Safranbolu'nun asırlık camileri teravihlerin merkezi
Karabük'ün Safranbolu ilçesinde mimarisinin yanı sıra ilginç yapılış öyküleriyle de dikkati çeken asırlık camiler, özellikle teravih namazlarında ilgi görüyor- Sürgündeki paşa tarafından yapılan Köprülü Mehmet Paşa, banisi idam edilen ayan Kazdağlıoğlu, v
KARABÜK (AA) - Karabük'ün UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ndeki Safranbolu ilçesinde, mimarisinin yanı sıra ilginç öyküleriyle de dikkati çeken asırlık camiler, özellikle teravih namazlarında yoğun ilgi görüyor.
Kültür hazinelerinin arasında yer alan binlerce yıllık tarihi konaklarıyla adını dünyaya duyuran Safranbolu, mimari özelliklerinin yanı sıra halk arasında ve çeşitli kaynaklarda anlatılan ilginç hikayeleriyle dikkati çeken 355 yıllık Köprülü Mehmet Paşa, 238 yaşındaki Kazdağlıoğlu, 1796'da yapılan İzzet Mehmet Paşa ve 1878'de bitirilen Lütfiye gibi camileriyle de vatandaşlara, ibadetin manevi huzurunu tarihi ortamda yaşama imkanı sağlıyor.
Karabük Müftüsü Halil Bektaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçenin tarihi kesimlerinde yer alan asırlık camileri, ramazan aylarında ibadetin manevi huzurunu daha fazla yaşamak isteyen vatandaşların tercih ettiğini söyledi.
Tarihi camilerin özellikle cuma ve teravih namazlarında dolup taştığını ifade eden Bektaş, "Tarihi camiler aslına uygun korunarak ibadete açık tutuluyor ve özellikle ramazan aylarında vatandaşımız tarafından daha çok tercih ediliyor. Müslüman turistlerin de tercihi bu camilerimiz. Müftülük olarak biz de tıpkı diğer camilerimiz gibi buralarda gereken çalışmaları yapıyoruz." dedi.
- Köprülü Mehmet Paşa Cami̇si̇
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 1661'de hizmete açılan Köprülü Mehmet Paşa Camisi'ne büyük kemerli kapıdan giriliyor. Caminin avlusunda zaman göstergesi tarihi güneş saati, günümüzde hala işlevini sürdürüyor. Avluda bir de namaz vakitlerinin tespit edildiği muvakkithane bulunuyor.
Caminin inşasıyla ilgili öykü, Paşa'nın sürgün olarak geldiği Safranbolu'da sıkıntılı anlar yaşadığı dönemde adak adamasıyla başlar.
Sürgündeyken ilk namaz kıldığı dergahın yerine, affedilmesi ve İstanbul'a dönmesi halinde cami yaptıracağı yönünde adakta bulunan Köprülü Mehmet Paşa, 1656'da sadrazam olmasının ardından sözünü yerine getirerek, 1658'de inşaat emrini verir.
- Kazdağlıoğlu Cami̇si̇
İdam edilen Kazdağlıoğlu Mehmet Ağa tarafından 1778'de yaptırılan Kazdağlıoğlu Camisi, Safranbolu'nun önemli tarihi yapıları arasında yer alıyor.
Giriş kapısı üzerindeki yazıtta, Borlu Ayanı Kazdağlıoğlu Mehmet Ağa tarafından inşa ettirildiği anlatılan cami, taş ve tuğladan tek kubbeli yapılmış. Caminin, üç bölümlü son cemaat yeri bulunuyor.
Kazdağlıoğlu Camisinin inşasıyla ilgili halk arasında ve bazı kaynaklarda anlatılan öyküye göre, şehir ve kasabaların ''ayan'' denen itibar ve nüfuz sahibi kişilerin, Osmanlı Devletinin merkezi gücü zayıflayınca, taşralarda önemi arttı. Safranbolu'da da güçlenen nüfuz sahibi kişilerden Borlu Ayanı Kazdağlıoğlu Mehmet Ağa, 1778'de kendi adına cami inşa ettirdi. Camiye gelir sağlamak amacıyla da Safranbolu'ya 24 adet dükkan yaptırdı. Mehmet Ağa aynı yıl, "vergi toplama ve güvenliği sağlamada devlete yardımcı olmadığı" gibi gerekçelerle idam edildi.
- İzzet Mehmet Paşa Cami̇si̇
Osmanlı Padişahı 3. Selim döneminde 1794-1798'de sadrazamlık yapan Safranbolulu İzzet Mehmet Paşa tarafından 1796'da inşa ettirilen cami, 18. yüzyılda Batı etkilerinin Türk mimarisine yansıdığı eserler arasında gösteriliyor. İstanbul'daki Nuruosmaniye Camisinin küçük bir modeli olarak görülen caminin mihrabında Padişah 3. Selim'in tuğrası var.
Kalem işleri, bezemeleri, çok köşeli kalemi andıran minare gövdesinin yanı sıra külah ve alemiyle estetik unsurlar yansıtan, örtü elamanları dıştan kurşunla kaplı olma özelliğiyle Safranbolu'daki camiler içinde tek olan yapı, mihrabı, minberi, kalem işleri ve parmaklıklarına kadar bütünlük duygusu oluşturuyor.
Caminin inşasıyla ilgili anlatılan öyküye göre, yapımının ardından caminin minaresi defalarca yıkılır. Minarenin son bir kez daha yaptırılmasına karar verilerek, sağlam inşa edene çok büyük para verileceği ancak minare yine yıkılırsa, minareyi yapan ustanın "boynunun vurulacağı" duyurulur. İnşaat için tüm minare ustalarına haber verilmesine rağmen hepsi "can derdine düştükleri" için bu işi yapmak istemezler. Sonunda caminin minaresi Yahudi bir minare ustası tarafından inşa edilir. Fakat o usta da parasını alamadan Samsun civarındaki köyüne kaçar. Yapımından 20 yıllık süreç içerisinde minare ayakta kalmayı başarınca ustasına haber salınarak gelip parasını alması söylenir. Usta da Safranbolu'ya gelerek emeğinin karşılığını alır.
- Lütfi̇ye Camisi
Akçasu Deresi'nin üzerinde yuvarlak bir kemer üzerine inşa edilen Lütfiye Camisi, ahşap minaresi ve mimarisiyle ilgi çekiyor. 1878'de Hacı Hüseyin Hüsnü tarafından yaptırılan cami, tavanı, ahşap korkuluklu mahfili ve ahşap minaresiyle büyük ölçüde özgünlüğünü koruyor. İlçedeki yaklaşık 2 bin geleneksel konağın özelliklerine uygun inşa edilmiş yapı, dikdörtgen plan üzerine moloz taşlardan yapılarak ahşap örtüyle kaplanmış.
Caminin inşasıyla ilgili halk arasında anlatılan öyküye göre, Safranbolu'nun yerlilerinden bir kadın hacca giderken, ''Eğer dönmezsem, mal varlığımla cami yaptırılsın'' diye vasiyet etmiş. Zamanın ağır şartlarında uzun süre dönmeyen kadının öldüğü haberi gelmiş. Bunun üzerine de caminin yapımına başlanmış. Cami, bölgedeki tarım arazilerinin binalarla kapanmaması gerektiği düşüncesinden hareketle kemer üzerine inşa edildiği sırada ölüm haberinin yanlış olduğu öğrenilir. Bunun üzerine Muslih Beyzade Hacı Hüseyin Hüsnü'nün sağladığı kaynakla cami yaptırılır.
AA
Kaynak: