Muharrem İnce'nin erotik şiir kitabı Tatanka gündemden düşmüyor!

Muharrem İnce'nin erotik şiir kitabı Tatanka gündemden düşmüyor!

Ciinsel tacizden fezleke hazırlandığı ortaya çıkan CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce'nin erotik şiir kitabı "Tatanka" gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Köşe yazarları İnce'yi bombalamaya ve ti'ye almaya devam ediyor..

CHP'Lİ İNCE'NİN TATANKA HALLERİ

Muharrem İnce'nin şiir kitabı herkesin dilinde. En son Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuya şöyle bir değindi ama içeriğine fazla girmedi.
Girmek mümkün değil zaten!
Sosyal medyada dolaşırken önüme bu şiirlerden birkaç tanesi düştü. Hissettiğim tek şey, mide bulantısı oldu.
Bakmayın şiir kitabı dediğime...
Başka birinin eşine kur yapma, kâğıda kaleme gelmez erotik cümleler kurma ve inançlara sövme dışında pek bir şey yok kitapta...
Konu herkesin diline düşünce, Muharrem İnce panik hâlinde savunmaya geçti. Önce, "Ben bu kitapla memleketimdeki okula laboratuvar kurdurdum" dedi. 
Yaptığı açıklama tatmin edici olmayınca ikinci bir açıklama yaptı, "Ben o kitapları parayla satmadım ki" demeye başladı. 
İyi de mübarek!
Kimse kitaplardan yüksek kazanç elde ettiğini iddia etmiyor. Mevzubahis olan şey, içeriğindeki gayriahlaki cümleler ve bel altı göndermeler…

Kaldı ki geçmişte yazdığın bu kitap seni de utandırıyor.
Miting meydanlarında şarkı, türkü söyledin, halay çektin, horon teptin, imam hatipten, hafızlıktan, namazdan, niyazdan, hacdan bahsettin, ama bir tek o kitaptan bahsetmedin.
Utandırmasa, kitapta yazdığın, “Gözlerin ömrümün yarısı ve sen tanıyamadığım birinin karısı” mısralarını bağıra bağıra okurdun.
Can can yazarların “Muharrem İnce fırtınalar estiriyor” diye seni pışpışlasa da kitap meselesinden sonra yaşadığın panik seni ele veriyor.
Önceki gün söylediğin, “Ben 15 yaşımdan beri her gün cuma namazı kılarım” sözün bunun göstergesi…
Hayır, hayır, bu bir dil sürçmesi falan değil…
15 yaşından beri cuma namazı kılan biri, beynini çıkarıp bir kenara bıraksa dahi, “Ben her gün cuma namazı kılıyorum” demez, diyemez! Çünkü cuma namazından bahseden birinin dili refleks olarak “her hafta” der.
Ayrıca namaz kılmıyor olabilirsin! Sırf seçim dönemi geldi diye, inançlı kesimden birkaç oy alabilmek için tarikat şeyhi gibi görünmenin bir anlamı yok.
Yani neredeyse İmam Hatip Lisesi’ne açıktan yazılacaksın birader!
Bu ne ya!
“Arkadaş, ben buyum, isteyen oy verir, istemeyen vermez” demek çok mu zor. Ne gerek var bu kadar fırıldaklık yapmaya?
“PKK terör örgütüdür ama onların şehir yapılanması olan HDP’ye oy verelim” diye yalvarmalar. “Selahattin Demirtaş suçludur ama henüz ceza almamıştır” diye kıvırmalar. “Teröre karşıyız ama Kandil’e girmeyin” demeler. Sokak lambası gibi herkese ışık vermenin ne anlamı var?
Omurgalı olmak bu kadar mı zor arkadaş?

Süleyman Özışık-Türkiye

 

YAHU BU NE İNCE?

