Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Pişman olmamak için haberin namusunu korumalı!

Devir, Peygamberimizin dönemi. Aleyhisselatü vesselam, zekat gelirlerini tahsil etmek üzere Velîd b. Ukbe isimli sahabisini Mustalik oğullarına gönderdi. Velid ile bu kabile arasında daha önceden bir husumet yaşanmıştı. Velîd, kabilenin yurduna giderken eski günleri, onlarla yaşanan olayları düşündü ve bir kısım evhamların içerisine düştü. Ya o kabilenin adamları eski hesapları karıştırarak kendisine bir zarar verirlerse diye düşüncelere daldı.

Öte yandan Mustalik oğulları Peygamberin zekât memurunun kendilerine gelmesinin geciktiğini görünce, Allah Rasülünün elçisi gelmediyse biz ona gidelim deyip zekat mallarını toplayıp Medine’ye doğru yola çıktılar.

Velîd, uzaktan onların geldiğini görünce korkuya kapılıp geri döndü ve Peygamberimize Mustalik oğulları sözlerinde durmamışlar, dinlerini terk etmişler, benim üzerime yürüdüler ve beni öldürmeye kalktılar gibi sözler söyledi. Peygamberimiz Hz. Halid’i bir müfrezeyle hazırlanıp gitmesi için görevlendirdi, durumu araştırıp gereğini yapmasını ondan istedi. Halid, onlara yakın bir yerde karargâh kurdu, gece onların konduğu yerden ezan seslerini duydu ve onların cemaatle namaz kıldıklarına şahit oldu, sonra onlarla görüşüp Peygamberimize döndü ve haberin asılsız olduğunu bildirdi. Böylece o kabile ile muhtemel savaşın eşiğinden dönülmüş oldu. Yaşanan bu olaylar üzerine şu ayet indi.

Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz. (49/6)

Ayette geçen haber anlamına gelen nebe’ toplumu ilgilendiren önemli haber demektir. İnsanlık için son derece önemli haberler getirdikleri için peygamberlere de nebî denmiştir.

Fâsık, yoldan çıkmış kimse demektir. Evet, toplumu ilgilendiren önemli bir konuda haber yapanlar duyarlı olmalıdırlar. Allah’a hesap vereceklerini düşünüp yoldan çıkmadan, haberi bir emanet görüp onun saygınlığını korumalıdırlar. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadıkları konularda da sorumlu davranmalıdırlar. Aksi taktirde peygamberin ashabından bile olsa, Fâsık damgasını hak etmiş olacaklardır.

Ayette size gelen haberleri iyice araştırın emri, son derece anlamlıdır. Araştırma habere konu olan taraf ve kaynakları yerinde görüp inceleme, taraflarla bizzat görüşme şeklinde olacaktır. Ayet, eksik, yalan haberler yapmayın ve bu haberlerin esiri olmayın mesajı vermektedir. Bu noktada asılsız yahut eksik haber yapanlar da böyle haberlere itibar edip tavır takınanlar da sorumlu olacaklardır.

Ayet, çok önemli bir uyarıyla sona ermektedir: Bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz. Cehalet, dünya ve ahirette pişmanlık sebebidir. Dünyada haberdeki yalanınız ortaya çıkar, yalan haber sebebiyle zarar verdiğiniz kişilerin mağduriyetleri sebebiyle pişman olursunuz. Bu noktada çoğu zaman son pişmanlık fayda vermeyecektir. Ahiretteki pişmanlık ise daha acıklıdır. Ahiretteki pişmanlıkların ise kimseye bir yararı olmayacaktır.

Önceki gün 14 Mayıs 2017’de saygıdeğer Diyanet İşleri Başkanımız, şehrimizi ziyaret ettiler. Onun şehrimize teşrifleri şehrimizi onurlandırdı. Ancak onun tam da şehrimize geleceği günlerde, bir-iki yıl önce yaşanmış, haberler hakkında gerekleri yapılmış olan bir iki haberi gündeme getirenleri üzülerek görünce bu ayeti ve mesajını bir kere daha hatırlatalım dedik. Belki düşünenler ibret alırlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.