Medyada İş Bankası tartışması: 8 milyar TL'yi  M. Kemal nereden bulmuş olabilir?

Medyada İş Bankası tartışması: 8 milyar TL'yi M. Kemal nereden bulmuş olabilir?

“İş Bankası ve CHP” tartışması giderek büyüyor. Konu yazarların da gündeminde.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerinin Hazine'ye geçmesi gerektiğini söylemesiyle başlayan “İş Bankası ve CHP” tartışması giderek büyüyor. Konu yazarların da gündeminde. Köşe yazarları konuya nasıl yaklaştı? İşte o yazılardan alıntılar...

 

 

 

8 MİLYAR TL'Yİ M. KEMAL NEREDEN BULMUŞ OLABİLİR?

Türkiye İş Bankası’nın % 28.9’u ne demek?

İş Bankası’nın kendi açıkladığı rakamlara göre, 30.06.2018 tarihi itibarıyla piyasa değeri 25.700.569.000 TL denildiğine göre..

Yuvarlak hesap yapalım..

8 milyar TL’den bahsediyoruz..

O zaman soru şu:

CHP bu hisseyi nereden kazanmış?

Cevapları hazır:

“Bilmiyor musun cahil.. Atatürk vasiyet etti..”

O zaman soru şu:

“Atatürk, savaş ortamında, 8 milyar TL’yi nereden kazandı?”

Sorumuzun cevabını, tabii ki Atatürk’ten beklemiyoruz..

Şu an o payı kullanan CHP yetkililerine soruyoruz..

Hani siyasi iktidarı yerden yere vuruyorlar ya..

“Şu yolsuzluktur.. Bu gasptır..” diyorlar ya..

Atatürk’ün vasiyeti gereği sahibi olduklarını iddia ettikleri 8 milyar TL’nin kaynağını da açıklamak zorundalar..

Bu noktada, eleştirimizi CHP yönetimine yapmakla birlikte..

Hissenin CHP’ye vasiyet edeni olan Mustafa Kemal’e aynı eleştiriyi yapmakta tereddütlüyüm..

Çünkü o tarih itibari ile, CHP tek parti olarak ülkeyi yönetiyor..

Mustafa Kemal, 8 milyar TL’nin kendi parası olmadığını biliyor.

Zaten kendi mülkiyetine de geçirmemiş.

O paranın, Müslüman ülkelerden, Anadolu’nun kurtuluşu için kullanılmak üzere yollanan yardım paraları olduğunu biliyor..

Ve o parayı, kendi malvarlığına katmadan..

Ayrı bir hesapta muhafaza ederken..

İş Bankası’nın kuruluşu sırasında, o parayı kullanıyor..

Ama kendi parası gibi bir takdimi yok..”

Ali Karahasanoğlu-Yeni Akit ( Yazının devamı) 

 

CHP, BANKANIN ORTAĞI MI?

“Gerçek durum şöyle: CHP'nin İş Bankası ile ilişkileri çokça spekülasyona konu oluyor. Bu konudaki en yanlış bilgi CHP'nin, İş Bankası'na ortak olduğudur. Gelin gerçeği öğrenelim: Atatürk, vasiyetinde İş Bankası'ndaki hisselerinin, CHP tarafından yönetilmesini belirtmiştir. Hisselerle ilgili oluşan gelirler Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu arasında Bu üyeler, genel kurulda Atatürk adına oy kullanırlar. Bir genel kurulda Atatürk'ün hisseleri adına oy kullanan siyasetçi, “Doğrusu çok heyecanlanmıştım. O anı hiç unutamam” diyor.

HİSSELER NASIL ALINDI?

CHP'nin bazı yöneticileri, İş Bankası hisselerinin mahkeme kararıyla CHP tarafından alındığını açıklasa da, gerçek durum öyle değil. Bunu, sancılı yıllarda CHP yönetiminde etkili görevlerde bulunan Erol Tuncer'den dinliyorum: “12 Eylül 1980 askeri yönetimi, 16 Ekim 1981 yılında çıkardığı 2533 sayılı kanunla, o dönem faaliyette bulunan 17 siyasi parti ile birlikte CHP'yi de kapattı. Parti kapatılınca, Atatürk'ün İş Bankası'ndaki hisselerinin yönetimi Hazine'ye bırakıldı. Kapatılmış olan partilerin yeniden açılmasına olanak veren 19 Haziran 1992 tarih ve 3821 sayılı kanunun çıkarılması öyle kolay olmadı. CHP'nin 1979 yılı kurultayında seçilmiş olan yönetim kurulunun büyük emeği vardır. Kurulun sözcüsü ve eşgüdüm sorumlusu da bendim.”

9 Eylül 1992'de toplanan CHP kurultayı, partinin yeniden açılmasına karar verince, Atatürk hisselerinin yönetimi de Hazine'den alınıp yeniden CHP'ye geçmiş oldu. Yani, bu hisselerin alınması için mahkeme kararı yok, kanunla bunların iadesi gerçekleştirilmiş oldu.”

 

İŞ BANKASI, ATATÜRK VE CHP’NİN AYIBI

Vasiyetname ortada: Mustafa Kemal Atatürk, İş Bankası’ndaki hisselerinden CHP’ye bir kuruş bırakmadı. CHP’yi sadece hisselerin denetimiyle görevlendirdi. Ancak, vasiyetname farklı yorumlandı ve CHP, İş Bankası’nın ortağı gibi değerlendirildi. Atatürk’ün ölümünün ardından, bankada bir adet yönetim kurulu üyeliği varken, bu sayı dörde kadar çıktı.

Oysa, CHP bu denetim görevini dışarıdan da yapabilirdi. Atatürk’ün vasiyetinin uygulanmasını sağlamak için ille de İş Bankası’nda yönetim kurulu üyeleri bulundurmasına gerek yoktu.

Kemal Kılıçdaroğlu, “İş Bankası’ndan para almıyoruz, ortağı da değiliz” diyor.

Bu doğru.

İyi güzel de, ortağı değilsen ve para almıyorsan, İş Bankası’nın yönetiminde ne işin var? İşte yanlış olan da bu!

“Denetim” deniyor. “Atatürk’ün mirasına sahip çıkmaktan” söz ediliyor…

Peki CHP bu denetim görevini layıkıyla yapabildi ve Atatürk’ün hisselerine gerçekten sahip çıkabildi mi?

Buna “evet” demek mümkün değil…”

Emin Pazarcı-Akşam (Yazının devamı)

 

isss.jpg

 

 

ERDOĞAN, CHP VE İŞ BANKASI

“Bugün Küçük Hüseyin Efendi nam şeyhin torunları İş Bankası ile mahkemelik. Düşününebiliyor musunuz, bir ucunda Hilafet, öbür ucunda laiklik, bir ucunda dindar bir Beştepe, öte ucunda laikçi “solcu” olduğunu söyleyen CHP’nin olduğu, yarı devlet, yarı özel sektör bir ortaklık yapısı. Kaç tane yeni ortak çıkmıştı? Hilafet Fonundan Diyanet, Beştepe, İttihat Terakki Varisleri, Afyon Terakki varisleri. 4 yeni ortak. Bunların toplamı İş Bankası sermayesinin üçte ikisi eder, ama bir de CHP il başkanlarından toplanan paralar var. Hatta bunlardan bazılarının ellerinde banka makbuzları var. Mesela Mersin’den Burhan Ocakoğlu bunlardan biri. Ve onun talepleri halen yargıda derdest! Ve tabii o işin içinde başka işler de var! Bu şekilde ellerinde (diğerleri ile birlikte) hisseler olan benim bildiğim Edirne, Tekirdağ, Bursa, Afyon, Mersin, Malatya, Kayseri’de 1000 den fazla kişi var. Bunların hâlâ devam eden davaları var.

Savcılar niye harekete geçmez, Beştepe hisselerini niye istemez.  DDK ve Hazine, DİB niye bu konunun üzerine gitmez, CHP’nin İş Bankası üzerindeki vesayeti niçin sonlandırılmaz?

Bu konuyu defalarca yazdım. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk, DDK’ya, Maliye Makamına, DİB’e, Beştepe’de Hasan Doğan’a defalarca söyledim. İş Bankası bana kalırsa banka olarak yoluna devam etmeli. Bu işler onları hiç ilgilendirmiyor. Bu konular siyasi ve hukuki konular. Bu arada, son ekonomik krizde İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin son derece yerinde bir tepki verdiğini de not etmem gerek. Belki bu süreçte Bali, sorunun kuruma zarar vermeden hukuk içinde çözümü içinde aynı anlayışla katkı sağlayacağını umuyorum. Hem Beştepe, hem hazine, hem BBDK ve hem de İş Bankasının ve belki TBMM’nin bu konuyu ciddi olarak incelemesi gerekir.”

Abdurrahman Dilipak-Yeni Akit (Yazının devamı)

 

CHP’NİN BU ISRARI NEDEN?

“Cumhurbaşkanı Erdoğan senelerdir devam eden tartışmayı hatırlatıp bir kez daha dikkat çekti sadece.. CHP’nin İş Bankası’nda hisse sahibi olması normal mi’ diye sordu.. Buradan hareketle CHP bütün hücreleriyle defansa geçti.. Öyleydi de böyleydi de… Biz para almıyoruz da, bankanın yönetimine karışmıyoruz da.. Tamam.. O halde sorun yok.. CHP buradan herhangi bir maddi kazanç (temettü geliri) elde etmediğine göre.. Bankanın yönetimine atadığı dört yönetim kurulu üyesi de bankada tesir edici bir konumda olmadığına göre.. Neden böyle sert bir tepki veriyorlar?.. Bıraksınlar bankanın yönetimini.. Çok şart mıdır?.. O atanacak, bu atanacak diye her seferinde kavga çıkıyor partide.. Lüzumsuz bir yük demek ki bu. Neden bu ısrar?..”