Biz bu Muharrem İnce'yi 3 hafta evvel televizyona davet ettiğimizde, Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca hakkında cinsel tacizden fezlekesi olan ilk ve tek milletvekili olduğunu bilmiyorduk.
Hele o "mastürbasyon"lu şiirimsilerinden hiç haberimiz yoktu.
Haliyle bunları sormayacaktık.
Sanırım "kendini biliyor" ki, gelmedi, kaçtı.
Hâlâ da kaçıyor!
Delikanlı adam hem "beni ekranlarına çıkartmıyorlar" diye kolpa atıp hem de ısrarla davet edildiği programdan kaçar mı?
Turgay Güler, Prof. Mehmet Çelik ne soracaklardı bilmiyorum ama ben Heisenberg'in "Belirsizlik ilkesi"yle ilgili sorup bırakacaktım.
Kuantum falan biliyormuş ya.
Yalova'dan sordum soruşturdum, fizikten de anlamıyormuş. Okumaz bilmez, bilmediğini de bilmez, "kafası güzel" bir yurdum insanıymış.
Hele Yalovalı taksi şoförlerinin anlattıklarından hiç sormayacaktım. Dinlerken ben utandım, nasıl sorayım!
"Kendini biliyor" dedim ama lafın gelişi, kendinin farkında olsa o "şiirimsileri" hiç yazar mıydı?
Hadi kelle paçayken çiziktirdi diyelim, kitap olarak basar mıydı?
Yeminle söylüyorum; o "şiirimsileri" oğlum yazsa evlatlıktan reddederim.
Hayır canım, cinsellik- erotizm içerdiği için değil; şiire saygı duymadığı için.
Büyük ozan Muharrem İnce'nin şu "dizelerine" bakın: "...Öpüşme / Sevişme / Enflasyon / Mastürbasyon / Konut fonu / Kapatma telefonu / SSK / Bağkur."
Bu "lakırdıları" alt alta yazmış ve şiir diye de basmış, iyi mi?
Yahu İnce bu ne?
Bunları, Orhan Kemal'in "Yalancı Dünya"sında sidiğiyle tuvalete yazı yazmaya çalışan kahramanı bile yazmaz.
Vallahi Kemal Kılıçdaroğlu'nun günahını almışız. Hiç değilse şiire saygısızlık yapmazdı.
Muharrem İnce bir de hiç utanmadan meydanlarda, "ben yazdım, ben" diyor.
Zaten o ben yazdım diyene kadar inanmamıştım.
Hatta "gerçekten bunları yazdı " diye bizim Şükrü Sak'a sormuştum. O da "sanmam" demişti.
Demek ki bugüne kadar onu seven bir dostu bir arkadaşı çıkıp da uyarmamış.
Günahlarını almayayım, belki de, Salaklar Sofrası'nın Pignon'u gibi "hiç durmadığını" görünce mecburen salıvermişlerdir.
İlk gençliğimde böyle bir adamın Yalova'da yaşadığını bilseydim, muhakkak ziyaret ederdim.
Francis Veber'in o filminde (Le Dîner De Cons) Pignon'u gören Pierre Brochant gibi gözlerim parlardı.
Kaçırmazdım...
Allah affetsin, böyle birkaç "şair" piyasaya sürmüştüm.
Hepsi de İnce gibi "cömert" insanlardı.
Has şiirin bile karın doyurmadığından habersiz, ilk "şiir" kitaplarından elde edecekleri telifle nerelere yardım yapacaklarını planlarlardı. (Elimde İnce'ye benzer bir tip vardı, çok güzel şiirlerin var demiştim; ne zaman aklıma gelse vicdan azabı çekerim.)
İlk gençlikte böyle "sarakaya alma" durumları olur. Argosunu bilenler bilir.
Argo deyip geçmeyin.
Cemil Meriç üstadımız, "argo kanundan kaçanların dili, uydurma dil tarihten kaçanların" demişti.
Sayın İnce kusura bakmasın ama...
Necip Fazıl'ın ilk gençliğinde yazdığı ve sonradan reddettiği o şiirini, ifrazat mesabesindeki şiirimsilerine misal göstermesi tek kelimeyle:
Angutluktur. Salih Tuna-Sabah

 

