Muhsin Yazıcıoğlu hayatta olsaydı...
Muhsin Bey rahmetli olmasaydı Bahçeli böyle konuşamazdı!
Bugün gazetesi yazarı Nuh Gönültaş bugünkü köşesinde MHP'lileri kızdıracak ifadelere yer verdi. Gönültaş, MHP'de yaşanan eski ülkücü, yeni ülkücü kavramlarına da açıklık getirerek, Yazıcıoğlu hayatta olması durumunda Bahçeli'nin bu şekilde davranamayacağını savundu.
İşte o yazı..
Bugünkü Milliyetçi Hareket Partisi, maazallah, bir şekilde iktidara gelirse Türkiye'nin bölünme riskinin büyük oranda artacağını söyleyebiliriz. Türkiye'de "Milliyetçilik ve Kürtçülük" birbirini beslemektedir.
MHP PKK'yı, PKK MHP'yi kanlandırmaktadır, canlandırmaktadır.
MHP deyince bu noktayı asla akıldan uzak tutmamak gerekir.
MHP müspet değil, menfi milliyetçilik yapmaktadır.
Allah MHP'ye iktidar nasip etmesin
Bu nokta çok önemli. Onun için bu konuyu düşündükçe "Allah MHP'ye iktidar nasip etmeye" diye dua ederim.
Evet, MHP ırkçı bir parti aynı zamanda çok şiddetli bir genel başkanı var.
Bahçeli mikrofonu alınca eline, ne "ülkücü" kalıyor ne medya patronu (Aydın Doğan hariç) ne de Kürt sorununa bir şekilde çözüm arayışı içinde olan aydınlar.
"12 kötü adam" lafı yine Devlet Bahçeli'ye aittir.
Bahçeli ülkücüleri iç düşman görüyor
7 Şubat 2010 tarihli yazımın başlığı "Devlet Bahçeli ülkücüleri iç düşman görüyor" şeklindeydi.
Bu ciddi bir iddiaydı. Zaman içinde Devlet Bahçeli beni doğruladı.
12 Eylül döneminde cezaevlerinde işkencelerden geçen ülkücülerin Devlet Bahçeli'nin aksine AK Parti'nin anayasa değişikliği teklifinin referanduma gitmesi halinde "evet" oyu vereceğini açıklamasından sonra Devlet Bahçeli'nin verdiği tepki ülkücüleri iç düşman gördüğüne dair inancımı güçlendirdi.
Bahçeli bu ülkücülere "zavallılar" diye hitap etti.
Onları küçümsedi, aşağıladı.
Böylece Bahçeli tabiri caizse feleğin çemberinden geçmiş ülkücüleri "iç düşman" yani partisinin içindeki düşmanlar olarak niteledi.
Bahçeli'yi bu derece aslanlaştıranın Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü olduğunu belirtmeliyim.
Yazıcıoğlu rahmetli olmasaydı..
Eğer Muhsin Bey rahmetli olmasaydı Devlet Bahçeli böyle konuşamazdı...
Meydanı boş buldu savuruyor!
Bence Bahçeli artık ülkücüleri temsil noktasından epey uzaklaştı.
Partisinin tabanını değiştirmek için atraksiyonlar içinde.
Bunun da en kestirme yolu geçmişi kötülemek ve ülkücüleri "eski" "yeni" diye ayırmaktır.
Yaptığı bu!
Yeni ülkücüler PKK'ya karşıtlıktır
"Yeni" dediklerinin ülkücülüğü 12 Eylül'den sonra türeyen PKK'ya karşıtlıktır. Başka herhangi bir kutsalları da yoktur.
"Eski" dedikleri, "zavallı" dedikleri de ülkücü oldukları için devletin en şiddetli işkencelerinden geçmiş, gerçekleri yaşayarak öğrenmiş kişiler. Eskiler davalarında kutsiyet olanlardır.
Bahçeli "eski"lere niçin kızıyor?
Çünkü onlar MHP'nin milletin taleplerine aykırı politikalar yürüttüğüne inanıyorlar.
Kendilerini işkenceden geçirenlerin, arkadaşlarını sabah ezanında asanların yaptığı anayasaya karşı Devlet Bahçeli'nin herhangi bir alternatif getirmediğini görüyorlar ve mevcudun değiştirilmesine de karşı çıkmadığını hayretle değerlendiriyorlar.
Eski MHP'li denilenler 12 Eylül'ün kazığını yemiş, vatan millet duyguları istismar edilmiş, cezaevlerinde işkencelerden geçirilmiş ülkücüler.
Dolayısıyla bu insanlar yaşadıklarından ders almış, milletin talepleri ile devletin taleplerinin farklı olduğunda milletten yana tavır koymayı düşünmeye başlamışlar.
Bu ülkücülerin devlete ve devlet kavramına bakışı çok değişti.
Bahçeli'nin onlara yönelik sözleri hakaret niteliği taşıyor.
Kendilerine eski ülkücüler denilen MHP Kurucular Kurulu Bahçeli'ye cevapta gecikmedi ve "Ağaç kendisini kesmeye çalışan balta için ne yapayım sapı benden dermiş" açıklamasında bulundu.
İşte o açıklamadan bazı satırlar:
"MHP'nin 13 yıldır ne yazık ki bu davaya yabancılaşmış olduğunu görmek bizlere acı vermektedir. Asıl zavallılık, milletine yönelen her tür tehlike ve tecavüze göğsünü siper eden ve onun, tarihte olduğu gibi milletler ailesi içinde hak ettiği mevkii alması uğruna verdiği mücadelede ülkücülere en fena muameleleri reva görenlerin yaptıkları Anayasa'ya yıllardır bir alternatif üretmeyip onu nevzuhur partilerin eline bırakmaktır.
MHP ve ülkücülük darbecilik ve darbecilerden en çok çekmiş bir topluluk olduğu halde darbeciliğe ve onların anayasası ve o anayasa ile kurdukları düzenlerine karşı 13 yıldır hiçbir mücadele koymamış, alternatif anayasa projelerini herkesten evvel kamuoyuna sunmaları gerekirken hiç de yeterli olmayan değişiklik tekliflerinin bile gerisinde kalıp milletin taleplerine aykırı bir politika yürütmesi bizleri derinden üzmektedir. Bu politika MHP'ye değil, AKP'ye prim yapmaktadır."