İşte Mahir Ünal'ın açıklamalarından satır başları:

31 Mart bitmemiş bir seçimdi. Tamamlanmamış bir seçimdi. Başkanlık seçimlerinin 2. turuna benzer bir seçim. Bizim durduğumuz yerden bakıldığında net görünen birkaç husus var. Herkesin kabul ettiği yer değiştiren bir 16 bin oy var. Sayın Binali Yıldırım'ın ifadesiyle bu yer değiştirmeye biz halk dilinde çalma diyoruz. Biz seçim iptal olsun istemedik. Oylar yeniden sayılsın dedik. Ama maalesef oyların sayılmasına karşı çıkıldı. Seçimlerin yenilenmesi kararı çıktı. Bu süreçte karşımızda bilinçli ve sistematik yalan söyleyen biri var. En son Ordu'daki olayda olduğu gibi. Valiye söylediklerini tartışmıyorum. Daha vahim bir durum var. Bütün görüntülerde o ifadeyi kullandığı belli olmasına rağmen, son ortak yayında da inkar eden biri var. Siyasetin değil de ahlakın bir konusu olarak görüyorum.

 TARTIŞMALI OTEL GÖRÜŞMESİ

Bizim Sayın Engin Altay'la yaptığımız basın toplantısında, moderatör adaylarla görüşsün dedik. Ama Binali Yıldırım'la görüşme yapıldı. Etik problem Ekrem İmamoğlu'yla görüşmesini açıklamaması. İnsiyatif moderatöre bırakıldı ve adaylarla görüşsün dedik. Bunu altyapısını TRT hazırlasın dedik biz, CHP de FOX açıklasın dedik. İki fikir de kabul görmedi ve iki partinin ekipleri yayını gerçekleştirdi. Ekrem İmamoğlu Binali Yıldırım'ın soruları istediğini söyledi. Sonra bu hem CHP tarafından hem de İsmail Küçükkaya tarafından yalanlandı. 12 Haziran'da bir çerçeve belirlemek Küçükkaya ile görüştük. Burada bize adaylarla sadece telefonda görüşeceğim dedi. Bir gün sonra Ekrem İmamoğlu ile görüşmüş. 14 Haziran'da biz Engin Altay'la son bir toplantı yaptık. 15 Haziran'da ben Binali Bey'le son bir toplantı yaptık. "İsmail Küçükkaya sizi aradı mı?" dedim, Binali Bey "Hayır" dedim. Daha sonra Engin Altay'la görüştüm. Engin Altay bana "İki adayla da telefonda görüşmüş" dedi. Sonra ben İsmail Küçükkaya'yı aradım. "Neden adaylarla görüşmüyorsunuz?" dedim. Bana "Adayların yardımcılarıyla görüştüm" dedi.

"BİNALİ BEY MEYDAN OKUDU"

Moderatörüm şunu söyleme hakkı vardır. Görüştüm diyebilir. Toplantıda telefonla görüşeceğim deyip, sonra Ekrem İmamoğlu'yla 46 dakika gizli görüşmesi ahlaki bir sorundur. Bu görüşmedeki tek sorun gizlenmesi. Kaldı ki Binali Bey meydan okumuştur. Karşı taraf için mağdurluk duygusu yaratılmasın diye moderatör kim olursa olsun dedi. Binali Bey istedi. Ekrem İmamoğlu'nu açıktan desteklediğini söyleyen bir moderatör olsun istedi.

"YALAN SÖYLEDİ"

Sonuçta kameraların önünde gerçekleşti yayın. Mesele soruların verilip verilmemesi değil. Şeffaf davranılmaması. Sorduğum da bana görüşmedim demesidir. O gece Sayın Binali Yıldırım'ın performansı son derece iyiydi. Yaptırdığımız anketlerde Binali Bey önde görünüyor. Yayında olanlar konuşulmuyor zaten. Yayında şu oldu bu oldu bunlarla ilgilenmiyoruz. Sayın Binali Yıldırım'ın samimiyeti, vizyonu, devlet adamlığı ortaya çıktı. Bu olanlar Binali Bey'in performansını etkileyemez.

"BU MİLLETİN BİR FERASETİ VAR"

Altını çizdiğim şey şu: Açık bir şekilde bana ve Yıldırım'a yalan söylemesidir. Dün gece benzer şeyleri TRT'de de yaptı. Ekrem İmamoğlu'na soru sorulduğunda kavga çıkartıyor. Siz açık bir şekilde yalan söylediğiniz tespit edilmiş. Siz bu yalanınızda ısrarcı olmakta devam ediyorsunuz. Bu sorulduğunda da karşı tarafı düşman olmakla, tarafgirlikle suçluyorsunuz. Dün izledim olay çıkmasın diye soru sormaktan korkuyorlar. Aynısı Ahmet Hakan, Nagehan Alçı ve Fatih Portakal gibi isimler bir şey söylediklerinde linç ediliyor. İlk defa böyle bir şeyle karşılaşıyoruz. CHP adayı zeytinyağı gibi su üstüne çıkıyor. Ama şu unutulmasın bu milletin bir feraseti var. Millet sandıkta kararını verecek.

İlk defa bağımsız bir yayın yapıldı ve televizyonlara servis edildi. Etkisi ne olacaktır? Öncelikli olarak yıldızlara çıkarılmış CHP adayının alt yapısı olmadığını ve derinliği olmadığını görmüştür. İstanbul'da insanların erişemediği hiçbir hizmet yoktur. Kendisinin vaat olarak anlattığı şeyler zaten var. Seçmen iki aday arasındaki farkı gördü. Aslolan milletin vereceği karardır. Seçimin hayırlı olmasını diliyorum. Türk siyasetinin yalandan ve ahlaki sorunlardan uzaklaşmasını diliyorum.

Mısır'ın ilk ve tek seçilmiş Cumhurbaşkanı'ydı. Batılılar Mısır ver Tunus'ta birinci sınıf demokrasiyi hazmedemediler. Mursi'nin ardından 15 Temmuz'da yaşananları alkışlayanlar bir kez daha hareket geçti. Ama bunlar azınlıktalar.