CİNSEL TACİZCİDEN CUMHURBAŞKANI OLMAZ

Siz!
Evet siz!
Onu bunu bırakın da cinsel tacizci birinden cumhurbaşkanı olur mu onu söyleyin?
Sizi gidi yalancı pehlivanlar!
Hadi konuşun bakalım!
Yiyorsa beni ikna edin!
İkna olursam söz oyum size!
Konuştukça mangalda kül bırakmıyorsunuz!
Tarafsız ve demokratsınız güya!
Kiminiz de duayen…
Bu nasıl demokratlıktır, nasıl duayensiniz!
İşinize gelene demokrat gelmeyene kör ve sağırsınız!
Manzara bu.
Şimdi soru şu;
Partilisi bir kadına 'abazayım gel' diye mesaj atan birinden cumhurbaşkanı olur mu?
Hadi cevap verin bakalım!
Böyle biri kazara cumhurbaşkanı olursa önüne geleni taciz etmeyeceği ne malum!
İtalya'nın seks düşkünü Başbakanı Berlusconi'yi hatırlayın.
17 yaşındaki Iris Berardi ile Sardunya Adası ve Milano'daki villalarında sabahlara kadar yatıp kalkmıştı.
Sonra dünyaya rezil oldu.
Berlusconi'yle ilgili ilk dosya, 17 yaşındayken özel partiler verdiği Faslı Kerime El Mahrug adlı dansözle ilgiliydi.
Savcı, Berlusconi'nin Faslı dansözle, para karşılığında birlikte olduğunu iddia etmişti.
İtalya gibi bir Avrupa ülkesinde bile bu tür işler kabul görmüyor.
Biz de görür mü?
Muharrem'in bu skandal tacizini nasıl içinize sindirdiniz?

Anlaşılan hepiniz doğan görünümlü şahinsiniz.
Sağ gösterip sol, Sol gösterip sağ vuruyorsunuz!
Adana tipi eksozunuzla da rooo, roooo diye ses çıkarırsınız o kadar.
Peşinizi bırakmam artık!
Ahmet Hakan, Hasan Cemal, Metin Uca, Yılmaz Özdil, Soner Yalçın, Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Bekir Coşkun, Nevşin Mengü, Ayşenur Arslan, Melis Alphan, Ece Temelkuran, Banu Güven, Yazgülü Aldoğan, Şirin Payzın ve bu kafadaki bilumum gazeteci takımı
Konuşun bakalım!
'Abaza Muharrem'in cinsel tacizini neyin karşılığı gizlediniz?
Hâlâ da gizliyorsunuz!
Siz işinize geleni deve yapar, işinize gelmeyeni hep böyle gizler misiniz?
Muharrem İnce'nin evli bir kadını taciz etmesi normal miydi?
Söyleyin de merakımız gitsin!
Dedim ya peşinizdeyim!
Bu çirkinliğe gözleriniz ile kulaklarınızı niye kapattığınızı söyletmeden bırakmam!
FETÖ'den emir mi aldınız yoksa?
Erdoğan'ın Yenikapı'da milyonların katılımı ile gerçekleştirdiği muhteşem mitingi de görmediniz!
Neden?
Nasıl gazetecisiniz lan!
Hem nasıl duayensiniz!

'Abaza Muharrem'in ahlaksızlığını halktan gizlemeye hakkınız yok.
Reis'in mitingini hasedinizden görmediğiniz belli.
Neyse...
Yenikapı seçimle ilgili bir ipucu verdi.
Pazar akşamı ne yapacaksınız?
Yeni Türkiye'de sizin gibi gazetecilere kimse iş vermez artık.
Simit mi satacaksınız?
Soner Yalçın efendi ya sen!
Pazartesinden sonra da aynı karanlık güçlere hizmet etmeye devam mı?
'Sevim Tanürek'in yıllar önce geçirdiği trafik kazasını şantaj için mi gündeme getirdin?
Yoksa Reis'e aba altından sopa mı gösteriyorsun?
Dürüst gazeteciysen 'Abaza Muharrem'in tacizini yaz da görelim.
Muharrem taciz ettiği Fatma B.'ye meseleyi kapatması için rüşvet teklif etmiş.
Hem de avukatının yazıhanesinde.
Bu daha da çirkin!
Abaza Muharrem'in yüz kızartan hard porno mesajları skandal ötesidir.
Hatta sapıkçadır!
Sayın İnce milletin vekili olarak sapık mesajlar çekmeye utanmadın mı?
Nasıl bir karakterin var?
Sorgulanması gereken de budur.
Kıvırmadan cevap verin bakalım.
2012 yılında 'Abaza Muharrem'in 'Tatanka' isimli şiir kitabını yazmıştım.
Yarın ondan devam edeceğiz. 

Ersin Ramoğlu-Sabah

 

CHP'Lİ MUHARREM'İN SEKS KOKULU ŞİİRLERİ

Temel ormanda ağaç kesiyormuş…
Yürüyüş yapan çevreciler Temel'i ağaca balta vururken görünce bir güzel pataklamış!
Temel üstü başı perişan halde köye dönerken yolda Dursun'a rastlamış.
Dursun, "Ula Temel ha bu ne haldur?" diye sorunca Temel:
"Sorma…Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diyerek bana saldurdi, halbuki ben ne Doğan'ı tanirum, ne de yengesini."
Ahh benim saf Temel'im!

CHP'nin 'Muharrem'i saf değil uyanık!
Acayip biri.
İçki onu 'tacizci' yaptı.
Sonra da 'Abaza Muharrem' oldu.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayını 2012'de keşfettim.
Vukuatlarını o günden beri de yazarım.
"Tatanka" isimli şiir kitabını da ilk ben keşfettim.
Adamın şiirlerinden abazanlık fışkırıyordu.

Dizelerinde öpüşme ve sevişme gibi cinsellik saçan kelimeler gırla gidiyordu.
Arada bir 'yeni dünya düzeni'nden, 'globalleşme'den sanayileşme ve enflasyondan da söz etmişti.
Ama ana tema cinsellikti.
'Kapa gözlerini hayal kur' da dedi…
'Yanaklarındaki güller yediveren' de.
Herifin aklı fikri öpüşmekte, sevişmekte ve gevşemekteymiş meğer…
Böyle birinden cumhurbaşkanı olur mu?
Mark'tan, dolar'dan bile söz etse yine mevzuyu 'akkor halindeki dudaklar'a getirmeden edememişti.

25 Nisan 2012 tarihli yazımda "İnce'nin bombası yakında patlar" demiştim.
Öyle de oldu.
Bülent Arınç rezil rüsva etti onu.
İnce bu iddiaya o zaman 'iftira' demiş, tacize uğrayan Fatma B. ise onu tekzip etmişti.
O zamanlar saf saf "Şair biri böyle bir kepazelik yapmaz, kimseyi taciz etmez" demiştim.
Ama yanılmışım.
Şairliği maskeymiş meğer!
Şiirler okuyarak avlanırmış meğer.
Neyse…
Bu adamdı 0533 653….nolu telefonundan Fatma hanıma, "Abazayım gel" mesajları çeken.
Herkes şaşıp kaldı.
CHP'nin kadın vekilleri bile.
Ama malum cenahın leşkerleri olan Ahmet Hakan, Hasan Cemal, Metin Uca, Yılmaz Özdil, Soner Yalçın, Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Bekir Coşkun, Nevşin Mengü, Ayşenur Arslan, Melis Alphan, Ece Temelkuran, Banu Güven, Yazgülü Aldoğan ve Şirin Payzın kılını kıpırdatmadı.
Onlar Muharrem'in 'abazanlığını' normal görmüş ki sesleri çıkmadı.
Aksine bunun bir AK Parti tezgahı olduğunu söylediler.
İnce'nin 'Tatanka' isimli kitabından aldığımız bir dörtlükle konuya ışık tutup mevzuyu değiştirelim:

"Ellerimi yıkamayayım,
Kokun sinsin üstüme.
Memelerin al al olsun
Dökeyim kağıdın üstüne

Ersin Ramoğlu-Sabah

 

muharrem-ince.jpg

İNCE'NİN EŞİ ÜLKÜ HANIM'IN VİCDANI BU TAZİ NEDENİYLE RAHATMI?

