Prof. Dr. Önder Kutlu: Yarıbaşkanlık sistemi geliyor
Selçuk Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu Hocamızla Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair konuştuk...
Prof. Dr. Önder Kutlu, referandumun ardından yapılan Anayasa değişikliğinin, 10 Ağustos’taki seçimin ardından fiilen uygulamaya gireceğini söyledi. Yani, parlamenter sistemden yarı başkanlık sistemine fiili olarak geçilmesine 5 gün kaldı...
Selçuk Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, ilk defa yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin ayrıntıları Memleket’e anlattı. İşte kritik seçimle ilgili çok önemli notlar:
BU SEÇİMLER TÜRKİYE İÇİN BİR MİLATTIR
“Referandumla gelen Anayasa değişikliğiyle parlamenter sistemden yarı başkanlık sistemine geçiş oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle bu fiili olarak da gerçekleşmiş olacak. Türkiye şu anda yarı başkanlık sistemine geçmiş olmakla birlikte, bu seçimler de bir milat olacak.”
CUMHURBAŞKANI NE KADAR GÜÇLÜ OLACAK?
“Milletvekili olmak için bir başbakan 100 bin oy almak zorunda. Ancak Cumhurbaşkanı olacak kişi 25 milyon oy alacak. Bir tarafta 100 bin oy alan başbakan, bir tarafta 25 milyon oy alan Cumhurbaşkanı. Buradan anlayabiliriz Cumhurbaşkanının ne kadar güçlü olacağını.”
ERDOĞAN’DAN SONRA BAŞBAKAN KİM OLUR?
Başbakanlık için Binali Yıldırım, Ali Babacan, Bülent Arınç 3 dönem kuralına takılıyor. Türkiye’nin dış politikasında, paralel yapıyla mücadelede başarılı olabilecek ama siyaseten çok da hırslı olmayan, vizyonu geniş bir isim olarak Ahmet Davutoğlu’nu görüyorum.
>İŞTE SÖYLEŞİNİN TAMAMI
Türkiye nasıl bir seçime gidiyor ilk bunu soralım? Ortamı nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlk önce şu konuyu aydınlatmamız lazım. Referandumla gelen Anayasa değişikliğiyle hukuksal olarak sistem değişikliğine gidildi. Parlamenter sistemden yarı başkanlık sistemine doğru bir geçiş oldu. Fiili olarak da cumhurbaşkanlığı seçimleriyle gerçekleşmiş olacak. Türkiye şu anda yarı başkanlık sistemine geçmiş durumda bunu söyleyelim.
Nasıl anlıyoruz böyle olduğunu?
Yarı başkanlık sistemi olduğu zaman devlet başkanının, bakanlar kurulunun, görev, yetki ve sorumluluklarda değişme anlamına geliyor. Anayasaya baktığınız zaman buna paralel değişiklikler olmuş değil ama bu durum sistemin yarı başkanlık olmasına da engel değil. 1982 anayasasının cumhurbaşkanına verdiği aşırı yetkiler vardı bunu oyladık. Parlamenter sistemde olmaması gereken yetkilerdi.
Bu halk onayıyla olmuştu.
Vatandaş bilmeden seçti. Milli Güvenlik Konseyi üyelerini Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyeleri diye seçtik. Birazda Kenan Evren düşünülerek Cumhurbaşkanlığı yetkileri çok artırılmıştı. Bizim Cumhurbaşkanımızla İngiltere Kraliçesini kıyasladığınızda bizde yetkilerin kat kat daha fazla olduğunu anlıyoruz.
Bu denli yetki anayasayla verilmiş oldu?
Yasama, yürütmeyle ve yargıyla ilgili yetkilerine baktığımızda bizim Cumhurbaşkanımız aşırı derece yetkili. Anayasayla gelen bir yetki daha vardır oda Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler aleyhine yargı yoluna başvurulamaz. Cumhurbaşkanı kararları aleyhine dava açılamıyor. 10 veya 24 Ağustos’ta yine bu kadar yetkiye sahip olup halk tarafından seçildiği için başka yetkilere de sahip olacak.
Başkan demeyeceğiz değil mi?
Cumhurbaşkanı diyeceğiz. Niçin yarı başkan diyoruz, çünkü halk tarafından seçilmiş olmak çok önemli bir durum. Bütün önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sorunlar olmuştur ancak onlarda millet iradesi yoktu. Burada doğrudan millet iradesi var.
Yarı Başkanla bizdeki Cumhurbaşkanı arasında yetki bakımdan ne farklılıklar var?
Sadece 2 konuda Fransa Cumhurbaşkanı (Yarı Başkan) bizim Cumhurbaşkanımızdan ayrılır. Birincisi, seçimlerden 1 yıl geçmek şartıyla Cumhurbaşkanı Fransız Meclisini feshedebilir, senatoyu feshedemiyor ama millet meclisini feshedebiliyor. Bizim Cumhurbaşkanı da meclisi feshedebilir ama 2 durumda. 1.si seçimlerden sonra 45 günlük süre içerisinde TBBM Başkanlık Divanı teşkil edilemezse 2.si de 45 gün içinde hükümet kurulup güvenoyu alamazsa.
Tayyip Erdoğan’ın seçildiği zaman kullanırım dediği yetkiler de bunlar mı?
1.si Bakanlar Kuruluna başkanlık edebilir, olağanüstü durumlarda. Nedir bu olağanüstü durumlar işte mesela 17-25 Aralık süreçleri, Irak veya Suriye’de yaşananlar. Petrol krizi. Bunlar Cumhurbaşkanına göre olağanüstü olarak değerlendirilebilir. Anayasada da var bu.
2.durum şudur. Bürokrat, Vali, Büyükelçi atamalarına karışabilir Cumhurbaşkanı, bu bugün de böyle. Yasamayla ilgili baktığımızda kanunları inceleme onaylama, anayasaya aykırı olan yetkileri geri yollama yetkisi var. Anayasa Mahkemesi Üyelerini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını, Başsavcı Vekillerini, Danıştay Üyelerinin 4’de 1’ini Cumhurbaşkanı seçer.
Yeni dönemde ne değişecek? Cumhurbaşkanı daha mı güçlü hale gelecek?
Cumhurbaşkanı daha açıktan görüşlerini ifade edecek yeni dönemde. 550 milletvekili, 55 milyon seçmen, 100 bin oyla bir milletvekili. Bu denklemden bakalım. Milletvekili olan Başbakan 100 bin oyla seçilir ancak Cumhurbaşkanı oyların yarısını 25 milyon oyu alacak. Bir tarafta 100 bin oyla seçilen başbakan bir tarafta 25 milyon oy alan Cumhurbaşkanı… Buradan pay biçilebilir Cumhurbaşkanının ne kadar güçlü olacağı.
Adaylar arasında İstanbul’da 2 milyon kişiyi toplamış bir Tayyip Erdoğan var.
Evet, bu kadar sıcak havada, bayram tatilinde o kadar kişiyi toplayan kişi elbette Abdullah Gül veya A. Necdet Sezer olmayacaktır. Bu kadar oyu alan kişi meşruiyetini halktan almış olacak. İç-dış politikada daha etkili olacaktır, daha müdahil olacaktır atamalara.
Başbakan ne olacak?
O da bir adım geri çekilmek zorunda olacak. Çünkü karşısında bu kadar oy almış biri olacak. Başbakanlar biraz daha dolaylı yollarla seçildiğinden biraz daha geride. Doğrudan seçilense Cumhurbaşkanı. Oy veren direk kimi istiyorsa ona basacak mührü. Bakanlar Kurulu kararından Konya’ya atanacak Müftüye kadar Cumhurbaşkanının imzası gerekiyor.
GALİBİ BELLİ OLAN BİR SEÇİM
Herkesin böylesi yetkilerle kuşatılmasına evet diyecek mi halk?
Aynı yetkiler kim Cumhurbaşkanı olursa onun için de geçerli.
Muhalefet Partileri bu yetkilerden habersiz mi? Sen karışamazsın projelere falan gibi çıkışları oluyor muhalefet liderlerinin?
Tecahül-i Arif yapıyorlar. Bilip bilmezlikten geliyorlar. Seçimin galibi bana göre belli. Olağanüstü bir şey olmadıkça Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanacağını malum. Muhalefet mağlubiyetin faturasını ödemek istemiyor. Onlarda kendi adayları seçilirse yetkilerinin fazla olacağını biliyorlar. Nitekim Selahattin Demirtaş’ın geçen günlerde şöyle bir deyişi oldu: “Eğer ben Cumhurbaşkanı olursam Tayyip Erdoğan’ın Allah yardımcısı olsun.” Cumhurbaşkanı seçilince yetkilerini kullanacağından “Diktatör oldu” diyebilecekleri bir şey çıkacak ortaya.
Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Genel seçimlerin provasını yapıyor MHP ve CHP. MHP’li seçmene çatı aday vasıtasıyla CHP’yle kaynaştırmayı sağlamaya çalışıyorlar. Genel seçimler birinci adımdı bu da ikinci adım. Gelecek seçimlerde bir koalisyon falan çıkarabilir miyiz, bunu düşünüyorlar. İhsanoğlu küresel sermayenin adayı Kemal Bey veya Devlet Bey de gönülden istemediler zaten. İhsanoğlu miting yapıyorda TRT mi göstermiyor?
İhsanoğlu, Erdoğan ve Demirtaş’ın eşitsiz yarıştığı konuşuluyor sizce de öyle mi?
Hayır değil. Güçlü bir aday çıkarabilirlerdi. Parti tabanlarının canı gönülden destekleyeceği adaylar. Bence eşitsizden ziyade daha adaletli bir seçim öncekilere göre. Devlet Bahçeli veya Kemal Kılıçdaroğlu kendileri çıkabilir her türlü propagandaları yapabilirlerdi. İthal adayı çıkarmak zorunda kalmazlardı. Şimdi CHP’li ve MHP’li seçmene çatı adayı anlatmaya çalışıyorlar şimdi.
Ekmeleddin İhsanoğlu kazanamazsa ne olur CHP’de?
İhsanoğlu kazanırsa CHP’de liderlik sorgulanır. Ben sanmıyorum kendisinin kazanacağını. Kazanamazsa da aynı durum daha farklı şekilde olacak. Eğer başarısız olursa CHP içinden farklı sesler lider değişikliği talep edecektir. Şapkalarını önlerine koyup “Biz nerede hata yaptık” diye düşünmeleri lazım. Dolayısıyla ciddi şeyler yaşanacaktır o süreçte.
Tayyip Erdoğan seçilirse kim Başbakan olur?
Birkaç realite var. 3 dönem kuralı sıkı sıkıya bağlı bir Ak Parti var. Binali Yıldırım, Ali Babacan, Bülent Arınç gibi isimler bu kurala takılıyorlar. Türkiye’nin dış politikasında, paralel yapıyla mücadelede başarılı olabilecek ama siyaseten çokta hırslı olmayan, makamda mevkide gözü olmayan, vizyonu geniş, geniş bir ufka sahip; kim bu isim Ahmet Davutoğlu.
Abdullah Gül ismi vardı ilk zamanlarda?
Olamaz çünkü milletvekili olması lazım ancak Sayın Gül milletvekili değil. Belki BM Genel Sekreteri olabilir, İyi Niyet Elçisi olabilir önemli görevlerde bulunabilir uluslar arası örgütlerde ancak ben artık Ak Partide Abdullah Gül devrinin bittiğini düşünüyorum.
Davutoğlu, Doğu’dan Güneydoğu’dan oy alabilir mi? Gelecek seçimler için soruyorum.
Alabilir. Bitlis’e Diyarbakır’a Hatay’a giden bir isim Davutoğlu, önemli toplantılarını oralarda yapıyor. Orta Anadolu’dan önemli ölçüde oy alabilir. Başbakanla aynı şekilde düşünen bir insan kendisi. Ak Parti içinden de ciddi destek alır.
Başbakan “Cumhurbaşkanlığı yan gelip yatma yeri değildir” diyor. Konuştuk ama yetkileri kullanacağından mı böyle diyor?
Arkasında halk desteği olan bir Cumhurbaşkanı için bu böyledir gerçekten. Başbakan halk adamıdır bir de duran bir isim değildir. Durmak, sadece törenlere katılmak Başbakanın karakterine uygun değil. Suriye’de Filistin’de Irak’ta yangın varken biz iç işlerimize bakarız denilemez, davetlere katılmakla olmaz. Erdoğan bunların farkında bir insan o yüzden Cumhurbaşkanı bir adım öne çıkacak.
Bundan sonraki süreçte halk ne derse o olacak.
Evet, halkın dediği olacak. Ülkemizin sağlıklı bir seçim atlatmasını temenni ediyorum. Ülkemiz için hayırlı bir seçim olsun.
Hümeyra USLU-Memleket Söyleşi