M. Ali Köseoğlu
Şaka mı bu!
Önceki gün Ankara’da gerçekleşen “bombalı terör saldırısını” millet olarak kınıyoruz.
Devletin, terörün faillerini ortaya çıkaracağından şüphemiz yok...
Halkımız da yeniden istikrarlı günlere dönme noktasındaki iradesini elbette sandıkta ortaya koyacaktır.
Günler sayılı...
***
Türkiye’nin ilerleyişinden rahatsız olan odakların saldırıları yeni değil.
Her türlü fitne ve fesada karşılık tabiri caizse ‘aşılı’ olan insanımız, oynanan oyunu açıkça görüyor.
Birlik ve beraberliğimize kasteden bu saldırıları bertaraf edecek irade, halkımızda çok şükür fazlasıyla mevcut.
***
Onlar bombaları patlatacak; bizler yaraları saracağız...
Onlar yollara pusular kuracak; bizler yollar, köprüler açacağız.
Onlar öldürerek yürürken, bizler yaşatarak koşacağız...
Hiç şüphemiz yok.
Galibiyet; namustan, haysiyetten, milli birlik ve beraberlikten, insandan yana olanların olacaktır.
Öldürerek, korkutarak, sindirerek var olmaları mümkün değil.
***
7 Haziran seçimleri sonrasında oluşan havanın böyle sürüp gitmeyeceği muhakkak.
Fakat böyle olmaması için herkese özel ve önemli sorumluluklar düşüyor.
AK Parti’ye olduğu kadar CHP ve MHP’ye de düşen görevler var.
Halk nasıl ki 7 Haziran seçimleri sonrasındaki ‘koalisyon çalışmalarından sonuç çıkmamasını’ not etmişse; şimdikileri de not ediyor.
Misal; Başbakan Ahmet Davutoğlu Hocamız; MHP Lideri Devlet Bahçeli ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na görüşme çağrısı yapıyor.
Maksat; teröre karşı ortak tavır almak.
***
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu kabul ediyor fakat MHP Lideri Bahçeli yaşanan trajik olaya karşı kendinden beklenmeyen bir cevap veriyor.
MHP’den yapılan açıklamada deniliyor ki:
“Sayın Başbakan Sayın Bahçeli’nin ‘hayır’ cevaplarına alışık olduğu için bu görüşme talebine de ‘hayır’ diyoruz.”
***
Şaka mı bu!
Maalesef şaka değil.
MHP’nin cevabı tam da böyle...
***
Oysa daha geçtiğimiz günlerde Bahçeli, partisinin 1 Kasım seçimlerine yönelik seçim beyannamesini açıklarken, ortaya 7 Haziran benzeri bir tablo çıkması durumunda “PKK’nın uzantısı HDP hariç, diğer partilerle hükümet kurmaya hazır olacağını” söylememiş miydi?
***
Bu tavır; Bahçeli’nin 1 Kasım’dan sonraki tavrının da işaretidir.
“Hayır” demeye o kadar alışmıştır ki; Milletin en çok ihtiyaç duyduğu zamanda bile gelen teklife “hayır” diyerek karşılık vermiştir.
Soru şu:
-1 Kasım’da 7 Haziran benzeri bir sonuç çıkarsa; “Hayır” cevaplarına alışık olduğumuz Bahçeli’ye güvenebilecek miyiz?
-Evet mi?
-Hayır mı?