Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu:

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu:

"Üsküdar'da 82, Tekirdağ'da 70, Beykoz'da 350, Sarıyer'de 130 yılda bir tekerrür edecek yağışlar oldu. Maalesef bu da sıkıntıya sebep oldu. Silivri'de 1 saatte 101,4 kilogram. İstanbul'da Temmuz ayında 32,5 milimetre yağış düşüyor. İstanbul'da 1 ayda yağa

İSTANBUL (AA) - Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Üsküdar'da 82, Tekirdağ'da 70, Beykoz'da 350, Sarıyer'de 130 yılda bir tekerrür edecek yağışlar oldu. Maalesef bu da sıkıntıya sebep oldu. Silivri'de 1 saatte 101,4 kilogram. İstanbul'da Temmuz ayında 32,5 milimetre yağış düşüyor. İstanbul'da 1 ayda yağacak yağmurun 3 katı 1 saatte Silivri'ye düşüyor. Biz, 17 Temmuz Pazartesi 14.25'te bütün kurumları ikaz ederek, çok kuvvetli yağış yağacağını, ani sel, su baskınları, yıldırım, ulaşımda aksamalar olabileceğini ifade ettik." dedi.

Eroğlu, Üsküdar'daki Devlet Su İşleri (DSİ) 14. Bölge Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında, başta iklim değişikliği olmak üzere yağış rejimindeki düzensizliklerin, şiddetli buharlaşma ve buna bağlı yaşanan kuraklık ve çölleşmenin kum ve toz fırtınalarının temel nedeni olduğunu açıklayarak, Türkiye'nin yurt içinde ve yurt dışında kum ve toz taşınımıyla mücadelede önemli çalışmalar yürüttüğünü dile getirdi.

Son zamanlarda İran basınında bölgedeki toz ve kum fırtınalarına Türkiye'deki barajların neden olduğu yönünde mesnetsiz iddialar yer aldığına değinen Eroğlu, İran'ın iddialarının aksine, 2013'ten itibaren Ortadoğu'nun tamamında kum ve toz fırtınalarında azalma görüldüğüne işaret etti.

Eroğlu, İran'ın kum ve toz fırtınalarını batıdan aldığını, bunun sonucunda İran'ın kum ve toz kaynak alanlarının Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır ve Libya olduğunun görüldüğünü aktararak, "İran yetkilileri ve basınının iddialarının aksine toz oluşumu ve toz taşınımının sebebi, Türkiye'de inşa edilen barajlar değildir." dedi.

Doğru şekilde inşa edilip işletilen su yapılarının Fırat-Dicle havzasına önemli faydaları olduğunu anlatan Eroğlu, kurak yıllardan biri olan 2001'de dahi Atatürk Barajı'na 16,2 milyar metreküp tabii akım gelirken, barajdan bırakılan su miktarının 20,6 milyar metreküp olduğunu, Fırat Nehri'nde Türkiye'den Suriye'ye son 30 yılda yıllık ortalama saniyede 718 metreküp su bırakıldığını, kurak dönemlerde rezervuardaki su seviyesini düşürmek pahasına Suriye ve Irak'a su verildiğini kaydetti.

Eroğlu, yüzde 95'i tamamlanan Ilısu Barajı'nda gelecek yıl su tutulmaya başlanacağını bildirerek, barajın devreye girmesiyle Dicle'deki taşkınların önleneceğini ve havzada buharlaşmaya bağlı ciddi su kayıplarının azaltılacağını söyledi.

Türkiye'yi barajlar nedeniyle eleştiren İran'da 647 barajın işletmede olduğunu, 260 barajın inşaatının devam ettiğini dile getiren Eroğlu, şöyle konuştu:

"İran, su ihtiyacını havzalar arası su aktarmak suretiyle gidermekte, Huzistan Eyaleti'nden merkez havzaya yılda 1 milyar 460 milyon metreküp su aktarmakta, bu da Hawizeh bataklıklarını kurutmaktadır. Kum ve toz fırtınaları bundan kaynaklanmaktadır. İran'ın yanlış su politikaları neticesinde oluşan çölleşme kendine kum ve toz fırtınası olarak dönmektedir. Bizden kaynaklanan herhangi bir kusur yoktur. İran, önceden haber vermeden Irak'a giden suları kesmektedir. Nitekim İran, son zamanlarda Küçük Zap ile Al Wand nehirlerinin sularını defalarca kesmiştir. Neticede biz de bu kum ve toz fırtınalarından muzdaripiz. Çünkü zaman zaman Güneydoğu Anadolu'ya da kum ve toz fırtınaları geliyor. Kum ve toz fırtınalarının sebebi, Türkiye'nin inşa ettiği barajlar değildir. Aksine bu barajların bütün bölgeye büyük faydaları var. İran'daki basın kasıtlı olarak Türkiye'yi hedef göstermek için böyle bir beyanatta bulunuyor."

- "Aşırı yağış olacağını duyurmuştuk"

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, son dönemlerde Marmara Bölgesi'nde kuvvetli yağışların meydana geldiğini ve bunların sel baskınlarına yol açtığını hatırlatarak, doğal bir olay olan taşkının, tedbir alınmaması halinde afete dönüştüğünü anlattı.

