yazar-70
Memleket mektebinden, Meydan’a…
Daha dün gibi hatırlarım 23 Mart 2006 günü akşam üzeriydi, ilk gazete patronuyla görüşmem ve aldığım ilk intiba, ilk idealist düşünce ve kararlılık örneği özgüven yüklü bir duruş…
Patronum olacak insan bana sormadan ben ona sormuştum “Kısa ve uzun vadede hedefiniz ve yol haritanız nedir?” diye. Ve aldığım cevap benim doğru adreste doğru kişilerle ve doğru bir işyerinde olduğumun bana ipuçlarını vermişti. Söz konusu işyeri Memleket Gazetesi ve patronum da Adem Alemdar’dan başkası değildi. Geldiğim noktada şöyle bir geriye baktığım zaman şu kısacık 2,5 yılda Memleket Mektebinde öğrendiklerim benim için öylesine değerli ve anlamlı ki. Ben ilk burada keşfettim içimdeki yazma çizme ve paylaşma dürtüsünün adına basın denilen bu sektörde böylesine ehil insanların yanında sözde müessese müdürü görevimi yürütürken, mesleğe olan hevesim ve birazda yatkınlığımdan bu derece kendimi bir gün “Gazeteci” olarak görebileceğimi hiç zannetmezdim desem yeridir.
Şu an sakın yanlış anlaşılmasın kendimi olmuş bitmiş bir gazeteci olarak falan görüp “ne oldum delisi, maymun iştahlı” insanlar konumuna düşmek bir yana bu sektöre yıllarını vermiş abi ve kardeşlerime de asla saygısızlık etmek istemem. Sadece iyi bir gazeteci olmak niyet ve gayretinde olan bir kardeşiniz olarak, üzerime düşen ve kendime yakışanı yapmaya çalışan biri olarak kabul etmenizi rica ederim, hepsi o kadar.
Değerli patronum ve kardeşlerine, usta gazeteci Uğur Özteke ve mesleğin benden tecrübelileri Hakkı Biçer, M.Ali Köseoğlu, Hüseyin Altay ve Murat Güzel arkadaşlarımdan çok şeyler öğrendim, lütfen haklarını helal etsinler. Hani kurtlar vadisi dizisindeki Muro’nun meşhur sözü var ya; “Lanet olsun şu içimdeki gazetecilik sevgisine…” misali işte bende içimdeki bu sevgiye teslim olarak ve şahsi idealist düşünce yapıma da uyduğu için gün geldi çattı ve ben artık mektepten ayrılıp, çıktım Meydan’a.
Mayıs ayı sonu itibariyle hayatımda dönüm noktası olabileceğini umduğum yepyeni bir sayfanın şuan ilk adımındayım. “Meydan” isimli aylık siyasi derginin üç ortağından biri olarak basın sektöründeki iş hayatıma devam etme kararı aldım. Hayatım boyunca olduğu gibi bu kararım da kimine göre belki biraz ani ve sürpriz oldu. Fakat patronum Adem beyin veda konuşmasında bana söylediği gibi “Zaten senin gibi hırslı ve iddialı insanlar için beklenen ve yakışan bir karar” olduğunu zannediyorum.
Meydan adını verdiğimiz dergimizin ilk haziran 2008 sayısı bu hafta içerisinde bir aksilik olmazsa okuyucularla buluşacak. Biz ekip olarak inandık ve karar verdiğimiz günden tam iki hafta sonra sıfırdan bir dergi hazırladık ve başarılı olacağımıza yürekten inandık. Bu inancımızı ve kısa zamanda Konya’nın bir numaralı dergisi olacağımıza olan güvenimiz tamdır. Azim ve amatör ruhla, profesyonelce ekip ruhu oluşturup çalıştıktan sonra elimizden gelemeyecek bir işin olacağını zannetmiyoruz. İşte bu duygu ve düşüncelerle diyorum ki. Ben Hikmet Peker olarak hayatımın her safhasında ve içinde bulunduğum her ortamda iddiası ve ideali olan biri olarak ilk sayımızı mutlaka gazete bayilerinden mutlaka alın ve okuyun. Okuyun ve ne olur bize haddimizi bildirecek tepkilerinizi de mutlaka iletin. Ve biz haddimiz bilip ona göre kendimize yakışanı yapalım.
Halis niyeti Memleketine hizmet etmek olana, bin türlü yol varmış. Şimdilik bize de bu yolla hizmet düştü, hakkını vermek kararlılığında ve azmindeyiz. Hepsi o kadar, gerisi teferruattan ibaret.
ADAM GİBİ********************
Maksat sevgi olunca;
Herkes yâr, her söz yarenlik olurmuş.
*************HİKMETLİ SÖZLER