Ersoy Dede-Star (Yazının devamı

 

SİYASİ MİRASI BİTİRDİLER EKONOMİK MİRASA SARILDILAR

1- Anayasa’nın 69’uncu ve Siyasi Partiler Kanunu’nun 67’nci maddelerine göre siyasi partilerin ticari faaliyette bulunması çok açık şekilde yasaklanmıştır. Peki CHP’ninki ticari faaliyet mi? Türk Ticaret Kanunu’nun 3’üncü maddesinde “Bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” deniliyor. Dolayısıyla CHP’nin yönetim kuruluna üye göndermesi ve hisse sahibi olması açıkça bir ticari faaliyettir.

HAZİNE DE O İŞİ YAPAR

2- CHP’nin 4 üyesi sembolikse ve gelir TDK/TTK’ya gidiyorsa, bu hisselerin Hazine’ye devrinde ne gibi bir beis olabilir. Hazine de bu görevi yerine getirebilir. Hem Hazine Atatürk’ün en büyük mirası Türkiye Cumhuriyeti’nin hazinesi değil mi? Nitekim, Demokrat Parti döneminde hisseler bir yasal düzenlemeyle Hazine’ye devredilmiş, bu durum 27 Mayıs darbesinden sonra yeniden eski haline getirilmiş.

3- Bugün İş Bankası yönetiminde CHP kontenjanından Murat Karayalçın, Özcal Korkmaz, Müslim Sarı ve Rahmi Aşkın Türeli yer alıyor. Daha önce CHP’li Bayram Meral ve Mehmet Moğultay’ın oğulları, Adnan Keskin, Ali Topuz, Mustafa Özyürek, Cevdet Selvi, Mustafa Timisi, Enis Tütünce, Bülent Tanla Yönetim Kurulu üyeliği yapmıştı. Bir ticari kurum olan bankanın, CHP’nin çiftliği gibi görülüp, yöneticilerinin ahbap çavuş ilişkisiyle belirlenmesi hangi ekonomik gerçeklikle açıklanabilir.

Bu konu elbette enine boyuna tartışılmalı... Ama CHP bu garabeti “Atatürk’ün mirasıyla” açıklayarak geçiştiremez. Zira, Türk milleti, HDP/FETÖ’yle kol kola girip, emperyalist müdahalelerden medet uman CHP’nin önce Atatürk’ün siyasi mirasına sahip çıkmasını bekliyor.”

 

KREDİ ALMAK İSTEYEN KILIÇDAROĞLU’NA MI GİDİYOR?

“Bu üyelerin 4’ünü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu atamış..

Yıllık 1 milyon lira civarında huzur hakları var..

Aya 83 bin lira düşüyor..

İyi para..

Bunun dışında dolaylı olarak bankadan başka kazançları var mı bilmiyoruz..

CHP’li üyeler blok hareket ettiklerinde pekâlâ yönetim kurulu kararlarını etkileyebilirler..

Bu ne mi demek?

CHP’nin, Kemal Beyin istediği veya istemediği kararları çıkartabilirler..

Soru 2: Yönetim Kurulunda CHP veya Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelen kaç talep görüşüldü?

Bu talepler nasıl sonuçlandı?

SİYASİ ETİK MESELESİ

 Size bir soru..

Dünyanın başka bir gelişmiş veya gelişmemiş ülkesinde banka sahibi siyasal parti var mı?

Biz sizin için araştırdık..

Hayır yok..

Bir tek CHP’nin bankası var..

Kanunu, yasayı, anayasayı filan bir kenara bırakın..

Siyasi etik açısından bu durum uygun mu?

İstisnasız ve hep bir ağızdan “Hayır” dediğinizi duyuyorum..

 YANDAŞ İŞ ADAMLARINA KREDİ VERİLDİ Mİ?

Ama en az siyasi etik kadar önemli başka bir şey daha var..

Dağıtılan krediler konusu..

Bazı iddialar dolaşıyor.. Siz de duymuşsunuzdur..

Soru 3: CHP veya Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın iş adamlarına kredi verildi mi?

Pozitif ayrımcılık da yapılmış olabilir..

O zaman diğer partiler de banka kursun..

Hazine de sermaye katkısı yapsın..

AK Parti veya MHP ya da İYİ Parti’yi destekleyenlere o bankalardan krediler verilsin!”

Batuhan Yaşar-Türkiye (Yazının devamı)

 

KUMBARA

“Yazımızın başlığı olan “kumbara”ya gelince: Fotoğrafını gördüğünüz o kumbara, çocukluğumun efsanelerinden olduğu kadar, en büyük sevinçlerimin de kaynağıydı. Çünkü kilidi açıldığında şakırtılarla dökülen bozuk paralar, tasarrufun hayatımızdaki önemini ve değerini anlatır, ayrıca çocuklara İş Bankası sevgisini aşılardı. Nüfus cüzdanında “ekmek karnesi verilmiştir” damgası bulunan, okullarına yamalı giysiler ve pençe yapılmış kunduralarla giden yaşıtlarım, bu sözlerle demek istediğimi çok iyi anlarlar… nedenle İş Bankası sadece bir banka değil, Cumhuriyet'in ilk 10 yılındaki eşsiz kalkınma hamlesi ile bütünleşen sözde değil özde “yerli ve milli” bir anıt kurumdur!.. Kurucusu Atatürk, simgesi bu kumbaradır.”