Dünyada iklim değişikliği nedeniyle yağış rejiminin değiştiğini, anlık kuvvetli yağışların daha şiddetli ve daha sık görüldüğünü belirten Eroğlu, dünyanın her yerinde sel baskınlarının meydana geldiğini örneklerle açıkladı.

Eroğlu, Türkiye'de iklim değişikliği sonucunda meydana gelen sel baskınlarına karşı yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verirken, taşkınla mücadele "taşkın erken uyarı sistemlerinin kurulması", "önleyici tedbirlerin alınması", "afet yönetimi"nin uygulandığını, isabetli tahminler için bin 674 ileri teknoloji ürünü Meteorolojik Gözlem Sistemi, 41 yıldırım tespit ve takip sistemi kurulduğunu kaydetti.

Can ve mal kayıplarıyla oluşabilecek zararları en aza indirmek amacıyla hazırlanan meteorolojik uyarıların, internet sitesi, SMS, mobil uygulamalar, e-posta, radyo, televizyon ile AFAD, muhtarlar, mahalli idareler, bölgesel tahmin merkezleri, medya, kamu kurumları ve vatandaşlara iletildiğini anlatan Eroğlu, "Şiddetli ve aşırı yağışlar 24 saat önceden resmi olarak da ilgililere iletilmektedir. 17 Temmuz saat 14.30'da aşırı yağış olacağını duyurmuştuk. Şu anda dünyadaki en ileri ikaz sistemine sahip olduğumuzu gururla ifade etmek isterim." dedi.

Eroğlu, taşkınları önlemek için yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verirken, 14 yılda inşa edilen 4 bin 31 taşkın koruma tesisi ile 4,5 milyon dekar alanın taşkınlardan korunduğunu ve 2023'e kadar bin 257 dere ıslahının yapılarak taşkınları asgariye indirmenin hedeflendiğini açıkladı.

Bazı belediyelerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, dereler üzerine tesisler yaptığını, hat geçirdiğini dile getiren Eroğlu, bunu önlemek için hazırlanan genelgelere göre derelerin DSİ'nin kontrolü altında olduğunu, yanına, üzerine yapılacak yapılarda DSİ'den görüş alınması gerektiğini vurguladı. Eroğlu, taşkınların yüzde 90'ının dere yatağına yapılan yanlış müdahale, işgallerden kaynaklandığını belirtti.

- "Alınacak tedbirleri alıyoruz"

Veysel Eroğlu, 18 Temmuz'da İstanbul ve çevresinde meydana gelen taşkınlara değinirken, şunları söyledi:

"Çok kuvvetli yağışın olacağı bir durumdu, radar görüntüsünden kuvvetli yağışın gelmekte olduğunu fark ettik. Beklediğimiz gibi bir yağış meydana geldi. Hakikaten bu yağış, çok şiddetli bir yağıştı. Biz bunların hesabını yaptık. Çanakkale Bayramiç'te 2 saatte 142,4 kilogram/metrekare yağış düştü. Bu, 500 yılda bir tekerrür edebilecek yağış miktarı. Silivri'de 1 yılda yağacak yağış 654 milimetre. Bunun altıda, yedide biri bir saatte düşüyor. Üsküdar'da 82, Tekirdağ'da 70, Beykoz'da 350, Sarıyer'de 130 yılda bir tekerrür edecek yağışlar oldu. Maalesef bu da sıkıntıya sebep oldu. Silivri'de 1 saatte 101,4 kilogram. İstanbul'da Temmuz ayında 32,5 milimetre yağış düşüyor. İstanbul'da 1 ayda yağacak yağmurun 3 katı 1 saatte Silivri'ye düşüyor. Biz, 17 Temmuz Pazartesi 14.25'te bütün kurumları ikaz ederek, çok kuvvetli yağış yağacağını, ani sel, su baskınları, yıldırım, ulaşımda aksamalar olabileceğini ifade ettik."

Silivri Değirmenköy Tavukçu Deresi ve yan kollarının taşarak tarım arazilerine zarar verdiğini, Gümüşyaka ve Çanta mahallesinde karayolu üzerindeki menfezlerin tıkanması sonucu birçok evin su altında kaldığını belirten Eroğlu, "Bazı semtlerde yüzey suları dereye intikal etmedi. Bu yağışların tekerrür süresi 200 yıldan fazladır, Silivri'de 500 yıl. Allah'a şükür can kaybı olmadı. Tesellimiz bu. Şu anda bu konuda da bütün arkadaşlarımız burada, biz bunu değerlendirdik, alınacak tedbirleri alıyoruz." dedi.

- Ege Denizi'ndeki deprem

Eroğlu, Ege Denizi'ndeki depreme ilişkin de "Allah'a şükür can kaybı yok. Büyük bir maddi kayıp da söz konusu değil. Sadece özellikle Bodrum Belediyesi'ne ait bir limanda yedi eminde bekleyen bazı tekneler, su bir miktar yükselince, hasar görmüş. Özellikle başta Bodrum olmak üzere tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun diliyorum. Kos Adası'nda maalesef ölüm var. Onlara da taziyelerimizi bildiriyoruz. Depremde tsunami hadisesi olmadı. Son aldığım bilgilere göre 10 santimetrelik deniz suyunun yükselmesi söz konusu." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı