"Ramazan ayı, insanın fabrika ayarlarına dönmesidir"
İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Yılmaz:- "Ramazan ayı, bir Müslümanın manevi hayatını fabrika ayarlarına döndürmek, bozulan dengesini tamir etmek üzere Cenab-ı Hak'ın bir ihsanıdır. Ramazan ayı, insanın fabrika ayarlarına dönmesidir"- "Eskiden 'jet imam' takın
İSTANBUL (AA) - KENAN IRTAK - İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, "Ramazan ayı, bir Müslümanın manevi hayatını fabrika ayarlarına döndürmek, bozulan dengesini tamir etmek üzere Cenab-ı Hak'ın bir ihsanıdır. Ramazan ayı, insanın fabrika ayarlarına dönmesidir." dedi.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazanın dini, içtimai ve sosyal hayatta çok önemli dönüm noktası olduğunu belirtti.
Ramazan ayını, yılda bir kez "bir aylık kamp hayatı" olarak nitelendiren Yılmaz, "Ramazan ayı, bir Müslümanın manevi hayatını fabrika ayarlarına döndürmek, bozulan dengesini tamir etmek üzere Cenab-ı Hak'ın bir ihsanıdır. Ramazan ayı, insanın fabrika ayarlarına dönmesidir. İnsan etkiye açık canlı bir varlıktır. Okudukları, duydukları, seyrettikleri, takip ettikleri; insanın gönül ve zihin dünyasını savurmaktadır. Dikkatlerimiz dağılıyor. Aslında ramazan; yeniden fabrika ayarına girmek, bir kamp hayatı ile kendimize çeki düzen vermek, gönül dünyamızı imar etmek, oruçla ihsan kıvamında bir ibadet yaşamak ve merhameti kuşanmaktır." diye konuştu.
Yılmaz, ramazanın, gönül dünyasını inşa faaliyetlerine ehemmiyet verilen bir ay olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Kur'an bu ayda indirilmiştir. Kur'an en yoğun bu ayda okunur ve anlaşılmaya çalışılır. Oruç, ramazan ayına münhasır bir özelliktir. Zekat daha çok ramazanda verilir. Fitre bu ayda verilir. Ramazan ayı, 11 ayın tahribatını düzeltmeye yönelik adım attığımız ve çevremizin farkına vardığımız bir aydır. Çünkü diğer aylarda çevremizi, çoluk çocuğumuzu unutuyoruz. Onlarla yemek yemeye bile vaktimiz olmuyor. Ramazan, iftar sofralarıyla sahur bereketiyle ve teravih namazlarıyla bize bir aile, millet ve ümmet olduğumuzu daha yoğun bir şekilde hatırlatan bir ibadet iklimidir. Ramazan hem kendimizin hem de çevremizin hem de nimetlerin farkında olduğumuz bir dönemdir."
- "Sofralarımızda fakirlere yer açmalıyız"
İnsanın aç kaldığı zaman nimetlerin ve bunlardan mahrum olan fakirlerin farkına varabildiğine dikkati çeken Yılmaz, tokun, açın halinden anlamasının beklenemeyeceğine vurgu yaptı.
Hz. Muhammed'in bir Hadis-i Şerifi'nde "Fakire yemek yedirmenin ve insanlar arasında selamı yaymanın en hayırlı amel" olduğunu söylediğini hatırlatan Yılmaz, "Ramazanda biz en çok düşen şey, fakirin ve fukaranın farkında olmamızdır. Sofralarımızda fakirlere yer açmalıyız. Onların ihtiyacını giderecek yol ve yöntemler bulmalıyız. Onların yalnız olmadığını hissettirmeliyiz." ifadelerini kullandı.
- Mahyaların bu yıl ki teması "israf olacak"
İstanbul Müftülüğünün ramazan ayının gelmesiyle insanların ibadetlerini rahat bir şekilde yerine getirmesi için tedbirler aldığını anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Mukabele okunacak camileri, teravihlerin hatimle kılındığı camileri ilan ediyoruz. Ramazanın son 10 gününde itikafa girmek isteyenler için bu hizmeti veren camileri ilan ediyoruz. Fıtır sadakasını ilan ediyoruz. Vaaz ve irşat hizmetlerimizi artırıyoruz. Enderun teravihinin kılındığı camileri ilan ediyoruz.
Mahyalarımız hazırlanıyor. Bu sene özellikle israf konusunu gündeme taşıyan mahyalarımız var. Çağımızda insanların en büyük sorunlarından birisi israf. Sadece yemek içmek israfı değil, zaman israfından insan israfına varıncaya kadar türlü alanlarda israflarımız var. İsraf, tüketim çılgınlığıdır. Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından bu yılki temamız israf olarak belirlendi. Dünyada şu kadar insanlar açlıktan ölürken, şu kadar da insan tokluktan obeziteden ölüyor. İlahi adalet sanki adeta diğerlerinin intikamını alıyor tabiri caizse. İnsanlara obezite denilen bir şeyin varlığını ve nimetlerden doymamak gerektiğini anlatmak ve ramazanı buna vesile kılmak bizim görevlerimiz arasında."
- " Eskiden 'jet imam' takıntısı vardı"
Her yıl gündeme gelen teravih namazlarını hızlı kıldırma konusuna da değinen Yılmaz, bütün namazlarda olduğu gibi teravih namazlarının da tadili erkanla kılınması gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, namazda her rekatın, her rükunün hakkını vererek, teenni ile kılmak kılmak gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Tadili erkanla kılınan namaz, insanın kalbine tat verir, hızlı kılınan namaz ise kalpte çarpıntı meydana getiriyor, namazdan alınan hazzı engelliyor. "Jet imamlık' moduna girmeden, teravih namazının hakkını vererek kıldırmak gerekiyor. Tadili erkan kaybolduğu zaman namaz namaz olmaktan çıkıyor. Bir yük olmaya başlıyor. Her ramazan öncesinde imamlarla yapılan toplantı ve yazışmalarda bunları söylüyoruz. Eskiye göre hamdolsun azaldı. Eskiden 'jet imam' takıntısı vardı. İmamlar böyle bir moda girip daha çok cemaat kazanmak derdine düşüyordu. Cemaat de hızlı kıldıran bir yere gidelim hemen çıkalım oradan da falan yere gidelim, çay içeriz sohbet ederiz gibi birtakım hesaplar yapıyordu. Bunun artık çok fazla bir anlamının olmadığını insanlar görmeye başladı. Kalbi sıkıştıracak kadar hızlı namaz kıldıran imam kalmadı diye düşünüyorum. Varsa da haberimiz olsun, gereğini yapalım."
AA
Kaynak: