Orda bir köy var uzakta

Orda bir köy var uzakta

Eski bir şiirdir… ‘Orda bir köy var uzakta / Gitmesek de gelmesek de/ O köy bizim köyümüzdür.’ Pek çoğumuz biliriz bu şiiri. Ben şimdi sizlerin de elinden tutarak köylerimize götürmek istiyorum…

Eski bir şiirdir… ‘Orda bir köy var uzakta / Gitmesek de gelmesek de/ O köy bizim köyümüzdür.’ Pek çoğumuz biliriz bu şiiri. Ben şimdi sizlerin de elinden tutarak köylerimize götürmek istiyorum…


Değerli okuyucularım; bugünkü yazımda sizlere Konya’mızın Karatay ilçesine bağlı kasaba ve köylerinin içtimai durumu ve özelliklerinden bahsedeceğim.
Ben bu köylerde görevim icabı çok gezdim onun için bir nebze de olsa bu köyler hakkında bilgi sahibiyim. Önce Saraçoğlu ve Tatlıcak köyleri Konya’ya dâhil olduktan sonra Karaaslan (burası da köydü) buraya yakın bir köy olan Erler (Eröldüren eski ismi bu köyümüz) Konya’mızın gelişmesi ile artık şehir hudutlarındadır. Ama yine de ekim dikim malcılık ve Ziraatla uğraşırlar. Yine köyde hariciye dedikleri evlerinin yanında misafir odaları bulunmakta ve köy yaşamlarını sürdürmekteler. Buradan hareketle Çumra’ya bağlı olan Apditolu köyü ve Karkın kasabasından Ereğli yoluna kadar gidilebilir. Şimdi biz Ereğli yolu üzerindeki köylerden başlayalım, bu yöremizdeki köyler Ereğli yolunun sağında Bakırtolu, Şatır, Hayıroğlu... Ovakavağı ve İsmil; buralar da kasaba… Yolun sol tarafında Sakyatan köyü, Yarma kasabası, Göçü köyü, Karakaya köyü ve Bozdağ eteğinde bazı İsmil yaylaları da bulunmaktadır. Bu dağın kuzeye bakan eteğinde Divanlar-Akbaş arasında bir orman bakım evi ve lojmanları vardır… Bu bakımevinin elemanları yaz kış yaban koyunları ile ilgilenirler.
Efendim Aksaray yolu güzergâhına geçince, Bozdağ’ın batıya bakan eteklerinde verimli tarlaları olan, Divanlar köyü, Akbaş köyü vardır… Bu köyün eski ismi Tatlıkuyu imiş, Bozdağ’ın tam dibinde 1960’lı yıllarda bu verimli arazinin içinde kurulu bir yerleşim yeriyken bir sel felaketi yaşamışlar ve köyü tamamen sel basmış, sadece köy camisinin ön kıble duvarı ayakta kalmış halen de ayaktadır. Diğer evler yerle bir olmuş. Bu şimdiki yeni yerleşim yeri devlet tarafından kendilerine evleri yapılarak tahsis edilmiş olup Kirlikuyu ve Aslanlar Yaylası diye iki de yaylası mevcuttur.
Aksaray gidişine göre, 2 km içerde eski ismi, (Zivecik) yeni ismi Ortakonak olan köyümüz var… Burayı geçip yine gidişe göre 4 km içerde, (eskiden Acıdert imiş, şimdi ise) Acıdort ismini alan köyümüz var. Yine buradan devamla gidişe göre sağda 2 km içerde Zincirli köyü var. Bu köylerimize giderken Konya’nın atık suyunu taşıyan ana tahliye kanalı pompa istasyonunun yanında Çengilti köyümüz var. Bu köylerimizin gelirleri ve uğraşları genellikle tarım, bunun yanında yonca ekimi de hayvancılığa katkıda bulunuyor. Bir de son zamanlarda artezyenlerle çıkarılan su sayesinde mısır ekilerek silaj da yapılmaktadır.
Bu köyleri de tanıdıktan sonra Bozdağ’ı aşalım ve yolun sağ tarafında bulunan İmamın Yaylası’nın bağlı olduğu Karadona köyüne varalım… Bu köy de verimli topraklara sahip, aynı zamanda modern inekçilik ve koyunculuk da yapmaktadır.
Oradan devamla yıllar önce bu yöreye iskân edilmiş olan Tatar köyü Yağlıbayat’a varılır… Bu köy kendisi Bozdağ’ın doğu kısmında dağda olmasına karşılık ovaya çatan üç tane yaylası vardır... Tosçu ve Görük. Bu yayla sonra köy statüsünü aldı. (Bir yaylası daha var ismini bilemiyorum. Çifteler olsa gerek.)
Burasının da kendine has bazı lehçeleri vardır. Mesela düğün daveti yapan birisinin kapıları tıklatarak acele söylediği şeyleri merak edip sordum, dedi ki: Akay, abakay, bala, çağa yarın falanın evine pilav aşa (düğün pilavına buyurun) dermiş. Akay evin beyi Abakay evin hanımı bala evin oğlan evladı, çağa evin kız evladı imiş. Bunlar da çiftçilik ve koyunculukla iştigal ederler, zengince bir köy, çok misafirperverlerdir. Buradan Aksaklı köyüne geçelim; burası da eski köylerden… Yerli halkı olan, ziraatla uğraşan cana yakın insanları olan bir köyümüzdür.
Oradan Beşağıl (eski ismi; Gene olan) köyümüze varalım… Bu köyümüzün merkezinden hariç altı tane yaylası vardır. Belli başlı yaylaları şunlardır: Yenikuyu, Yellikuyu, Çoka, Hacıümmetli… Yaylalar tepeden ovaya doğru yayılmışlardır.
Burası Aksaray yoluna ve ayrıca Ereğli yoluna da bağlanır, mesafeleri de aynıdır. Aksaray yoluna devamla kendisi ile beraber 10 tane yaylası bulunan Akören Kışla Köyü vardır. Aynı yol üzerinde bulunan Yenikent, Malatya’dan gelenlerin iskân ettiği bir köyümüzdür. Bu ovaya serpilmiş köylerin kalabalık olanı Akören kışlanın 1-Topraklık yaylası, 2- Ağaç uyu, 3-Develioğlu, 4- Eğri kuyu, 5- Ense kuyu, 6- Mesut’un Yaylası, 7- Çukur kuyu, 8- Üç kuyular, 9- Uzun kuyu, 10- Kız boğan, (burası sonra köy statüsü aldı)…
Şimdi de Yenikent köyüne geçelim…
80’li yıllarda Malatya’da bir baraj yapımı dolayısı ile evleri su altında kalanlara burada iskân verildi. Devlet imkânı, su, çalışma azmi, verimli toprakla buluşunca bozkır olan ova yeşile döndü. Kayısı, şeftali ve çok çeşitli meyve… Elmanın ekstrası, pancar, sebze daha neler neler yetiştirdiler; tembelleri utandıracak şekilde bu köyde bu topraklarda yüze yansıdı..


