Şair-yazar Kaplan'ın kızı Çiğdem Kaplan:

Şair-yazar Kaplan'ın kızı Çiğdem Kaplan:

"Babamı pazar günü kaybettik ve aynı gün ikindi namazı sonrası toprağa verdik"- "İnsanların üzüleceğinden endişe eden annem, duyup arayanlara babamın vefat ettiğini söyleyemedi. Bu sebeple meydana gelen bilgi karışıklığı için herkesten özür dileriz"

İSTANBUL (AA) - Şair-yazar Sadettin Kaplan'ın vefatı, edebiyat dünyasını ve sevenlerini üzüntüye boğdu.

Avukat Çiğdem Kaplan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babası Sadettin Kaplan'ı kaybetmekten büyük üzüntü duyduklarını, onun için sevenlerinden dua istediklerini belirterek, "Babamı pazar günü kaybettik ve aynı gün ikindi namazı sonrası toprağa verdik. Babamın vefatını eşine, dostuna söylemek çok zor. Babamın ayrıca birçok manevi evladı bulunuyor, onlar da babamı biz öz evlatları kadar seven insanlar. İnsanların üzüleceğinden endişe eden annem, duyup arayanlara babamın vefat ettiğini söyleyemedi. Bu sebeple meydana gelen bilgi karışıklığı için herkesten özür dileriz."

Şair Şeref Akbaba da Kaplan ile Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) yönetiminde birlikte görev aldıkları sırada tanıştıklarını ifade ederek, "Kendisi nevi şahsına münhasır bir Anadolu insanıydı. Edebi olarak baktığımızda romanları, kitapları özellikle şiirimize önemli katkı sağlayan bir şair ve yazarımızdı. Fakat edebiyat dergileriyle hep mesafeli olmuştur." diye konuştu.

Kaplan'ın ailesine taziye ziyaretinde bulunduğu bilgisini veren Akbaba, şunları aktardı:

"Kaplan hocamızın vefatını sonradan öğrendik, ailesinden sessizce gömülmeyi kendisinin istediğini öğrendim. Bu bana Necip Fazıl Kısakürek'in 'Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam/alıp beni götürsün, tam dört inanmış adam' şiirini anımsattı. Edebiyat, kültür sanat dünyası böyle olsun istemezdi muhakkak ama Kaplan'ın kendi arzusu böyleymiş, önemli olan onun isteği."

Şair-yazar Recep Garip ise Kaplan'ın ailesinde taziye ziyaretinde bulunduğunu dile getirerek, "Kızı Çiğdem hanım annesi ile taziyeleri kabul ediyor. Hane halkı üzgün, bizler de çok üzgünüz. Ziyaretimizde, ailesiyle Kaplan hocam hakkında birçok şeyi konuştuk, yüreklerimizdeki hüzün gözlerimize vurdu." ifadesini kullandı.

Ailesinden, Kaplan'ın vefatından önce "Yunus gibi gideyim. Haber vermeyin, kimseler üzülmesin" dediğini öğrendiğini söyleyen Garip, mezarını ziyaret ettiklerini ifade etti.

TYB İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı da, şairin Türk edebiyatının müstesna isimlerinden biri olduğunu kaydederek, şunları anlattı:

"Kendisiyle TYB'de birlikte olduk. Bu toprakların değerleriyle barışık, kültür ve medeniyet değerlerimize sevdalı bir ustamızdı. Edebiyatın birçok alanında yazdığı eserler nesillerin yetişmesine önemli katkı sundu. Merhumun aziz hatırasını yaşatma gelecek nesillere tanıtmak amacıyla yakında bazı kültürel etkinliklere imza atacağız, okurlarının ve yakınlarının başı sağ olsun."


- "Damadı sözünü tutmadı"

Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) İstanbul Şube Başkanı Cafer Vayni de, Kaplan'ın geçmişte İLESAM İstanbul Şube Başkanlığı görevini yürüttüğünü söyleyerek, şunları dile getirdi:

"Sadettin ağabeye hasretimin kabardığı gecelerden birinde avukat, bir partinin ilçe başkanı olan olan damadının telefonunu bir dosttan aldım. Kendimi tanıttım, beni ve kim olduğumu bildi ya da öyle davrandı. Sadettin ağabeyin durumunu sordum. Nekahet döneminde olduğunu söyledi. Hak vaki olursa mutlaka haber vermesini söyledim. Söz verdi, söz verdikten üç gün sonra 12 Haziran'da ikindi namazına müteakip Sadettin ağabeyin toprağa verildiğini okudum. Damat bey söz verdiği halde bize vefat haberini söylemedi."

Kaplan'a son görevinini yerine getirememekten üzüntü duyduğunu dile getiren Vayni, 'Türkiye’nin şairinin, Türkiye’ye mal oluşunu sağlayacağından yakınlarının vefat haberini özellikle haber vermediği düşüncesi zihnimde bir kıymık gibi. Bu nedenle vefat haberinin verilmemesi, vefatından daha çok yaraladı beni." dedi.



AA

Kaynak:Haber Kaynağı