IMF'nin eski Başkanı Dominique Strauss Khan 2012 seçimleri için sosyalistlerin Fransa Cumhurbaşkanı adayıydı. Nicolas Sarkozy'nin karşısına çıkacaktı.

Strauss'un çok önemli bir zaafı vardı; kadınlar.

Evliydi ama sadakatsizdi. Üstelik başı bu konuda pek çok kez derde girmişti.

D.S. Khan yine de rahat durmuyordu. 2011 yılı Mayıs ayında bir cumartesi günü New York'tan Paris'e uçmasına 10 dakika kala uçaktan indirildi ve Amerikan Gümrük Polisi tarafından gözaltına alındı.

Hakkındaki suçlama derhal işitildi. New York'ta kaldığı lüks Sofitel Otelinde çalışan Nafissatou Diallo adlı kadın oda görevlisine cinsel tacizde bulunmuştu.

D.S. Khan hakkında dava açıldı. Dava 4 ay sonra düştü. Cumhurbaşkanı adaylığı da tabii. Oysa Fransız sosyalistleri ona büyük umut bağlamıştı.

Bu skandal Amerikalılara Clinton'ı hatırlattı. Eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın da bu zaafı bilinmekteydi. Nitekim korkulan olmuş Monica Lewinsky skandalı patlak vermişti. Bu olay demokratların 8 yıl süreyle iktidarı kaybetmelerine yol açtı.

YA MUHARREM İNCE'NİN TACİZ SKANDALI NE OLACAK?
Fatma Büyükkömürcü
CHP Kadın Kolları üyesi bir hanımefendi. Yıl 2008…

Aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Derneği'nde de faaliyet göstermekte.

Kızının okulda öğretmeninden şiddet görmesinden şikâyet ediyordu ve bu konuyu bir türlü çözememişti. Sonunda kendi partisinin TBMM Millî Eğitim Komisyonu'nda görevli bir milletvekiline başvurdu ve başına gelenleri anlattı. O milletvekilinin adı Muharrem İnce idi. CHP Yalova milletvekili.

Muharrem İnce Fatma Hanım'a yardımcı olduktan sonra onu kahve içmeye davet etti. Fatma Hanım da kabul etti. Farklı bir tarihte yeniden davet etti, Fatma Hanım gönül borcuyla o davete de gitti. Muharrem İnce bu görüşmelerinde ÖZEL HAYATINDAN dert yanıyordu.

2009 yılı Kasım ayına kadar Muharrem İnce bir arıza vermeden bu dostça görüşmeyi sürdürmeyi başardı.

HER ALKOLLE BULUŞMASINDA AYNI ZAAF
Ama gelgelelim kadınlara olan zaafı her alkolle buluşmasında Muharrem İnce'yi tüm kuralları yıkacak denli zıvanadan çıkarıyordu.

O kasım ayında bir gece Fatma Hanım'ın telefonuna Muharrem İnce'den mesajlar geldi. Televizyon diliyle biraz 'bip'leyerek veriyoruz, şöyle diyordu:

"Yalova'dan geliyorum, çok abazanım. K... Z... apartmanı 1 numaraya gel..."

AÇIK SAÇIK MESAJLAR VE İNCE HAKKINDA FEZLEKE
Fatma Büyükkömürcü neye uğradığını şaşırdı. Ona ağır sözlerle cevap verdi. Ancak Muharrem İnce devam ediyordu. Sürekli olarak açık saçık mesajlar yazıyor, buluşmayı teklif ediyordu.

Fatma Hanım sonunda dayanamayarak savcılığa şikâyette bulundu. Savcılık vekil olduğu için dava açamadı ama şikâyeti haklı bulup İnce hakkında fezleke düzenlendi.

Bunun üzerine İnce, avukatı aracılığıyla Fatma Hanım'a şikâyetini geri çekmesi için 12 bin 500 lira para teklif etti.

CHP'Lİ KADIN VEKİLLER İNCE'NİN YANINDA KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSEDİYOR MU?
Fezleke üzerine efelenen Muharrem İnce'ye Bülent Arınç'ın o dönem verdiği ağır bir ders vardır. O sözleri hatırlayalım:

''Bulunduğu görev CHP'nin Grup Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu'na vekalet ettiği makamdır. Dolayısıyla partisini temsil iddiasında bulunan bir insan cinsel tacizle suçlanıyorsa önce utanır, sonra bu görevinden istifa eder. İkinci görev de CHP içindeki kadın milletvekillerine düşer. O kadın milletvekilleri, bundan sonra Sayın İnce'nin yanında oturmamalı, onunla selamı sabahı kesmeli, en azından bu iddiaların gerçeğe çıktığı güne kadar ilişkilerini sonlandırmalıdır.''

Şimdi sormak gerekir.

CHP MEDYASI ÖRTBAS ETME DERDİNDE
Peki, Muharrem İnce'nin, Trump'tan, Clinton'dan, D. S. Khan'dan ayrıcalığı ne?

CHP medyası bu olayın üzerini neden örtbas ediyor?

Sözcü adlı CHP-İP-PKK-FETÖ gazetesi şöyle başlık atmıştı:

"O kadın AKP'li çıktı."

Ha bu durumda, yani kadın AKP'li olunca her türlü tacizi hak ediyor anlamına mı geliyordu bu? Bunun tam tersi durumu da aynı mantıkla mı okumak gerekirdi?

Sözcü ahlaksızlığın kitabını yazarken yalan da yazıyordu çünkü yukarıda da belirttik, Fatma Hanım neredeyse doğuştan CHP'liydi, kadın kollarında ve Atatürkçü Düşünce Derneği'nde üyeydi.

 

PEKİ, ÜLKÜ HANIM'IN MEZHEBİ BU KADAR GENİŞ Mİ?
Gerçekten merak konusu!

Neden bu taciz olayını hazmediyor Muharrem İnce'nin eşi Ülkü Hanım? Cumhurbaşkanı eşi olma umudu her türlü aldatılmayı vicdanında haklı çıkarıyor mu? Bu onursuzluğu kendisine yakıştırıyor mu Ülkü Hanım? Üstelik iddialara göre "saygıdeğer eşinin" bu konuda başka vak'aları da varmış. Böylesine mezhebi geniş mi Ülkü Hanım'ın. Nasıl hazmediyor?

Eşi Muharrem İnce'nin "KADIN KOKUSU" şiirindeki;

"Ömrümün yarısı,

Ve sen tanıyamadığım birinin karısı" dizelerinin öznesinin kendi olduğuna mı inanıyor acaba?

İNCE'YE; BIRAKIN ÜLKEYİ, TAVUK BİLE EMANET EDİLMEZ!
Sadece o da değil, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eleştirileri üzerine Muharrem İnce SGK'yı âdeta dolandırdığını kabul ediyor ve övünerek "Tamam çalıştırdıklarım emekliydi, sigortalarını yatırmadım ama cezamı ödedim, sana ne?" diyor.

Böylesi görülmüş şey değil.

İşin başka bir yanı var. Tacizle suçlanan bu adam Cumhurbaşkanı adayı.

Bir kez olsun onu bu makamda gözünüzde canlandırın.

Nasıl geliyor size?

Ona namusumuzu emanet edebilir miyiz?

Ülkemiz bizim namusumuz.

Bırakalım eşlerimizi, kızlarımızı ve kız kardeşlerimizi, bırakalım ülkeyi…

Hani yenilirse tavukçuluk yapacağını söylemişti ya,

Muharrem İnce'ye tavuk bile emanet edilmez.   

 Fuat Uğur-Türkiye

siir_1617.jpg

siir_6539.jpg

siir_6910.jpg