Nobelli ekonomistin teorisiyle kansere çare arayan Türkler
Türk bilim insanları, bağırsak, akciğer ve pankreas kanserine çare bulabilmek için Nobel Ödüllü ekonomistin teorisini biyofiziğe uyguladı- Yardımcı Doç. Dr. Gümüş:- "Şu anda uyguladığımız teori, potansiyeli çok büyük bir teori ve bundan umutluyuz. Biyofiz
NEW YORK (AA) - SELÇUK ACAR - Nobel Ödüllü ekonomistin teorisiyle, bağırsak, akciğer ve pankreas kanserine çare arayan 3 Türk bilim insanı, bu alanda önemli bir adım olarak kabul edilen uluslararası çalışmaya imza attı.
New York'taki Mount Sinai Icahn Tıp Fakültesi Genetik ve Genomik Bilimler öğretim üyesi Yrd. Doç. Zeynep Hülya Gümüş, Koç Üniversitesi'nden Prof. Dr. Burak Erman ve TÜBİTAK bursuyla New York'ta bulunan doktora öğrencisi Sezen Vatansever, 4 yıldır birçok kanser türüne çare bulmak amacıyla ortak çalışma yürütüyor.
Üçlü, İstanbul ve New York'ta ortaklaşa sürdürdükleri çalışmayla, "lider amino asitleri ortaya çıkarıp, kansere yol açan proteinlere karşı ilaç tasarlanabilir mi?" sorusuna cevap arayarak, bir proteinin hareketi ve işlevini hangi amino asitlerin yönettiğini araştırıyor.
Ekip, kanser araştırmalarındaki teorilerini bu hafta Scientific Reports adlı bilim dergisinde de yayımladı.
- Nobel Ekonomi Ödüllü projeden ilham aldılar
Bilim insanları, ekonomi alanında birbirinden tamamen bağımsız görünen hareketlenmelerin aslında zamana dayalı lider-takipçi ilişkileri olabileceğini gösteren ekonomist Clive Granger'in bir teorisiden ilham aldı.
Ekonomide çok sık kullanılan teori, 2003'te Granger'a Nobel Ödülünü kazandırmış ve beyindeki hücre ağlarının hareketlerinde de bu tip lider-takipçi ilişkileri bulunmuştu. Ancak teorinin proteinlerle ilişkisi hiç araştırılmamıştı.
Çalışmalarıyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Gümüş, şunları söyledi:
"Her birimizin DNA'sının 3 milyar harfinden, önemli pozisyondaki bir tanesi değiştiğinde o hücre hızla çoğalmaya başlayıp kansere yol açabiliyor. Mesela K-Ras proteininde tek bir mutasyon o kadar önemli ki hem kanser hastalarında çok sık görülüyor hem de mutasyonlu kanser hastaları normal kemoterapi tedavisi olamıyor ve bu yüzden daha az yaşıyor."
Gümüş, bilim insanlarının, son 30 yıldır, hararetle K-Ras proteini mutasyonu olan hastaları tedavi etmek için çalıştığını fakat tüm ilaç geliştirme çabalarının başarısız olduğunu dile getirdi.
Ayrıca Gümüş, Granger'in teorisinden hareketle geliştirdikleri metodla, K-Ras gibi proteinlerin dinamik hareketlerinden, lider-takipçi ilişkilerini tahmin etmelerini sağladıklarını ve K-Ras üzerine yaptıkları bütün teorik tahminlerin deneysel bulgularla da doğrulandığı bildirdi.
"Bizim araştırmalarımız daha çok kanseri önlemek, kansere sebep olan genleri, genlerdeki bozuklukları bulmak ve bunları bulduktan sonra ilaç ve farklı çözümler geliştirmek üzerine kurulu" diyen Gümüş, bağırsak, akciğer ve pankreas kanserine neden olan gen üzerinde çalıştıklarını anlattı.
Gümüş, bağırsak, akciğer ve pankreas kanserine neden olan proteini anlamak için bilgisayarda protein simülasyonları yaptıklarını aktararak şunları kaydetti:
"Şu anda uyguladığımız teori, potansiyeli çok büyük bir teori ve bundan umutluyuz. Biyofizikteki en önemli soru, proteinin yapısı ve şekli hücreyi nasıl değiştirir? Söz konusu ilişkiyi anladığımız zaman, protein yapısındaki bozuklukları da tedavi edebiliriz."
- "Her 15 kişiden biri akciğer kanserinden ölecek"
Akciğer kanserinden ölenlerin sayısının, bağırsak ve meme kanserinden ölenlerin toplamından daha fazla olduğunu belirten Gümüş, "ABD'de her gün 486 kişi akciğer kanserinden ölüyor. Yani hemen hemen her 15 kişiden biri akciğer kanserinden ölecek. Bu inanılmaz büyük bir toplumsal kayıp. Acilen tedavi geliştirilmeli." diye konuştu.
Sezen Vatansever de çalışmalarının farklı kanser türlerinin tedavisinde de kullanılabileceğini söyleyerek, şunları aktardı:
"Deneysel çalışan arkadaşlarımızın laboratuvar ortamlarında gözlemleyemediği dinamik süreçleri gözlemliyoruz. Bilgisayarda hazırladığımız simülasyonlar bize proteinlerin hareketleri ve kansere sebep olan dinamiklerle ilgili bütün bilgileri veriyor. Bu şekilde kanserin sebebini nano düzeyinde algılamış oluyoruz."
AA
Kaynak: