Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın:
''Türkiye’de sendikal hareketler demokrasi mücadelesine katkı sunmak yerine işin içerisine su katmışlardır, zor zamanlarda su koyvermişlerdir''
ELAZIĞ (AA) - Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, ''Türkiye’de sendikal hareketler demokrasi mücadelesine katkı sunmak yerine işin içerisine su katmışlardır, zor zamanlarda su koyvermişlerdir.'' dedi.
Eğitim-Bir-Sen Elazığ 1 Nolu Şube Başkanlığınca kentteki bir otelde düzenlenen ''Türkiye'de Sendikacılığın Dünü, Bugünü ve Yarını'' konulu konferansta konuşan Yalçın, Memur-Sen'in kurulduğu günden bugüne duruşuyla ülkede demokrasinin korku tünelinden çıkma mücadelesinde en anlamlı katkıyı sunan bir teşkilat olduğunu söyledi.
Sendikacılığın, emeğin ve ekmeğin mücadelesini olduğunu ancak bu mücadelenin ve demokrasinin korku tünelinden çıkmadığı ortamlarda sendikacılığın bir anlam ifade etmediğini aktaran Yalçın, ''Demokrasiyi ham demokrasi olmaktan tam demokrasi olmaya getirecek, ülkede temel hak ve özgürlükleri garanti altına almayı sağlayacak olan sivil toplum örgütlenmeleri, demokratik kuruluşlar ve en önemlisi sendikalardır. Son süreçlerde Memur-Sen'in sorumluluk alması, elini taşın altına koyması, milletin ve millet iradesinin yanında durmasıyla bu anlamda geleceğe dair ümit yeşermiştir.'' yorumunu yaptı.
Yalçın, sendikal hareketlerin dünyada olduğu gibi sanayi devriminin artçıları olarak Türkiye'ye de 1900'lü yılların başlarında girdiğini ve ülkede 1947’de yasal kimliğe kavuştuğunu anımsattı.
Bu tarihten sonra sendikacılık alanında Türkiye'de bir açılım başladığını ve Türk-İş ile bu mücadelenin devam ettiğini ifade eden Yalçın, şöyle konuştu:
''Ama Türkiye’de sendikal hareketler demokrasi mücadelesine katkı sunmak yerine işin içerisine su katmışlardır, zor zamanlarda su koyvermişlerdir. Bunun için de Türkiye’de demokrasi bir türlü kurumsallaşmamıştır. 1950’lerden sonra demokratik ortamın biraz olgunlaşması dolayısıyla nefes alan hareketler 1960’da bir anda kesilmiş ve bitmiştir. Dolayısıyla ondan sonra çıkan, 654 sayılı kamu görevlileri için sendikal kanunda çıkan sendikal tanım çok ucubedir. Sendikacıların umum içerisinde devlet yetkilerine asla sendikal talep iletemeyeceklerini ifade edecek kadar sendikal ruhtan uzak karikatür gibi bir düzenleme söz konusudur. Buna bile tahammül edilememiştir. 1971’de muhtıra dönemiyle bu da askıya alınmıştır.''
- ''Türkiye'de sendikaların 3 sorunu var''
Yalçın, 28 Şubat süreciyle ülkede tekrar darbe dönemi yaşandığını ancak bu kez darbenin silahlı kuvvetler tarafından değil de sivil kuvvetler eliyle yapıldığını ve bazı sendikaların ise marifetmiş gibi darbecilere destek verdiğini ileri sürdü.
Türkiye'de sendikaların 3 sorunu olduğunu aktaran Yalçın, ''Birincisi sendikalar bu ülkede demokrasi ile sorunlu. İkincisi darbe dönemlerinde düzgün durmayan sendikal yapılar var. Üçüncüsü de değerlerle kavgalı sendikalar var.'' dedi. Yalçın, şöyle devam etti:
''Bu milletin inancına, dinine, diyanetine, değerlerine ilişkin herhangi bir olumlu cümle kurulduğunda kırmızı görmüş boğa gibi kuduran ve hırsından tepinen bazı sendikal yapılar var. Biz 'kral çıplak' deyip fotoğrafı gösterdiğimizde çıldıran yapılar var. Ülkede enteresan bir gündem cereyan ediyor. Bir eğitim sendikası kalkıp LGBTİ komisyonları kuruyor. Okullarda LGBTİ ile ilgili paylaşımlar ve faaliyetler yapıyor. Bu anlamda eğitimin, toplumun ve milletin DNA’sı ile oynamaya çalışıyor. Ondan sonra toplumda cereyan eden sevimsiz hadiselerde sesini yükselterek tereyağı gibi üste çıkmaya ve suçunu bastırmaya çalışıyor, bülten çıkararak. Anormal olmayı savunanlar, anormalliğin topluma yaygınlaşmasının mücadelesini verenler bu ülkede anormal hadiseler olduğunda bir başkasının üzerine atmaya çalışıyor. Onun için bu ülkede sendikaların 3 değer sorunu var diyorum. Demokrasi konusunda samimi değiller, darbeler konusunda destekçiler ve değerler konusunda düşmanlar. Fakat kan kaybediyorlar, tamamını toplasanız bir Memur-Sen etmiyorlar.''
AA
Kaynak: