NSU davasında sona doğru

NSU davasında sona doğru

NSU davasında 2006’da Dortmund kentinde NSU tarafından öldürülen Mehmet Kubaşık’ın ailesini temsil eden Carsten Ilius: - "Maalesef adalet yerini bulmadı çünkü bir sürü soru cevapsız kaldı"- "(Başbakan Angela Merkel'in mağdurlara cinayetlerin aydınlatılmas

BERLİN (AA) – Almanya'da 8'i Türk 10 kişiyi öldürmekle suçlanan aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasındaki müdahil avukatlardan Carsten Ilius, davanın haftaya sonlanacağına işaret ederek, birçok sorunun cevabının bulunmaması nedeniyle adaletin yerini bulmadığını savundu.

2006’da Dortmund kentinde NSU örgütü tarafından öldürülen Mehmet Kubaşık’ın ailesini temsil eden Ilius AA muhabirine yaptığı açıklamada, davada 11 Temmuz Çarşamba günü kararın verileceğinin açıklandığını anımsatarak, sanıkların savcılığının mütalaasında istediği cezalara çarptırılmasını beklediğini belirtti.

Davanın baş sanığı Beate Zschaepe için ömür boyu hapis verilmesini beklediğini ifade eden Ilius, örgüte yardım ve yataklıktan yargılanan diğer sanıklar Ralf Wohlleben ile Andre Emminger için 12-13 yıl hapis cezası, Carsten S. ve Holger G. için ise daha az cezaların verilmesini öngördüklerini kaydetti.

-"Aydınlatma yok"

Ilius, "Aileler ne düşünüyor. Adalet yerini bulacak mı? Yoksa onlar dava sürecinden rahatsızlar mı?" şeklindeki soruya, “Maalesef adalet yerini bulmadı çünkü bir sürü soru cevapsız kaldı. Mesela bizim ailemiz için 'Niçin Dortmund?', 'Niçin Mehmet Kubaşık?', 'Devletin rolü, muhbirlerin rolü nedir?', 'Devletin bilgisi ne?', Devlet Mehmet Kubaşık'ın cinayetine engel olabilir miydi?' Bu soruların hepsi cevapsız kalacak. Hepsi de konu oldu davada. Konu olması da gerekiyordu. Bir noktadan sonra artık mahkeme soru sorulmasını bitirdi. Bu bizim ve aileler için özellikle çok üzücü. Bu sorular cevapsız kalacak. Aydınlatma bu noktada yok." cevabını verdi.

Davada savcılığın baş sanık Zschaepe’ye odaklanmasını da eleştiren Ilius, örgüte muhtemelen yardım ve yataklık eden başka kişilerle ilgili etkili soruşturma yapılmadığını vurguladı.

Bunu bir felaket olarak niteleyen Ilius, “Bir örnek vermek istiyorum. Lothar Lingen diye Alman gizli servisinde çalışan Köln’de bir müdür vardı. Bu kişi, 2011’de aşırı sağcılar, Naziler konusunda yetkiliydi. Lingen'in bir sürü dosyayı yok ettirdiğini biliyoruz. İki kez polise ihbarda bulunduk. Soruşturmada suçlu olduğu sonucuna varıldı. Ancak bunun bir önemi yok diye takipsizlik kararı verildi. Bu gerçekten bir skandal." değerlendirmesinde bulundu.

- "Merkel'in sözü yerine gelmedi"

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in mağdurlara, cinayetlerin aydınlatılması konusunda ellerinden gelenin yapılacağına ilişkin verdiği sözün yerine getirilmediğini vurgulayan Ilius, "Bu söz yerine gelmedi. Bir süre devlet kurumları tam tersine, aydınlatmamak için ellerinden geleni yapmışlar. Bu gerçekten etkili soruşturma için bir felaket. Aileler için de bir felaket.” ifadelerini kullandı.

Ilius, davada sanıklar için verilecek cezaların yanında mahkemenin mağdurların cevap aradığı sorular hakkında neleri söyleyeceğinin de önemli olduğunu belirterek, "Kararda devletin rolü, muhbirler konusunda neler söylenecek. Aileler, biz avukat ekibinden bu sorulara cevaplar istedi. Bunlara maalesef cevap vermedik. Bunun açıklanacak cezalar kadar önemi var." diye konuştu.

Ilius ayrıca davanın sona ermesiyle NSU'yu aydınlatma sürecinin sonlanmayacağını, cinayetlerin aydınlatılması için çalışmalara devam edeceklerini kaydetti.

- Davanın geçmişi

Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, 2 bombalı saldırı ve 15 banka soygunu gerçekleştirmekle suçlanan NSU terör örgütü üyelerinin varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 4 Kasım 2011'de tesadüf sonucu ortaya çıkmıştı.

NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettiği öne sürülmüştü.

Mayıs 2013'ten bu yana Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde görülen davada NSU terör örgütü üyesi olmak suçundan yargılanan Beate Zschaepe ise örgüt üyelerinin son kullandıkları hücre evini ateşe verdikten birkaç gün sonra polise teslim olmuştu.

Davada, NSU'nun hayattaki tek üyesi Zschaepe ile örgüte yardım ve yataklık yapan Ralf Wohlleben, Andre Emminger, Holger G. ve Carsten S. yargılanıyor.

Zschape’nin yanı sıra Wohlleben ve Emminger tutuklu bulunuyor.

Ülkenin iç istihbarat servisi Federal Anayasayı Koruma Dairesi ve bazı emniyet kurumlarında aşırı sağcı gruplar içinde kullanılan muhbirlere ilişkin birçok belgenin ve bilginin 4 Kasım 2011'den sonra imha edildiğinin ortaya çıkması, tepkilere yol açmıştı.

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde 5 yıldır devam eden ve Almanya’da asrın davası olarak adlandırılan davada 11 Temmuz’da kararın açıklanması bekleniyor.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı