Metin: Başörtülüye saldırı cinnet sonucu değil! Cezasız kalması tehlikeli

Metin: Başörtülüye saldırı cinnet sonucu değil! Cezasız kalması tehlikeli

Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Metin, "Geçtiğimiz yıllarda Beşiktaş’ta, Kadıköy'de, Konya’da, İzmir’de gördüğümüz saldırıların devamı niteliğindeki bu saldırılar, bir cinnet sonucu değil ve tedbir alınmaz ise tekrar edecek" dedi

Eğitimciler Birliği Sendikası Konya Üniversiteler Şube Başkanı Şenol Metin, İstanbul Nişantaşı'nda başörtülü bir akademisyene yapılan saldırıya tepki gösterdi. Bu saldırının geçen yıllarda Beşiktaş’ta, Kadıköy'de, Konya’da, İzmir’de olan saldırıların devamı niteliğinde olduğunu ve tedbir alınmaz ise tekrar edeceğini söyleyen Metin, uyarılarda bulundu.

Amaç korkutmaktı, hepimizi korkuttu

Eğitimciler Birliği Sendikası Konya Üniversiteler Şube Başkanı Şenol Metin, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Geçtiğimiz günlerde jakoben güce dayalı Türk modernleştirmesinin sembol mekanlarından Nişantaşı'nda başörtülü bir akademisyen hanımefendiye yönelik saldırısına şahitlik ettik.

Eray Çakır ismindeki müptezelin başörtüsünü kimliğini kastederek ‘burada bulunamazsınız, defolun!’ hakaretleri eşiliğinde, elindeki termos ile hedef gözetmeksizin geçici görme kaybına yol açacak şekilde herkesin içinde bir Kadına saldırabilmesi hepimizi korkuttu. Amaç da bu idi ve ayrıca değerlendirilmelidir.

Geçtiğimiz yıllarda Beşiktaş’ta, Kadıköy'de, Konya’da, İzmir’de gördüğümüz saldırıların devamı niteliğindeki bu saldırılar tedbir alınmaz ise tekrar edecek. Bu saldırılar münferit bir saldırı olmayıp, bir müptezelin bir anlık bir cinnetin sonrasında ortaya çıkan saldırı değildir. Bu saldırının zihniyet arka planında kökleri çok derinlerde olan ve Türk modernleştirmesinin ayırıcı vasfı olan gerektiğinde zor kullanarak modernleştirmenin sindirme/korkutma boyutundaki operasyonudur.

İslama yönelik şiddetin yeni bir operasyonu

İslami/geleneksel sembollerin itibarsızlaştırılması, ötekileştirilmesi, toplumsal hayattan dışlanması ve sosyal hayattan imhası anlamındaki bir saldırıdır. İslamofobiyi çoktan aşmış, islama yönelik şiddetin yeni bir operasyonudur. Avrupa faşizminin göçmenlere saldırılarının, Alman nazizminin camilere yönelik saldırılarının, Amerikan neo-conlarının Irak ve Filistin’de yaptıkları eylemlerin arkasındaki zihniyet ne ise Nişantaşı saldırısının arkasında da aynı zihniyet vardır. Yeni Zelanda'da camiyi otomatik silahlarla tarayıp aralarında çocukların ve kadınların olduğu onlarca cami cemaatini katleden faşisti üreten zihniyet ne ise Nişantaşı’nda bir parkta başörtülü bir akademisyene saldıran Eray Çakır'ı üreten zihniyette O’dur. Daha bir hafta öncesinde Kanada'da müslüman oldukları için üzerine araba sürüp biri kadın biri çocuk olmak üzere 4 kişiyi araçla ezen Cani, hangi zihin dünyasından besleniyorsa Eray Çakır da aynı zihin dünyasından beslenmektedir.

Beraat kararı Eray Çakır gibileri cesaretlendiriyor

Türkiye'deki daha önceki saldırılarda da aynı çağrıyı yapmıştık. Şimdi yine aynı çağrıyı yeniden yapıyoruz. Bu olay, münferit ve bir kişinin anlık hezeyanı, anlık cinneti sonrası ortaya çıkmış bir suç değildir. İki kişi arasındaki gündelik çatışmanın parçası da değildir. Bu kökleri çok derinlerde olan bir zihniyetin mahsulü bir saldırı olup, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş olan nefret suçunun, ayrımcılık suçunun, halkın dini inançları sebebiyle kin ve düşmanlığa teşvik ile aşağılama suçunun konusudur.

Bu nedenle, bu saldırıların failleri hakkında Cumhuriyet Savcılarımızın Türk Ceza Kanununun bu hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapması gerekmektedir. Beşiktaş'ta başörtülü Şüheda Nur Eriş'e saldıran ve 4 yıla kadar hapis istenen Berrak Karaoğlu'nun yargılandığı davada mahkemenin, saldırganı "Kasten yaralama" suçundan 2 bin lira adli para cezasına çarptırırken Sanık hakkında "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan ise beraat kararı vermesi de Eray Çakır gibileri cesaretlendirmektedir.

Son bir husus da;

Kadına yönelik şiddette medyada boy boy açıklamalar yapan Kadın Derneklerinin suskunluğunu da not ettik. Evet çifte standartınız deşifre oldu. Sizin tepki gösterebilmeniz için mağdurun kadın olması yeterli değilmiş. Mağdurun kadın derneklerinin projelendirdiği bir kadın olması gerekli imiş.

Korkarım ki tedbir alınmaz ise tekrar edecek.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.