ZONGULDAK (AA) - Bülent Ecevit Üniversitesinde (BEÜ) "Öncesiyle Sonrasıyla 15 Temmuz" konulu konferansı düzenlendi.

Gazeteci-yazar Cem Küçük, Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, Türk tarihinde ve kendisine göre dünya tarihinde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) diye bir yapının benzerinin olmadığını söyledi.

FETÖ'ün, 1950'li, 1960'lı yıllarda AİDS virüsünün çıkması gibi görülen en aşağılık, en alçak terör örgütlerinden biri olduğunu ifade eden Küçük, "Ne yazık ki bazı arkadaşlarımız 'Fetullah Gülen deli, şizofren, kendi başına bunu yapamaz edemez' gibi yorumlar yapıyorlar. Biz 3-4 yıldır FETÖ'yle yatıp, FETÖ'yle kalkıyoruz. Adamın bir emriyle 3 bin muvazzaf subayın 2 bin tanesi darbeye katlıyor. Bir emir veriyor 30 bin polis, 10 öğretim görevlisi harekete geçiyor. Bu adam deli, şizofren olabilir mi?" dedi.

AK Parti döneminde yapılanların, yöneticiler tarafından zaman zaman açıklandığını, bunların dışında AK Parti'nin bir şeyi başardığını dile getiren Küçük, şöyle dedi:

"Türkiye'de askeri vesayet bitti. Bundan 15-20 yıl önce Türkiye'de herkes kuvvet komutanlarının adını ezbere bilirdi. Ama şimdi hava, kara kuvvetlerinin adını sorsam kimse bilmez. Bu demokrasilerde iyi bir şeydir. Demokrasilerde, seçilmişler atanmışların üstündedir. Seçilmişleri halk getirir, bürokrasi atamayla gelir ve sivil siyasetin emrindedir. Doğru veya yanlış. Yanlış yapıyorsa millet gereğini yapar. Bunun örneğini 1999-2002 MHP-ANAP-DSP hükümeti döneminde gördük. AK Parti de böyle, yanlış yaptığında gider, doğru yaptığında kalır. Dolayısıyla askeri vesayetin kalkması iyi bir şey."

Küçük, 2010'dan sonra Fetullahçıların her gizli yapıda olduğu gibi kendi gündemini öne çıkardığını, devletin içerisinde kendilerine engel olanları tasfiye etmeye başladığını ifade ederek, ilk tasfiyenin de Hanifi Avcı'yla başladığını anlattı.

2011'de dünya tarihinin en iğrenç davası sayılabilecek Askeri Casusluk Davası'nın yaşandığını da dile getiren Küçük, şunları söyledi:

"Amerika'nın soğuk savaş sonrası bulduğu casus sayısı 14, bu Fetullahçılar 500'e yakın insanı tasfiye etti. Bunların tamamı deniz kuvvetlerindendi ki, deniz kuvvetlerine daha sonra gelenlerin tamamı da Fetullahçılardı. Önlerinde kim engelse 2010'dan sonra birebir tasfiye ettiler. Ama 2012'den sonra 7 Şubat'ta Hakan Fidan'ı tutuklamaya kalktılar. Ama orada Sayın Cumhurbaşkanının erken uyanışı ve Abdullah Gül'ün de katkısıyla devlet bunu bertaraf etti. Fetullahçıların, Hakan Fidan'ın tutuklamak istemeleri bertaraf edilince bu sefer 'Bu iş Erdoğan'la, AK Partiyle gitmiyor, biz bunu indirmemiz lazım' diyerek AK Partiyle ilgili dosya biriktirmeye başladılar. Bununla ilgili AK Parti içerisinde Erdoğan dışında gerekli refleksi gösteremedi. Bu iş Gezi olaylarına kadar geldi."

"Gezi olayları tamamen ve tamamen Fethullahçı polislerin tezgahıdır." diyen Küçük, "Çadırların yakılması, aşırı güç kullanılması toplumsal dokuyu bozdu, en keskin düşmanlıklar Gezi Olaylarında oluştu. O gün kardeş kardeşe düşman olduysa Gezi de oldu. Sonra 17-25 Aralık'ta Erdoğan'a bir savaş açtıkları görüldü." ifadesini kullandı.

FETÖ, DEAŞ ile PKK'nın aynı kaynaklardan beslendiğini, bu örgütlerin emperyalizmin maşası olduğunu da aktaran Küçük, "Bu örgütleri de bunlara yardım ve yataklık edenleri de ne tarih ne toplum affetmeyecektir. En temel insan hakkı olan yaşam hakkının düşmanı olan bu terör örgütlerine destek olanların barış sözleri aldatmacadır. Türk milleti üzerine düşen sorumluluğu 15 Temmuz gecesi yerine getirdi. Bu başarı onlarındır. Bu millet darbeyi önlemiştir. Bundan sonra devletin ve toplumun bütün hücrelerinden FETÖ unsurları sökülüp atılmalıdır ve atılacaktır." diye konuştu.

BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer ve Zonguldak Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı konferans anısına Küçük'e plaket takdim etti.

AA