Tekrar Aksaray yoluna çıkalım ve Obruk havalisinin asayişini sağlayan jandarma karakolu, Tarım Kredi Kooperatifi bulunan, pancar kantarı olan, Karayolları bakım evi olan Kızören’e uğrayalım… Bunlar da aynı yöre usulü tarım ve hayvancılıkla uğraşan sevecen Anadolu insanlarının yaşadığı nadide köylerimizden biri.
Aksaray yoluna devam ederken Kızören köyünü 3-5 kilometre geçince Kızboğan köyü levhasından sağa dönülerek önce Kızboğan’ sonra da Burnak köyüne varılır… Merkez köy Büyük Burnak ikinci yaylası Küçük Burnak, üçüncü yaylası Göktuzla dördüncü Şirinler yaylasıdır… Bunlar da 5-6 km arasında birbirine yakın yaylalardır. Şirinler yaylasında daha çok koyunculuğun yaygın olduğunu tahmin ederdim. Aynı güzergâhta eskiden Burnak’a bağlı iken köy statüsü alan bir köy var… Orası da Esentepe köyü; buradan sonra bir obruk çukuru var ki çok geniş… İçersi de su dolu; yılan ve bazı kuş türleri bu obrukta yaşam bulmaktadır. Karapınar yaylalarına huduttur.
90’lı yıllarda bu köyde mandıra kurulur, çevre köylerle beraber süt ve kaymak üretimi yapılırdı. Yine Aksaray yolunun gidişe göre son köyü Aksaray hududu olan bir köyümüz de Başgötüren köyüdür. Burası da kendine has pancar ve ekin ekimi, kısmen de malcılıkla uğraşan, yaylası olmayan, obruğu nadir köylerden birisidir. Bu köyümüzün karşı tarafında Aksaray hududunun son köyü olan, gidişe göre sol taraftaki Sürüç’ten ayrılıp köy statüsü alan Yenice köyümüz vardır. Bundan sonra Aksaray’ın Bozça Mahmut ilçesine doğru yol devam eder gider. Efendim sol tarafa geçmişken yine Sürüç’ün yaylarından Yenikuyu yaylasından bahsedelim… Yenikuyu, Yamaçkuyu yaylaları ve Sürüç Köyünün kendisi de bu yöremize renk katan, çalışkan Anadolu insanlarının yaşadığı, Konya ve ülke ekonomisine katkıda bulunan, gerek pancar ekimi gerekse buğday ekimi ve malcılıkla iştigal eden köylerimizdendir.
Aksaray’ın Kökez ve Eskil ilçelerinin yakınında bir köyümüz de Köseali köyüdür… Burası da ayni işlerle uğraşan ve yörenin seçkin misafirperver saygılı insanların yaşadığı bir Karatay köyümüzdür.
Bunlar artık merkez Obruk Platosu, Obruk Hanı, Obruk Gölü bulunan esas obruk köyünün içine merkezine bizi götürmektedir.
Tarihi hanı, obruk gölünü ve eski tarihi düşlerken isterseniz bu obruk köyünün yaylalarını da sayalım. 1- Harman çukuru, 2- İlbizlik, 3- Piri kuyusu, 4- Kolca, (iki üç ev olan bir yayla) 5- Yeni kuyu, 6- Kamerlikolca, 7 Bademli, (bu yayla meşhur Obruklu Paşa rahmetlinin yaylasıdır.) 8- Burun kuyu, 9- Uyancı… Bu yaylalar ile obruğun ayrı bir yaşam tarzı vardır, burada ziraatla uğraşmanın yanında değişik işler le uğraşanlarda vardı misal arıcılık yapanlar. Bundan sonra hem Aksaray ilçelerine hem de (Zıvarıkın) Altınekin’in köylerine hudut olan Yavşankuyu köyümüz var.
Buranın özelliği şu sanırım: Başka ülkeden gelme ama eski göçmenlerden olduğunu sandığım bu insanların yüzde 90’ının soyadı Ertürk’tür. Bir de çok hızlı konuşur bu insanlar ama çok da cana yakınlar. Bunların konuşmalarını bir türlü anlayamazdım, “biraz daha ağır konuşun benim kulağım az duyar” derdim, gülüşmelere sebep olurdu bu espri.
Burasını Altınekin’e bağlı Topraklık ve Hacı Numan köyleri ile bırakıp dönelim. Biz İpekler köyümüze, Burunkuyu yaylası ile sınır olan bu köyümüz manevi yönden biraz zengin. Sebebi ise köyün üstündeki dağdan çok miktarda çıkan su, içme suyu olarak bütün obruk havalisinin içme suyunu karşılamaktadır. Bundan dolayı civar yayla ve köylerden ziyaretçisi bol olur.
Eee artık son köyümüz Katrancı… Bir tek Han Yaylası olan bu köyümüz obruk havalisinin meşhur Horasanlar sülalesi de bu köyümüzdeler ve oldukça kalabalık nüfusa sahipler… Çiftçi ve yörenin her köyü gibi hayli makineleşmiş ve koyunculukta da ileri safhadadırlar… Ayrıca Konya’da ticaretle de uğraşmaktadırlar.
Muhterem okuyucularım; şunu söyleyeyim… Bu yörelere 12 yıldır gitmem…
Eski bilgilerimi sizlerle paylaşmaya çalıştım, eğer lisanım sürçtü veya yanıldı isem sizlerin affına sığınır, hepinize saygılar sunarım.