Muhafız Alayı darbe girişimi davası
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin 521 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi
ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 521 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbenin yaşandığı 2016'da Muhafız Alayı Komando Taburu'nda uzman çavuş olarak görev yapan tutuksuz sanık S.T, SEGBİS vasıtasıyla dinlendi.
S.T, 28 Haziran'da izne çıktığını, 15 Temmuz'da izin bitimi mesaiye geldiğini, o gün normal mesai sonunda bölük komutanının Türkiye genelinde bir tatbikat olacağını ve herkesin geleceğini söylediğini bildirdi.
Mesaiden 17.00'den sonra çıkıp yürüme mesafesindeki evine gittiğini dile getiren S.T, akşam tatbikat olacağına yönelik telefon gelince, eşine kısa süre sonra döneceğini söyleyip, tabancasını da alıp birliğe döndüğünü ifade etti.
S.T, birlikte silah ve şarjör dağıtıldığını belirterek, otobüse bindirildiklerini, astsubay Süleyman Zoral'ın nereye gideceklerini telefonla sorduğu Recep Karabayır'ın cevabı üzerine MSB Lojmanlarına gittiklerini kaydetti.
Daha sonra TRT'ye götürüldüklerini, indikten sonra binbaşı Anıl Aktaş'ın, bulunduğu mangayı nizamiye bölgesinde görevlendirdiğini anlatan S.T, askerleri taşıyan unimog aracın da nizamiyeyi kapattacak şekilde park ettirildiğini bildirdi. S.T, Aktaş'ın, içeri girmeye kalkan olursa da "vur" emri verdiğini ileri sürdü.
Kısa süre sonra halkın toplanmaya başladığını belirten S.T, vatandaşların darbeden bahsettiğini duyduğunu ancak buna anlam veremediğini iddia etti.
S.T, durum üzerine astsubay Süleyman Zoral'ın yanına giderek, "Bir şeyler dönüyor" dediğini, bu sırada telsizden "Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koymuştur, sabah sıkıyönetim ilan edilecek. Gereğini yapın." diye üç kez üst üste anons geçildiğini vurguladı.
Bu anonsu arkadaşlarına da söylediğini aktaran S.T, TRT'ye gittikten yaklaşık 30 dakika sonra bu durumun meydana geldiğini belirtti.
S.T, anons üzerine Zoral'ın donup kaldığını, bu yüzden onu silkelediğini savunarak, "Bunlar suç işliyor. Bunlar bizi suça bulaştırdı. Askerleri alalım, buradan gidelim. Emniyette anlatalım." dediğini ve ardından dağıttığı askerleri topladığını söyledi.
Alaydayken topladıkları telefonun bir araç içindeki çuvalda bulunduğunu anlatan S.T, telsizden duyduğu anonstan sonra bu aracın yanına giderek telefonunu bulduğunu ve eşini aradığını bildirdi.
S.T, askerleri ve çevredeki uzmanları da çağırdığını belirterek, şöyle konuştu:
"Bunlar darbe yapıyor. Suç işliyor. Kanudaki yeri idam. En aşağı 70-80 yıl hapis yatırırlar.' dedim, 'Telefonunuzu alın ve eşlerinizi arayın.' dedim. Kurtulmak isteyen varsa benle gelsin. Hiçbir emre uymayacağım. Doğruca emniyete gideceğim. Alaya kaçmayın, alay da tehlikeli. Alaya kaçarsanız bunlar kafanıza sıkar, öldürür.' dedim. Askerlere doğruyu, yanlışı anlatınca bunlar da peşimden geldi."
- Silahını vatandaşlara atmış
Askerlerin silahlarını boşalttırdığını, kendi silahı dahil bazılarını vatandaşlara attıklarını anlatan S.T, daha sonra polislerin yanına giderek "sizdeniz" dediğini öne sürdü. S.T, vatandaşların kendilerini alkışlayıp "En büyük asker bizim asker." diye slogan attığını iddia etti.
Askerleri ikna etmeden evvel bir helikopterin nizamiyeyi ateş altına aldığını ve burada bir askerin de yaralandığını dile getiren S.T, teslim olduktan sonra polis araçlarına bindirilerek emniyete götürüldüklerini aktardı.
Suçlamaları kabul etmeyen S.T, beraatini istedi.
Öte yandan, duruşmanın sonunda mahkeme başkanı sanık savunmalarının tamamlandığını belirterek, tanık ve mağdur beyanlarına geçileceğini kaydetti.
Daha sonra, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
Kaynak: