yazar-45
Ramazan, Türkler ve Çok Kültürlülük
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan, Avrupadaki Müslümanlar arasında adeta bir bayram havasında yaşanmaya devam ediyor. Bayram havasını hergün verilen iftar yemeklerinde hissetmemiz ve tatmamız mümkün. Bu haz, bu tat sadece toplu iftar yemeklerinde değil kendi evimizde, ailemizde de hissedilmekte. Hele iftar saatine ramak kala, insana hakim olan halet-i ruhiye nasıl anlatılır bilemiyorum. Gerçi insan gün içinde biraz yorgun ve halsiz oluyor ancak, Ramazanın cilvesi ve nefisle mücadele her şeyin ötesine geçiveriyor.Her yıl Ramazan süresince bu satırlarda Ramazannın çok kültürlülük anlayışına olumlu katkı sağladığını yazar dururuz. Ramazan vesilesiyle bir taraftan küçük entegrasyon, yani aileler arası, gruplar arası kaynaşma ve karşılaşma yaşanırken diğer taraftan Türklerle Hollandalılar ve diğer etnik gruplararası bir kaynaşma ve yakınlaşma da sağlanmakta. Dolayısıyle Ramazan sadece Oruç tutmaktan ibaret olmayıp, sosyal dayanışmanın, sorumluluğun, tanışmanın, ortak çalışmanın ortaya çıktığı bir ay olarak yaşanmaktadır. Diğer taraftan 3 Ekimde ABnin ülkemizle ilgili vermiş olduğu tarihi karar, yani ABnin Çok kültürlülüğüseçmesi de Ramazan gibi diğer bir çok etkinlikle sözkonusu anlayış tüm Avrupa ülkelerine hakim olmak zorundadır. İyi ki AB kültürel ırkçılığı seçmedi. Bunu savunanlar azınlıkta kaldılar. Şimdi seçilen çok kültürlülük sadece ABnin merkezinde kalmamalı. Brükselden başlayıp tüm Avrupa başkentlerini sarmalı çok kültürlülük anlayışı. Bunun gerçekleşmesi kolay olmayacak elbette. Avrupalıların başta Türkiye ve Müslümanlar hakkındaki önyargılarını bertaraf etmek kolay olmayacak. Çok kültürlülük öldü diyenlerin yanısıra, çok kültürlülüğü savunanların olması bizim işimizi bir hayli kolaylaştıracaktır. Kültürler arası, gruplar arası, dinler arası tanışmaya vesile olacağından hareketle bu yıl sadece Amsterdamda iki ayrı fon oluşturulmuş. Bu fonlardan bir tanesi özellikle Ramazan ayında düzenlenecek ve çok kültürlülüğü destekleyen etkinliklere maddi katkıda bulunmakta. Sözkonusu projenin ilk iftar yemeğine Amsterdam Belediye Başkanı Cohen de katılarak destek verdi. Ramadan Festival 2005 adıyla oluşturulan bu fon bu yıl Ramazan boyunca yirmi altı etkinliğe maddi destek vermiş. Genellikle iftar öncesi veya sonrası organize edilen etkinlerden bazıları şöyle: Medyada İslam, İslam ve Modernite, Ramazan Geceleri, Dinlerarası Debat, İslam Literatürü, Dijital Vatandaş, Hıristiyan ve Yahudilerle Karşılaşma, İslam ve Aktüalite, İslam ve Gelenek, Kadir Gecesi, vb. Maddi yardım alan kurumların içinde sadece bir Türk kuruluşu olsa da, genelde Faslı kurumların ve Hollandalı kuruluşların sözkonusu imkandan yararlandıkları görülmektedir. Muhtemelen Türk kuruluşları bu yılki Ramadan Festivale proje sunmakta geç kaldılar. Ya son vakit duydular ya da müracaat etmediler. Belki de ihtiyaçları yok yardıma(!)Ramadan Festival 2005 Amsterdam Belediyesi, Yabacılar ve Uyum Bakanlığı ve diğerleri tarafından desteklenmiş. Demekki çok kültürlülük Hollanda için bugün dünden daha fazla ihtiyaç duyulan bir anlayıştır. Diğer taraftan Ramazan dolayısıyla Türklerin Brükseldeki bir başka tarihi başarısı da Avrupa Parlamentosunda bu yıl ilk defa bir iftar yemeğinin verilmesidir. Kültürlerarası Diyalog Platformu, Belçika-Türk İşadamları Derneği öncülüğünde ve Avrupa Parlamentosu destekli gerçekleşen ve Avrupadaki Türk kökenli siyasetcilerin (Cem Özdemir, Emir Kır, Cemal Çavdarlı, Fatma Pehlivanlı, Emin Özkara v.d.) çoğunun katıldığı bu iftara otuza yakın Avrupa Parlamentosu milltevekilinin katılması da bambaşka bir başarıdır. Hatta iftar yemeğine Türk dostu olarak bilinen ABD Temsilciler Űyesi Robert Wexler de sayın Cem Özdemirin özel davetiyle katılmış. İftara katılan Zaman gazetesi köşe yazarı Abdullah Aymaz duygularını şöyle açıklıyor: AP binasına benim ikinci gelişim, ancak bu sefer durum bambaşka. Büyük bir salonda iftar veriliyor. Orta yerde neyzen grubu oturmuştu. Elliye yakın masa vardı. Her masada sekiz kişi oturuyordu. AP kayıtlarına göre bugüne kadar bu salonda verilen en büyük katılımlı yemek programı bu iftar. Her milletten her ırktan, her zihniyetten insan vardı. İftar yemeği tam bir Anadolu kültürünü yansıtıyordu. Meşhur Kayseri pastırmasından helvasına kadar her şey mükemmeldi.Evet Ramazan, Avrupada her yıl bambaşka yaşanır. Ancak bu yıl bir daha başka yaşanıyor. Bu başkalığın altında elbette Türk ve İslam kültürünün Ramazan vesilesiyle içinde yaşadığımız insanlara anlatma fırsatı yakalamamızdır. Müslümanlar sadece Amsterdamda, Brükselde değil Avrupanın her köşesinde Ramazanı dopdolu yaşayırlar ve yaşatıyorlar. Yapmış oldukları etkinliklerle Avrupa çok kültürlülüğüne katkıda bulunuyorlar. Bu katkının sadece Ramazanla sınırlı olmaması dileğiyle hayırlı ramazanlar dilerim.