Merkez Bankası PPK toplantı özeti (1)

Merkez Bankası PPK toplantı özeti (1)

Özetten:- "Küresel ekonomi politikalarına ilişkin belirsizliklere bağlı olarak sermaye akımlarının seyri, jeopolitik gelişmeler, iş gücü piyasasındaki zayıf gidişat ve döviz kurlarındaki oynaklığın devam etmesi 2017 yılı büyümesini sınırlandırabilecek uns

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Küresel ekonomi politikalarına ilişkin belirsizliklere bağlı olarak sermaye akımlarının seyri, jeopolitik gelişmeler, iş gücü piyasasındaki zayıf gidişat ve döviz kurlarındaki oynaklığın devam etmesi 2017 yılı büyümesini sınırlandırabilecek unsurlar olarak değerlendirilmektedir." ifadelerine yer verildi.

Kurulun 26 Nisan toplantısına ilişkin yayımlanan özette, mart ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1,02 arttığı ve yıllık enflasyonun 1,16 puan yükselerek yüzde 11,29 olduğu hatırlatıldı.

Bu dönemde, gıda yıllık enflasyonunun bir önceki yıldaki düşük bazın da etkisiyle, tüketici enflasyonundaki yükselişin temel belirleyicisi olduğu ifade edilen özette, enerji fiyatlarının uluslararası petrol fiyatlarındaki görünüme bağlı olarak düştüğü belirtildi.

Özette, hizmet enflasyonundaki yüksek seyrin devam ederken, temel mal grubunda Türk lirasındaki birikimli değer kaybının gecikmeli etkisiyle genele yayılan fiyat artışları gözlendiği ve bu doğrultuda çekirdek enflasyon göstergelerindeki yükselişin sürdüğü kaydedildi.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda fiyatların mart ayında yüzde 1,93 arttığı ve yıllık enflasyonun 3,81 puan yükselişle yüzde 12,53'e ulaştığı anımsatılan özette, şu ifadelere yer verildi:

"Bu gelişmede, taze meyve grubuna bağlı olarak işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen yükselişin yanı sıra düşük baz etkisi belirleyici olmuştur. İşlenmiş gıda grubunda ise aylık fiyat artışı kur etkilerine bağlı olarak yüksek seyretmeye devam etmiş, grup yıllık enflasyonu yüzde 7,28 olarak gerçekleşmiştir. Nisan ayına ilişkin öncü göstergeler gıda yıllık enflasyonunun, işlenmemiş gıdadaki baz etkisiyle birlikte, önemli oranda artacağına işaret etmektedir. Enerji fiyatları mart ayında uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak yüzde 0,95 azalmıştır. Böylelikle, geçen yılın haziran ayından bu yana yükselmekte olan enerji grubu yıllık enflasyonu bu dönemde yüzde 12,19'a gerilemiştir."


- "Türk lirasındaki değer kaybının gecikmeli etkileri sürdü"


PPK toplantı özetinde mart ayında hizmet fiyatlarının yüzde 0,63 arttığı, grup yıllık enflasyonunun 0,27 puan yükselerek yüzde 8,64 olduğu belirtildi.

Bu dönemde yıllık enflasyonun ulaştırma ve diğer hizmetler gruplarında yükselirken, kalan gruplarda yatay seyrettiği ifade edilen özette, ulaştırma grubunda fiyatların akaryakıt fiyatlarındaki yükselişin gecikmeli yansımalarına bağlı olarak arttığının altı çizildi.

Özette, diğer hizmetler grubunda, kur etkilerinin yanında genel enflasyon düzeyindeki yüksek seyre bağlı olarak, özellikle bakım-onarım, sağlık ve eğitim hizmetleri enflasyonunda yükseliş gözlendiği, kira enflasyonunun ise yüksek seviyesini koruduğu bildirildi.

Temel mal grubu yıllık enflasyonunun mart ayında 1,63 puan artarak yüzde 10,46'ya ulaştığı aktarılan özette şu değerlendirmelere yer verildi:

"Türk lirasındaki değer kaybının gecikmeli etkileri alt gruplar genelinde sürmüştür. Giyim ve ayakkabı fiyatlarında mart ayında tarihsel ortalamaların belirgin olarak üzerinde bir fiyat artışı gerçekleşmiştir. Dayanıklı tüketim malı fiyatları ise kur etkilerinin güçlü bir şekilde gözlendiği otomobil grubu öncülüğünde yükselmiştir. Bu dönemde giyim ve dayanıklı tüketim dışında kalan temel mal fiyatları da kur geçişkenliği ile kayda değer bir artış göstermiştir. Özetle, son aylarda yaşanan maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarındaki oynaklık enflasyonun hızlı bir yükseliş göstermesine neden olmuştur. Yakın dönemde risk iştahında gözlenen artış maliyet kaynaklı baskıları bir miktar sınırlasa da enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaktadır."


- "Göstergeler iktisadi faaliyetteki toparlanmanın ilk çeyrekte yavaşlayarak sürdüğüne işaret etti"


Özette, geçen yılın dördüncü çeyreğine ilişkin verilerin, üçüncü çeyrekte iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın geçici olduğuna ilişkin öngörüleri teyit ettiği ifade edildi.

Bu dönemde, Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın (GSYH) bir önceki çeyreğe göre yüzde 3,8, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 3,5 arttığı anımsatılan özette, üçüncü çeyrekteki iş günü kayıplarının telafisi dışlandığında, son çeyrekteki büyümenin ılımlı düzeyde olduğu belirtildi.

Özette, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2016 yılının ilk üç çeyreği için yapılan yukarı yönlü güncellemelerin iktisadi faaliyet düzeyinin beklenenden daha yüksek olduğunu ortaya koyduğu ve sonuç olarak 2016 yılında büyümenin yüzde 2,9 ile geçmiş yıllar ortalamasının altında kaldığı aktarıldı.

2016 yılı dördüncü çeyreğinde yıllık büyümenin yurt içi talep kaynaklı olduğu bildirilen özette şu görüşlere yer verildi:

"Özel tüketim harcamaları, otomobildeki vergi ayarlamasının öne çekmiş olduğu talep, gevşetilen makro ihtiyati tedbirler ve finansal koşulların desteğiyle hem yıllık hem dönemlik bazda artmıştır. Bu dönemde, özellikle makine-teçhizat olmak üzere, yatırımlar nispeten zayıf bir seyir izlemiştir. Son çeyrekte, mal ihracatındaki ivmelenmeyle birlikte net dış talebin dönemlik büyümeye katkısı oldukça yükselirken, yıllık büyümeye katkısında da ilk dokuz aylık döneme göre iyileşme kaydedilmiştir.

2017 yılı ilk çeyreğine ilişkin göstergeler iktisadi faaliyetteki toparlanmanın ilk çeyrekte yavaşlayarak sürdüğüne işaret etmiştir. Sanayi üretimi ocak ayındaki güçlü artışın ardından şubat ayında daralmıştır. Çeyreğin başında TL'deki hızlı değer kaybı, finans piyasalarındaki oynaklığın neden olduğu belirsizlikler ve enflasyondaki hızlı yükselişin tüketim ve yatırım harcamalarını sınırladığı tahmin edilmektedir. Vergi teşvikleri konut, mobilya ve beyaz eşya sektörlerine olan talebi canlandırsa da iç talepteki toparlanmanın sektörel yayılımının sınırlı kaldığı görülmüştür. Mart ve nisan ayına ilişkin göstergeler iktisadi faaliyet ve iş gücü piyasasına dair güçlenen sinyaller içermektedir. Özetle, iktisadi faaliyetin ana eğiliminde ılımlı toparlanmanın sürdüğü, alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin bu görünüme katkı sağladığı değerlendirilmektedir."


- "İş gücü piyasasında gözlenen bozulma eğilimi durakladı"


PPK toplantı özetinde, iç talepteki kısmi iyileşmeye karşılık, mal ihracatında sektörler geneline yayılan güçlü artışlarla net dış talebin büyümeye olumlu katkı yaptığı vurgulandı.

Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın, çevre ülkeler ile normalleşmeye başlayan ilişkilerin, reel kurun seyri ve dış piyasalarda pazar çeşitlendirme esnekliğinin ihracatı desteklemeye devam ettiği kaydedilen özette, mal ihracatındaki artışların cari açıktaki bozulmayı yavaşlattığı, çekirdek cari açık göstergelerinde ise iyileşme sağladığı belirtildi.

Özette, şu ifadeler kullanıldı:

"Turizmdeki kısmi toparlanma beklentisine ek olarak, mal ihracatındaki güçlü seyrin cari dengeye olumlu katkı vermesi beklenmektedir. İş gücü piyasasında 2016 Mayıs döneminden itibaren gözlenen bozulma eğilimi 2017 Ocak döneminde duraklamıştır. Bu dönemde, özellikle hizmet sektörünün katkısıyla tarım dışı istihdam artış göstermiştir. Mart ve nisan aylarına ait yeni iş ilanları, PMI istihdam endeksi, inşaat ve hizmet sektörlerinde çalışan sayısı beklentisi gibi öncü göstergeler istihdam görünümünde iyileşmeye işaret etmektedir. İktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma ve açıklanan istihdam teşvik paketlerinin etkisiyle önümüzdeki dönemde işsizlik oranlarındaki kısmi iyileşmenin sürmesi beklenmektedir."

Özette, son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetin kademeli bir toparlanma sergilediğine işaret ettiği bildirildi.

İç talepte kısmi bir iyileşme gözlendiği, Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisini sürdüğü kaydedilen özette, alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyetin güç kazanmaya devam etmesinin beklendiği ifade edildi.

Özette, buna karşılık, küresel ekonomi politikalarına ilişkin belirsizliklere bağlı olarak sermaye akımlarının seyrinin, jeopolitik gelişmelerin, iş gücü piyasasındaki zayıf gidişatın ve döviz kurlarındaki oynaklığın devamının 2017 yılı büyümesini sınırlandırabilecek unsurlar olarak değerlendirildiğine vurgu yapıldı.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı