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın halktaki teveccühünden kaynaklanan istikrar, yeni dönemde artık sistemden kaynaklanan bir istikrarla pekiştirilmiş olacaktır. Bunun da ekonomimize uzun vadeli çok önemli, olumlu yansımaları olduğunu söyleyebiliriz. Yeni yönetim sistemimizin yine ekonomiye ilişkin en önemli unsurlarından bir tanesi, koordinasyonu güçlendirmesi olacaktır. Yeni yönetim sisteminde bakanlık sayılarının azalmasıyla, özellikle ekonomi yönetiminin konsolide edilmesiyle birlikte, geçmişteki dağınıklık, koordinasyon ihtiyacı ortadan kalkmış, çok daha koordineli bir yapı ortaya çıkmıştır. Son dönemlerdeki ekonomik saldırıları göğüslememizde de bu yapının önemli bir avantaj oluşturduğunu ifade etmek isterim.
Bu anlayış içinde, yeni yönetim sistemimizin sağladığı istikrarla, ekonomi yönetimimizin çok daha etkili bir koordinasyon içinde çalışmasıyla, güven veren mali disiplinimizle ve orta vadeli perspektifimizle yolumuza devam edeceğiz. Toplam tasarrufların artmasına katkı sunan mali disiplin, yatırımların ve diğer ekonomik faaliyetlerin çok daha sağlam temeller üzerinde de büyümesini sağlayacaktır. Yaşanan her sorun, karşılaşılan her saldırı aynı zamanda bir fırsattır. Bu dönemde de ekonomimize dönük saldırıyı bir fırsata dönüştürme gayreti içindeyiz ve üretimi ve ihracatı önceleyen politikalarla yolumuza devam ediyoruz. Türkiye daha fazla üreterek, mal ve hizmet ihraç ederek yoluna devam edecektir. Bu yıl ihracat ve turizmde gördüğümüz canlılığı orta vadede, katma değeri çok daha yüksek bir ekonomiyle tahkim edeceğiz."
- "Satın alma paritesiyle 13'üncü büyük ekonomi"
Cevdet Yılmaz, 2003-2017 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,7 büyüyen ekonominin, nominal olarak dünyada 17'nci, satın alma paritesiyle Türkiye'nin 13'üncü büyük ekonomi olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin 230 milyar dolarlık ekonomiden 850 milyar dolarlık ekonomiye yükseldiğini, kişi başına milli gelirde 3 bin 500 dolardan 10 bin doları aşan seviyelere çıktığını vurgulayan Yılmaz, Türkiye'nin alt orta gelir grubundan, üst orta gelir grubuna terfi ettiğini, hedeflerinin yüksek gelirli ülkeler ligine çıkmak olduğunu söyledi.
- "Konuşmasında 66 defa ben kelimesi geçiyor"
AK Parti'li Yılmaz, 2018 yılında yüzde 3,9 büyüme beklediklerini ve bunun da dünya ortalaması olduğunu dile getirdi.
Konuşmasında CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener'i işaret eden Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
"Bir hatip, '2007'ye kadar AK Parti çok başarılıydı, 2007'den sonra hiçbir başarısı kalmadı, ben gittim her şey çöktü.' dedi. Sağ olsun başarılarımızı çok övdü ama hepsini kişisel olarak kendisine mal etti. OECD ülkelerinde 2007-2017 arasındaki ekonomik büyüme performansı... Türkiye, 2007'nin son çeyreği ile 2017'in son çeyreği arasında yüzde 60'a yakın reel büyüme kaydetmiş, OECD ülkeleri arasında bir numara olmuştur. Demek ki sayın hatibin olmadığı dönemlerde de Türkiye büyümeye devam etmiş. Konuşmasında 66 defa ben kelimesi geçiyor. Ben kelimelerini çıkardığınız zaman, konuşmasından fazla da bir şey kalmıyor."
Kaynak: